Ülke bir baştan bir başa kargaşa içinde...

Hukuk'ta kargaşa…

Sağlık'ta kargaşa…

Eğitim'de kargaşa…

Dış politika'da kargaşa…

Trafik'te kargaşa…

Ekonomi'de kargaşa…

Hasılı tümüyle kurum ve kurallarda kargaşa yaşanıyor.

Buna literatürde genellikle 'yönetemeyen demokrasi' deniyor.

'Yönetir' gibi görünüyor, bir sorumlu 'iktidarda' oturuyor ama ortada 'yönetememek' gibi bir acı gerçek bütün çıplaklığı ile ortaya çıkıyor.

Seçime günler kala bir başka 'kargaşayı' daha tespit ettim kendimce.

'Fikir kargaşası'

Nasıl?

Yasal düzenleme ile partilerin 'ittifak' yapması imkan dahiline girdi. İyi mi oldu, kötü mü oldu; bunu ancak 24 Haziran akşamı anlayacağız.

Ne var ki:

Her partinin az çok kendine göre bir 'fikir yapısı' vardı… Vardı diyorum, çünkü bu yapı şimdilerde bir garip görüntü veriyor. Partiler bu 'fikir yapılarına' göre adaylarını tespit eder ve hatta adaylar da bu yapıya göre kendilerine en yakın partilere baş vururlardı.

Şimdi ise:

Basından takip edebildiğim kadarı ile:

Bir bakıyoruz :

BBP'liler AKP den aday.

DP'liler İYİ Partiden aday.

SP'liler CHP den aday.

AKP kurucusu CHP den aday.

HDP'liler SP den aday.

Aday 'ben sosyal demokratım' diyor; aday olduğu partinin sosyal demokratlıkla bir ilgisi yok.

Bu durum ilk bakışta tespit edebildiklerim… Şöyle listeler enine boyuna bir incelense kimbilir daha neler ortaya çıkacak.

İşte bunun için tüm kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi partilerde de bir 'fikir kargaşası' yaşanıyor.

Böyle bir tablo nasıl bir görüntü ortaya koyar?

Mesela:

Aday bir toplantıda konuşuyor.

'Partim' diye söze başlıyor ama kastettiği 'esas partisi' mi, yoksa 'adayı olduğu parti' mi?

Konuşmaya devam ediyor ve öyle şeyler söylüyor ki, dinleyenler en azından içlerinden 'Allah Allah bizim parti böyle miydi?' diye düşünmekten kendilerini alıkoyamayacaklar…

Belki böyle şeyler olmayacak ve herkes bulunduğu ortama uyum sağlayacak…

Kimbilir?