Koronavirüs iki buçuk ay önce başladığında ilk etapta herkes bir durakladı.

Eşi benzeri görülmemiş bir süreçti.

1929 ekonomik buhranı ile 2. Dünya Savaşı'na benzetenler oldu.

Ekonomi, ticaret, spor, basın, eğlence, kültürel ve sosyal yaşam ilk kez böyle bir durum ile karşı karşıya kaldı.

Neyseki bugün itibariyle hayat normale dönüyor.

Ancak bu normal bizim alıştığımız gibi mi?

Tabii ki değil.

Yine sosyal mesafeli, yine dikkatli yaşayacağımız bir dönem bizi bekliyor.

Zira, uzun bir süre hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

***

Siyaset ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) 2.5 aylık salgın hastalık seferberliği sürecinde önemli imtihanlar verdi.

Magazin diliyle 'en' ve 'in' olan isimleri alt alta yazmaya kalksak oldukça uzunca bir liste olur.

'En'lerin ilk sırasına ben Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yı banko yazarım.

Hemen her kesimin güvenini kazanan Bakan Koca'nın önü siyaset sarmalında kesilmez ise; Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası AK Parti'nin lideri olur.

İzmir özeline göz atacak olursak;

Taa 11 Aralık'tan,

Tarihi Asansör'deki Başkan Tunç Soyer ile Ege'de Sönsöz buluşmasından başlayayım.

CHP'li Başkan Soyer, o gece sözlerine Ege'de Sonsöz ailesinin habercilik başarısına övgüler yağdırarak başlamış, 'İzmir'in bir numaralı ekibi ile birlikte olmaktan mutluyum' demişti.

'Peki Başkan siz ekibinizden ne kadar memnunsunuz' diye sordum,

Soyer şunları söyledi:

- Bugüne kadar uygulanan performans sistemini değiştireceğiz. Belediyede ödüllendirme de olacak, cezalandırma da.

- Büyükşehir personeli kendini bu kentin geleceğinden sorumlu hissedecek.

- Hayatı değiştirmeye, iyileştirmeye geldik. Farkı yaratan heyecandır.

- Ekibime kefilim. Belediye kadromuz tam olarak oturdu.

- Şu an için herhangi bir atama/değişiklik beklemeyin, olmaz.

- Koluma girmeyene ise ağlayacak değilim. Onlarla yollar ayrılır.

***

Aradan geçen zamanda Başkan Soyer yönetici kadrosunun yarıya yakınını değiştirdi.

Ve bu değişime rağmen Büyükşehir Belediyesi Korona ile mücadelede başarılı bir sosyal belediyeciliğe imza attı.

Maskematik'ten tutun da seyyar pazarlar gibi hizmete alınan bir çok yeniliğin etkisi Türkiye sınırlarını aştı.

Ayrıca;

Başkan Soyer'le kolkola giren Konak'ın tecrübeli Belediye Başkanı Abdül Batur ile Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ'u da bu dönemin projeleri ve hizmetleri ile öne çıkan liderleri arasında sayabilirim.

Her üçünü de kutlarım...

***

Peki, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) bu dönemde nasıl bir sınav verdi derseniz doğrusu STK'larda yıldızı parlayan bir-iki yönetici vardı sadece.

Açıkçası.

Çoğu başkan sahada yoktu.

Bazı yöneticiler kendini resmen karantinaya almış ki, talimatlar hep evden verildi.

Hizmetlerin, yapılanların denetlendiğini pek göremedik.

Üfürükten bir iki poz vererek medyaya yapılan haber servisleri ile vatandaşın ve üyelerin gözleri boyanmaya çalışıldı.

***

Korona sürecinde daha çok Torbalı'da tarım ve hayvancılıkla uğraşan oğlumun yanındaydım.

Dolayısı ile ilçedeki gelişmeleri, hizmetleri ve eksikleri yerinde gördüm. (Sonraki yazılarda bunlardan detaylıca bahsedeceğim)

Ancak son beş yılda Büyükşehir ve Torbalı Belediyesi tarafından her yıl yeniden yapılan, hatta bazen yılda iki kez onarım gören Karakuyu yolunun tamamlanmasına bir kez daha (!) şahit olduğumu söylemeden geçemedim.

Umarım yol, bu kez işinin ehli ustalar tarafından yapılmıştır da 3-5 ayda köstebek yuvasına dönmez.

***

İlgimi çeken yöneticilerden biri de Torbalı Ticaret Odası (TTO) Başkanı Abdulvahap Olgun oldu.

O'nu Korona sürecinde inisiyatif alarak sürekli etkinlikler yaparken izledik.

Evden çıkma kısıtlaması yaşayan 65 yaş üstü vatandaşlardan ihtiyaç sahibi olup polis ve jandarmayı arayarak erzak talep eden hemen herkese yardım edilmesini sağladı.

Vefa Destek Grubu üyesi olan TTO Başkanı Olgun, Kaymakam Ercan Öter ile birlikte ihtiyaç sahibi insanlara sosyal yardımları ulaştırdı.

Odanın tüm parasının üyelere kredi olarak dağıtılması için çalışma başlattı.

Maske dağıtımından çalışma izni alınmasına kadar bilfiil sahada ter döktü.

'Bizler toplumun hizmetkarıyız. Yaralara bir nebze olsun merhem olabildiysek ne mutlu bize' diyerek alçak gönülüllükten de taviz vermeyen TTO Başkanı Olgun'u da gönülden kutlarım.

SONSÖZ: En iyi yönetici, yaptırmak istediği işi yapacak iyi adamları bulan ve onlar bunu yaparken işlerine karışmayarak kendi sorumluluklarını bilmelerini sağlayan kişidir. (Theodore Roosevelt)