Genç Başkan Özgür Ekmekçioğlu yönetiminde son dönemde gelen şampiyonluklarla havaya giren siyah-beyazlı kulüp gözünü bu yıl layık olduğu yere, yani Süper Lig'e çevirdi.

Kolay mı derseniz tabi ki çok zor.

Özellikle Bursaspor gibi büyük bir camianın favori olarak lige başlayacağı, Akhisar, Ümraniye ve Adana'nın zirve kovalayacağı ligde hedef doğrudan ilk ikiye girmek;

olmazsa da Play-Off'tan ipi göğüslemek.

Yönetim, geçen sezon ligde orta sıralarda yer bulan takıma gelecek vaadeden yetenekleri kazandırmak için tüm imkanları kullanıyor.

Nokta takviyelerle eksikler gideriliyor.

Büyük bütçeli takımlara karşı herşeyin para olmadığını ispatlamaya çalışacak ekibin başında usta teknik direktör Sait Karafırtınalar, arkasında da kenetlenmiş Altay camiası var.

Yani, şampiyonluk için tüm şartlar hazır.

***

Tesisleri her ziyaretimde başka kulüplerde göremeyeceğiniz kaliteyi gördüm, yaşadım ben Altay'da.

Bu 40 yıl önce de böyleydi, şimdi de.

'Büyük' lakabını sonuna kadar hakeden bu kulüpte rakibe saygı, vefa, önce insan olmaya verilen değer ve asaletti beni etkileyen.

28 Mayıs'taki olaylı kongre gölge düşürse de...

İzmir'de kalitenin öteki adıdır bence Altay.

***

Yukarıda övgüler düzdüğüm Altay Spor Kulübü için kimileriniz, 'Bu nasıl büyüklük. Bin kişiye maç oynuyorlar' diyebilirsiniz.

Anlatayım;

Altay'ı öne çıkaran en önemli özelliği bana göre genç taraftarının kulübüne sahip çıkma biçimidir.

Tarihini iyi bilen, misyonuna sahip çıkan bu okumuş çocuklar, geliştirdikleri projelerle bir yandan yönetime destek olmaya çalışmakta, diğer yandan da gördükleri hata ve eksikleri anında söyleyerek düzeltilmesini sağlamaktadırlar.

Yani kulüp içinde 'otokontrol' görevini üstlenen bu gençler,

başarı geldiğinde on binlerin tribünleri dolduracağına,

İzmirlilerin Altay'a yine eskisi gibi sahip çıkacağına gönülden inanıyorlar.

***

Genel kurula gelince;

26 yaşındaki bir Altaylı taraftarın söz alıp yönetime cevaplanması için kürsüden sorduğu 10 soru, kendisi de genç olan Başkan Özgür Ekmekçioğlu tarafından geçiştirildi.

Hatta; Ekmekçioğlu'nun 'ben anlatırım da senin anladığın kadar', 'sen bundan önceki kongrelerde niye konuşmadın', 'bundan önce neredeydin' sözleri ve eski başkanlardan Cihangir Marmara'ya karşı kullanılan üslup hiç şık olmadı.

Tartışmalar, küfürler ve itiş kakışları ise hatırlamak bile istemiyorum.

Kongrede yaşananların kamuoyu önünde tartışılmasının kulübe zarar vereceğine inanan genç taraftarlar ise daha sonra '1914 Altay Ruhu!' adıyla bir sivil toplum hareketi başlattı.

Kulübün imajını ve kültürünü korumak için bu yola başvurduklarını belirten gençler, günlük başarılardan ziyade duruşuyla, ilelebet payidar kalacak tam bağımsız Altay Spor Kulübü için çalışma sözü verdiler.

Dediler ki;

Bizim kavgamız, başarısızlık halinde Orduspor'lara, Manisa'lara, Gaziantep'lere dönüşmemektir. Bizim kavgamız, başarı halinde şahıs şirketlerine dönüşmemektir.

Yıllardır karşılıksız ve menfaatsiz sevdiğimiz arma için endişelerimiz bizi Altay haini yapacaksa, biz Altay hainiyiz.

1914 Altay Ruhu ismini koyduğumuz hareket, bir gurup cefakar Altaylı tarafından, Vasıf Çınar'ların, Hasan Tahsin'lerin, Vahap Özaltay'ların, Rıdvan Burteçin'lerin, Esin Özgener'lerin, Mazhar Zorlu'ların ve daha nicelerinin büyütüp yaşattığı Altay ruhunu muhafaza ve müdafaa etmek için kurulmuştur.

SONSÖZ:

Futbolcu kardeşlerim,

Oynadığınız futbol ile kendinize çok iyi imkanlar sağlayabilirsiniz.

İşte bu esnada mesleğinizde yükseldikçe çevreniz genişler ve herkes tarafından tanınırsınız.

Bunlar gelip geçicidir.

Asıl olan;

Büyüklerinize göstereceğiniz saygı, mütevazilik ve efendiliktir.

Unutmayınız ki,

Bu değerli özelliklere sahip olamazsanız futbol hayatınız bittiğinde etrafınızda kimsenin olmayacağı gerçeği aşikardır.

İşte ben evlatlarımıza hep bunları öğütledim.

(Altınordu efsanesi Beytullah Baliç)