İZMİR - Allianoi antik kentinin sular altında kalmasının Bergama’nın UNESCO’nun hazırladığı Dünya Kültür Mirası Listesine Girmek konusunda avantajını dezavantaja çevirdiğini belirten Alman Profesör Helmut Müller Akropole yapılan Teleferik ve Allianoi’nin toprağa gömülmesi Bergama’yı UNESCO’NUN hazırladığı Dünya Kültür Mirası Listesine girmekten uzaklaştırdı” iddiasında bulundu
Bergama Sağlık Sempozyumuna konuşmacı olarak katılan Alman Antik Tarih ve Epigrafi Alman Arkeoloji Enstitüsü Komisyon Üyesi Profesör Phil. Helmut Müller, Bergama’nın Antik( ören)yerleşim yererliyle UNESCO koruması altına girmek için çaba sarf etmesini değerlendirerek bu isteğin bir hayal olduğunu açıkladı.
Tarihi ören yerlerine olduğu gibi sahip çıkılmasının ve en iyi şekilde korunması gerektiğini belirten Profesör Phil. Helmut Müller, Gazeteci Tahsin Tuna’ya yaptığı özel açıklamada bu konuyla ilgili olarak görüşlerini şöyle açıkladı. “Allianoi kazılarının başladığı dönemlerde Bergama Yortanlı Barajı yerleşim alanı konusunda araştırmalar yaptım ve çıkan buluntulardan elde ettiğim bilgiler ile söz konusu baraj alanının kesinlikle Allianoi antik Kent olduğunu kanıtladım. Bu alan Allianoi kenti değildir diyenlere de belgeli kanıt gösterebilirim. Tarihi ören yerleriyle UNESCO Koruması altına girmek isteyen Bergama’nın bu konuda hiç şansı olmadığını söyleyebilirim” dedi.
ALMANYA’DA BİZ BUNU YAŞADIK
Doğu Almanya’da ki Dresdner şehrinde 6. köprünün yapılmasıyla bunun en iyi örneğini biz yaşadık diyen Profesör Phil. Helmut Müller, UNESCO ile ilgili yaşadıkları olayı ise şöyle değerlendirdi. “UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesine girme mücadelesi veren Bergamalıları kutluyorum. Güzel bir çalışma yapıyorlar. Fakat bu çalışmaların haricinde de bazı yanlışlarda beraberinde yapılıyor. Örneğin Allianoi baraj altında kalmış, diğer yandan Akropol’e Teleferik yapılması bunlardan en önemli ikisi bu iki yanlış ile Bergama’nın UNESCO’nın Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilmesi gittikçe zorlaşıyor. Artık Bergama için bu ancak hayal” iddiasında bulundu.
bunun en iyi örneğini biz yaşadık diyen Müller: 1989 yılında duvarlar yıkılınca Almanya’nın prestij bölgesi haline gelen Doğu Almanya’da ki Dresdner de tarihi dokuların bozulmaması ve korunması için şehir UNESCO korumasında ve Dünya Kültür Mirası Listesindeydi. Ama birçok ünlü sanatçıya ev sahipliği yapmış bu gözde kentin Dresden’din önemli bir sorunu vardı. Kent yeniden yapılandırılırken, Elbe Nehri’nin kucağında kümelenmiş Dresden’in geçiş köprüleri yetersiz kalmış. Yeni bir köprü (altıncı) yapılmasına karar verilmişti. UNESCO’nun koruması altında olan kente hemen bir “ihtar” geldi. İhtarın konusu “ya köprü ya da dünya mirası listesi” oldu. Kentte, demokrasiye saygılı ki bir referandum yapıldı., nüfusun yüzde 75′i yeni köprüye “evet” dedi. Ama bu kez de UNESCO da şehri listesinden “çizdi.” Mirasından mahrum da kalsa Dresden kenti yoluna yürümeye devam ediyor. Çünkü ürettiğini Elbe Nehri’nden geçiremedikten sonra, sanayi şehri olamayacağının bilincinde” açıklamasında bulundu. (Tahsin TUNA/Bergama)