Göztepe'nin simge isimlerindendi rahmetli Mustafa Cücen…

Mekanı cennet olsun.

İyi insan, iyi futbol adamı ve büyük Göztepeliydi.

1995 yılıydı.

Mustafa Cücen seçilir seçilmez, basın turuna Yeni Asır ziyaretiyle başladı.

Gelir gelmez, 'Spor müdürü olarak bize destek ver' dedi ve projelerini anlatmaya başladı.

'Altyapıya önem vermezsek bu borçlar bizi batırır. Artık yıldız futbolcu transfer etmeyeceğiz. Edemeyiz de zaten. Mütevazı bir kadro ile mücadele edeceğiz. Kimse bizden şampiyonluğa oynamamızı beklemesin.'

'Nasıl yapacaksınız?' dedim

'Avrupa'da yarı final oynayan ilk Türk takımıyız. 1.Lig'e (Şimdiki Süper Lig) adımızı 4. Büyük (Trabzon'dan önce) olarak yazdırmıştık. Ancak düştüğümüz 2.Lig'de her sezon şampiyonluğa oynamamıza rağmen hedefe bir türlü ulaşamadık. Bu bizi çok yıprattı. Sözün kısası deniz bitti. Yani borç çok.'

Cücen'in 'Mecburuz. Aksi takdirde bu takım amatör kümeye kadar düşer. Camia bizim yönetimimizi desteklemeli' sözlerine…

'Medya da taraftar da sizin bu projenize destek vermez başkan. Siz hedef takımsınız. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş Türkiye için neyse, Göztepe de İzmir için aynıdır. Siz tesislerinizi altından da yapsanız, üst üste üç mağlubiyette ne siz kalırsınız ne yönetiminiz' dediğimi dün gibi hatırlıyorum.

***

Bildiğiniz gibi geçen sezon Süper Lig'den düşen Göztepe'de, patron-başkan Mehmet Sepil, hisselerinin yüzde 70'ini Danimarkalı Ankersen'e sattı.

İngiltere Premier Ligi'nde mücadele eden Southompton'un da sahibi olan Ankersen, Göztepe'nin başına temsilcilerini gönderdi.

Her fırsatta 'Göztepe Southompton'dan büyük' demeçleri verildi, sarı-kırmızılı kulübün pilot takım olmayacağı vurgulandı.

Gidenlerin yerine birçok 'yıldız' alındığı belirtildi, ancak 1.Lig serüveni başlayınca 'Şapka düştü, kel göründü.'

Sözler taraftarın istediği gibi olsa da icraatlar bunun aksini gösterdi.

Sezon iyi başlamayınca teknik kadroda değişiklik yapıldı ve Şakir Özkayımoğlu-Ekrem Dağ ikilisi göreve getirildi.

***

3-0 yenilgi ile sonuçlanan Pendikspor ve 2-0 mağlubiyetle biten Tuzlaspor maçlarının bir bölümünü izlerken adeta saç-baş yoldum.

Yorum yazmaya bile elim gitmedi sinirden.

1-0'lık Malatya deplasman galibiyetinin ardından gelen 5-0'lık Denizli zaferi sonrasında 'Tamam dedim.

Teknik kadrodaki değişiklik tuttu herhalde, diye düşündüm.

Göztepe'nin Samsun'dan puan alacağına inanmamakla birlikte 'çıkmayan candan umut kesilmez' misali ekran başına geçtim.

Gördüğüm futbol Pendik ve Tuzla maçındaki futboldan farksızdı..

İstatistik tutmaya başladım.

Mücadele vardı ama kazanılan toplar kısa sürede kaybediliyordu.

İkinci pasın ardından atılan üçüncü pas sürekli rakibe gidiyordu.

Sarı kırmızılı takım ilk kez 27. dakikada 'üç pas' yapma başarısı (!) gösterdi.

Ardından 35. dakikada yine üçüncü pası yapmayı başardık (Sinirlenmeye başlıyordum) demeye kalmadı.

Geliyorum diyen Samsunspor'un golünü 37. dakikada kalesinde gördü Göztepe…

Maçın sonunda Şakir Özkayımoğlu, 'Oyunun ilk yarısının tamamen hakimiyken, 40 yılda bir olacak gol yedik. Merkezden orta sahaya geçişlerde kazandığımız topları 3. bölgeye pasları iyi yapabilseydik çok farklı bir skorla içeri girebilirdik' dedi.

(!)

***

Yazının başına dönecek olursak…

Göztepe tribünlerinde konuşulan ve yanıt aranan sorular şöyle:

Kulübün efsanelerinden Mustafa Cücen'e bile süre vermeyen sarı-kırmızılı camia Danimarkalı patronun 5-6 yıl sonrasını işaret etmesine ne diyor?

'Dünyanın en büyük kulübünün bile pilot takımı olmayız' diyen taraftar, yarışmacı takımdan proje takıma dönüşüme ne diyor?

Kulübün patronuyken 20 Mart'ta 'başkanlığı bıraktım' diye açıklayan Mehmet Sepil, Göztepe'yi kendi camiasına satmayı neden tercih etmedi?

'Göztepe'yi satarsanız ben tekrar alırım' diyen kulübün eski sahibi Altınbaşlar neden düşünülmedi?

Bu yılın 'geçiş sezonu' olarak görülmesi nedeniyle mi kaliteli oyuncular alınmadı?

Alındıysa neden oynayamıyorlar?

Transferleri Danimarkalı Ankersen'in ekibi mi yoksa Mehmet Sepil mi yaptı?

Transferleri Sepil yaptıysa, Danimarkalı Ankersen kulübü neden aldı?

Teknik kadronun başına iki kişi birden koymak hangi sistemin ürünüdür?

Bu sayı daha sonra 3 veya 4 olacak mı?

Yeni modeller denenecekse neden Süper Lig'de değil de şimdi deneniyor?

Buyrun. Söz sizde!

SONSÖZ:

'Yıldızlarla çalışmak zor değildir. Asıl zor olan yeteneksiz olup kendini yıldız sananlarla çalışmaktır' Guus Hiddink