Güneydeki komşumuz Suriye’de kaotik sürecin nasıl gelişeceği konusu bir bilinmezlik.
Dilerseniz bu konudan sıyrılarak, bize uzak gibi gelen,kimilerinin ayırdına varmayan,ancak bize kültür olarak yakın gördüğüm Dış Türklerden biri olan Gagauz Türklerine bir göz atalım.
Bu kapsamda kaleme aldığım yazımla, 15-18 Kasım 2018 tarihlerinde Avrupa Milletler Birliği Federasyonu Türk Azınlık/Toplulukları Grubu (FUEN TAG) toplantısı nedeniyle bulunduğum Moldava Cumhuriyeti’ne bağlı Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nde yaşayan Gagauz Türk Dünyası hakkında kısaca gördüklerimi ve öğrendiklerimi yansıtmak istiyorum.
Gagauz Türkleri Hakkında bilgi sahibi miyiz?
İstanbul’dan Moldava Cumhuriyeti Başkenti Kişinev’e uçakla gitmek olası. Buradan Gagauz Özerk Cumhuriyeti’nin Başkenti Komrat’a, yaklaşık 2 saatlik bir karayolu yolculuğu ile varılıyor.
Gagauz halkının,5 günlük süren bağımsızlığın dışında, Rusya, Romanya, Almanya (II. Paylaşım Savaşı döneminde) ve Sovyetler Birliği’nin egemenliği altında kaldığı bilinmekte.
1980’lerin sonunda Sovyetler Birliği’nin demokrasiye yönelik girişimleriyle birlikte Gagauz aydınları çevresinde de millî bilinç yayılmaya ve Gagauzların kültür ve ekonomik sorunları gündeme getirilmeye başlanmış. 1988 yılında “Gagauz Halkı Hareketi”ni kurmuşlar.
“Gagauz Halkı Hareketi”, 1989 Mayıs ayında ilk kongresini yapmış ve güney Moldova’da başkenti Komrat olmak üzere kurulacak özerk Gagauz Cumhuriyeti’nin kendi kültürel ve ekonomik işlerinde bağımsız,ancak Moldova’ya bağlı özerk bir yönetim talebinde bulunmuşlar.
Bunun sonucunda günümüzde Gagauziya olarak bilinen Gagauz Özerk Cumhuriyeti’nin kendi marşı ve bayrağı var.
Gagauzlarların, dış görünüm-çehre ve diyalekt olarak daha çok Anadolu'daki Yörüklere çok benzer oldukları söylenebilir.
Ülkeye ismini veren Gagauzlar,Oğuz Türkü kökenli. Gagauz sözcüğünün Gök-Oğuzdan türediği düşünülmekte.
Romanya ve Macaristan'a göç eden Türkler olduğu gibi Gök-Oğuzlar da önceleri Romanya-Dobruca bölgesine yerleşmişler.
Tarihte Avrupa'ya göç etmiş Türklerin pek çoğu asimile olurken, Gagauzlar dillerini ve kültürlerini korumuşlar. Romanya bölgesinden şimdiki bulundukları yere gelme nedenlerinin başında da asimile olmaya karşı gösterdikleri direnç olmuş.
Gelenekleri ve dillerinin Türkiye ile aynı olması,bu her iki değerin Orta Asya'dan beri korunup sürdürüldüğünü gösteriyor.
Gagauzlar'ı Türk tutan en önemli ögelerin ,inat derecesindeki Türklük Bilinci ve Türk Dilinde yapılan Ortodoks ayinlerin olduğu belirtiliyor.
Gagauziya’nın Ekonomisi
Gagauziya’nın nüfusu 160 bin. 33 bini yurtdışında çalışıyor. Bunun da 25 bini Rusya’da. Avrupa’nın en yoksul yerlerinden birisi.Özerk devletin para birimi Moldova Lirası.Ekonomisi,tarıma dayalı. Ürettikleri şarap ve tarım ürünleri Rusya’ya satılıyor.
Çok kaliteli üzümler yetiştiren Gagauzlarda, hemen hemen her evde şarap yapılıyor. Konuklara şarap ikram edilmeden bırakılmıyor.Üzümün dışında, ayçiçeği, tütün ve soya tarımı da yapılıyor. Gökoğuzların harman şekilleri de Anadolu Türklerindeki gibi.Hayvan yetiştiriciliği de yapılıyor. Bizi bir at yetirme çiftliğine götürmüşlerdi.
Eğitim ve Kültürü
Türkiye Cumhuriyeti’nin de katkılarıyla kurulan “Komrat Üniversitesi”, bunların dışında “Atatürk Kültür Evi” ve müzeler var.
Kültürleri temelde Türk kültürü olmakla birlikte, komşu milletlerin kültürlerinden de bir oldukça etkilenmişler.Temizliğe verdikleri önem,toplu alanlarda oldukça dikkat çekici. Hastane ve okulları oldukça temiz. Gagauzlar, Türk konukseverliğini Avrupa'da yaşatmaya çalışıyorlar.
Eski Türk inancından kalma Şaman-Gök Tanrı inancının izleri Gagauzlarda çok görülüyor. Doğa kültü içerisinde yer alan “Toprak Ana”, “Yer Ana” gibi terimler yaygın kullanılır. Nevruz, Hızır, Hıdırellez gibi bayramları da kutluyorlar.Hristiyanlıkta olmamasına rağmen hemen her işe başlarken ya da bir işi başarınca küçükbaş da olsa bir hayvan kurban ediliyor, fakir fukaraya dağıtıyorlar. Bir Gagauz aile, kendisine başka bir Gagauz aileyi kardeş aile olarak seçiyor.Zor zamanlarında birbirine yardımcı oluyorlar. Bunun eski Türk kültüründeki, “Andalık Sistemi”nin devamı olduğunu belirtiyorlar.
Kendilerine özgü Türküleri var. Ancak bu Türkler BatıTrakyadakilere çok yakın.Kopuz çalıyorlar.
Gagauz Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasında benzerlik ne?
Gagauzca, Öz Türkçe.Türkiye Türkçesine en yakın dillerden biri. Bugün Gagauzya’da üç tane resmi dil var: Gagauzca, Romence ve Rusça. Gagauzların öz dillerine giderek daha fazla önem verdiklerini söylemek olası. Çocuklarına “Ey, sen ne soy Gagauzsun, açan bilmersin bizimce lafetmek:Sen ne biçim Gagauzsun bizim gibi konuşamazsın” diye onları öz dillerine bağlı kalmaya özendirmektedirler.
1993 yılında Rusların “Kiril alfabesini” bırakmışlar, “Latin alfabesini” kabul etmişler. Gagauz Türklerinin ön adları , genellikle Mariya, Dimitri, Ivan, Saveliy, Alinka gibi Türkçe değil,ancak soyadlarının hepsi Sari, Kuru, Demirci, Kazanci, Tasoglu gibi Türkçe kökenli.
Kırsal kesimde konuşulan Gagauz Türkçesi’ndeki sözcükler,Türkiye Türkçesi'ne neredeyse aynı.Ancak diğer bütün Türk dilleri, özne, nesne ve yüklem sıralaması ile cümleyi oluştururken Gagauzca'da Avrupa dillerinin etkisi ile özne,yüklem ve nesne sıralaması ile cümle kuruluyor. Bu durum,özellikle Batı Trakya ve Bulgaristan Türklerinin Türkçelerinde de gözükse de Gagauzca kadar dile yerleşmiş değil. Örneğin, Türkiye Türkçesi'nde "Ben elmayı yedim" derken, Gagauz Türkçesinde "Ben yedim almayı" deniliyor.
Bir başka farklılığın farklı ses olaylarının ortaya çıkması şeklinde olduğu gözlemleniyor.
Örneğin Türkiye Türkçe'sindeki söz başı /y/, /h/, söz ortası /h/,/ğ,/y/ ve söz sonu /r/ sesleri,Gagavuz Türkçesinde çoğunlukla düşüyor.
Yemek-imek,yahni-yaanı,uğra-uura, haber- aber, sabah-sabaa,büyük-büük, öğrenci-üürenici gibi.
Anılan bu küçük farklıklara karşın,özellikle türkü,şarkı,deyiş ve mani gibi kültür ögelerinde benzerlik çok yüksek düzeylerde .
Örneğin, “Ana dilim - tatlı bal/ Salkım çiçää kokusu/ Şırasını üklü dal/ Vermiş gömeç dolusu!” gibi —“Dionis Tanasoglu, yazıcı, poet, bilimci”
Kısaca köylerde konuşulan kişilerle yüzde 80’ın üstünde anlaşılır bir Türkçe ile anlaşmak olası.Ancak şehirleşme oranı ve eğitime bağlı olarak Rus dilinin çok sayıda sözcüğü, Gagauz Türkçesine girmiş ve benzerlik azalmış. Bu durum,Sovyetler Birliği döneminde kültür ve bilim dilinin Rusça olmasından kaynaklanmış.
Özerk Gagauz Yerinin kurulması, latin harflerinin kabul edilmesi ve de Türkiye’nin son dönemlerde maddi ve manevi yatırımları ile Rus kültürünün etkisinde azalma olması bekleniyor.
Dinsel inançları
Gagavuzlar dini inanç olarak Ortodoksluğu benimsemişler.Ancak ,ibadetlerini bile Türkçe yapıyorlar.Balkanlar’a Karadeniz’in kuzeyinden gelirken yolları üzerinde Müslüman toplumlarla karşılaşmadıkları için, gittikleri yerde Hiristiyan olmuşlar.Bir çok Gagauz, Hristiyan olmalarına karşın domuz eti yemiyor ve ayrıca kimileri de erkek çocuklarını sünnet ettiriyorlar.
Hiristiyanlikta olmayan inanışları da bulunmakta. Gagauzlar, eski Türk inanci olan “Gök Tanrı Dini” ile Hristiyanlığı birleştirip, bir inanç yapısı oluşturmuşlar. Hristiyanlıkta kurban kesme ibadeti olmamasına karşın,Gagauzlar “Iduk:Adak” denilen bir kurban kesiyorlar.
Gagavuz Dünyası ile Atatürk Cumhuriyeti arasında ilişki nasıl başlamış?
Atatürk'ün Türkiye dışındaki Türk topluluklarına olan ilgisinin, siyasal ve dinsel sınırlar tanımamış olduğu biliniyor. Bunun bir örneği, Gagauz Dünyası ile verilebilir. Atatürk’ün görevlendirdiği Bükreş Büyükelçisi Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ortodoks mezhebindeki Gagauz Türkü soydaşlarımız ile yakından ilgilenmiş. Sefaret çalışanlarını Gagauzlardan seçmiş; ardından da yetenekli Gagauz çocuklarına öncelik vererek ilk aşamada yaklaşık 20 kişilik bir öğrenci grubunu öğrenim için Türkiye'ye göndermiş. Daha sonra bu sayı 200'ü aşmış. Bunların bir kısmı tekrar ülkesine dönerek toplumuna Türklük bilinci ile hizmet ederken, Türkiye'de kalanlar da bilim ve kültür alanında önemli görevlerde bulunmuşlar.
Bu grup arasında, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapmış Prof.Dr. Emin Mutaf(Georgiy Mutaf), Prof.Dr. Özdemir Çobanoğlu (Vasili Çoban),Prof.Dr. Osman İkizli(Anatoliy İkizli),Ali Kaygı(Georgiy Kaykı) gibi çok sayıda Gök-Oğuz Türkü sayılabilir.
Özetle, Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nden uğurlanırken ,bizden çok uzak bir yer gibi algılanan,ancak kültür ve dil açısından belki de Türk Dünyası’ndaki kimi ülkelere göre çok daha yakın bir yerden ayrılmış bir duygu içinde kaldım.
Gagauzya’ya tekrar gitmek isterim.Çünkü bizi birleştiren ön önemli kültür öğesi,bir Gagauz Gazetesi’nin adı gibi olan “Ana Sözü”dür,bir başka deyişle Ana Dilimiz“Türkçe”dir.
Günümüzde Latin harflerinin kabul edilmesinden sonra Gagauz Türkçesi ile yazılmış kimi kitap ve dergilere örnek:Nikolay Baboglu-Gagauz Folkloru,Gagauz Korafları,Gagauz Halk Masalları,Gagauzların IV Dünna Kongresi,,Üürenmak Kiyadı.Gagauz Halkının Kulturası Hem Adetlerİ, Sabaa Yıldızı.Gagauziya-Avtonom Bölgesi.Üç Aylık Jurnal Sayı:61/2015.Gagauziya Antonov Bölgesi,Komrat
Benim de Hocam olan Prof.Dr.Emin Mutaf, Türkiye Tarımsal Mekanizasyon Bilimi’nin öncülerindendi. Doğum yeri, Komrat /Gagauz Yeri’dir. İlk öğrenim, Orta öğrenim ve Lise Öğrenimini Komrat’ta almıştır. Üniversite öğrenimini Ankara Ziraat Fakültesi’nde 1934-1939 yılları arasında görmüş ve 1958 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne gelerek Ziraat Makinaları Anabilim Dalını kurmuştur. 1999 yılında sonsuzluğa uğurladığımız hocamız Prof. Dr. Emin Mutaf’ın adı, ülkemizin Tarımsal Mekanizasyonuna ve bilim hayatına yaptığı üstün katkılar nedeniyle hep anılacaktır.