CHP'de Eylül'de başlayacak kurultay sürecine yönelik hareketlilik başladı. ’¶
Eski İl Başkanı Alaattin Yüksel'in yeniden parti içi siyasete döneceğine hatta alındığı görevine talip olacağına ilişkin emarelerin yanı sıra İzmir'deki dengelerde hangi ekibin ipi göğüsleyeceğine ilişkin bazı tahminler hatta teoriler üretilmeye başlandı.
Kurultay öncesi İzmir'deki güç dengelerine şöyle bir göz atalım:
Aziz Kocaoğlu: En güçlü denge unsuru. Gerek bulunduğu konum ve gerekse de aldığı oy oranıyla birlikte 28 ilçede seçim kazanan CHP'nin en önemli siyasi gücü. Hatta Baykal'a göre Ege'nin siyasi lideri, abisi… Başkan Kocaoğlu'nun kongre sürecindeki duruşunu merak ediliyor.
Ne yapacak?Geçen dönemde olduğu gibi örgüte karışmama hatta uzak durma bir miktar da 'didişme' politikası mı izleyecek yoksa, yüzde 57'lik oranın gereği olarak müdahil mi olacak?
Kimileri Kocaoğlu'nu 'bakanlık ya da genel başkanlık dolmuşuna' bindirip iki yıl sonra milletvekili yaparak kurtulma rüyası görebilir.
Ancak yapı itibariyle 'sağlamcı' olan Aziz Başkan'ın bu dolmuşa bineceğini hatta İzmir'deki kongre sürecine de doğrudan müdahil olacağını sanmıyorum.
Ancak yine de seçilecek olan il başkanının Kemal Karataş örneğinde olduğu gibi kendisiyle dişe diş kavga etmeyecek biri olması için bazı adımlar atacaktır.
Mevcut İl Başkanı ile gözle görünen uyumu Nalbantoğlu'nu aday olması halinde destekleyeceği ihtimalini güçlendiriyor.
Ya Alaattin Yüksel aday olursa?
İşte o zaman iki arada bir derede kalacaktır.
Rıfat Nalbantoğlu: Kemal Karataş sonrası atanan Rıfat Toruntay Nalbantoğlu, tavrı en çok merak edilen isim. Kısa sürede parti içi ekipler dengesinde ilginç birlikteliklere imza attı.
'Mevlana politikası' ile herkesle ama herkesle iyi geçinme yolunu tercih etti.
Genel sekreter ekibinin İzmir'deki liderliğine oynadığını düşünen de var, Aziz Kocaoğlu'nun gölgesinde kaldığına inanan da. Genel Başkan hatta Kemal Karataş dengesini bile görmezden gelmediği, ilçelerde tek yetkili olmasına rağmen yarım kalan atama süreci, TKP, YTP ve Mali Müşavir çevresinden yaptığı kişisel kadrolaşma ile milletvekili olarak siyasetini sürdürmeye niyetli olduğunu düşünen de…
Nalbantoğlu'nun yapması beklenen ilk şey yeniden aday olup olmadığına karar vermek.
Ve de kimin adayı (Hangi ekibin) olacağını belirlemek. Şu anda herkese 'mavi boncuk' dağıtan Nalbantoğlu'nun 'Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma' ihtimali ise her zaman var.
A.Rezzak Erten: Genel Sekreter Önder Sav ekibinin İzmir'deki şefi…Yerel seçim sürecinden bana göre en güçlü çıkan İzmir Milletvekili, PM Üyesi. Hala ikamet edeceği bir evi olmamasına rağmen ekipsel gücü nedeniyle İzmir'in tamamında organize olmuş, Genel Sekreter Sav'la yakınlığı nedeniyle de doğal bir siyasi zırha bürünmüş siyasetçi. Erten'in yeniden İzmir milletvekili olması için kongre sürecinde gücünü geçen dönem olduğu gibi kanıtlaması gerekiyor.
Geçen dönem Sav'ın emriyle yakın çalışma arkadaşı, eski milletvekili Enver Öktem'le yollarını ayırıp Kemal Karataş'ı il başkanı yapan Erten, bu kez ekibin elindeki yerel yönetimlerin gücüyle il sürecinde etkin rol oynayacaktır.
Ekibin şefi konumuna göz diken bazı isimlerle hesaplaşmayı da gerektirecek bu süreçten Erten'in Sav'ın da desteği ile galip çıkacağını düşünüyorum. Çünkü 12. madde diye bir şey var. Ve bu maddeyi en iyi bilen isim ise kuşkusuz Genel Sekreter Önder Sav.
Kemal Karataş: Eski İl Başkanı… Doğrudan Baykalcılığın son örneği. Tıpkı eskiden doğrudan Altan Öymenciliğin ya da doğrudan Mustafa Sarıgülcülüğün örneği olduğu gibi. Görevde olduğu süreçte yaptığı hatalarla yeniden aday olan Aziz Kocaoğlu'na ciddi katkılar sağladı. Konak adaylığı son dakikada elinden alındıysa da hala etkisi altındaki meclis üyeleri üzerinden gölge belediye başkanı olarak Konak Belediyesi koridorlarında dolaşıyor. Cismen olmasa da ruhen orada.
Ayrıca adaylık süreçlerine katkı koyduğu Bornova, Bayraklı ve Buca Belediye başkanları da var. Tüm bu güçler dengesinde yeniden yapılan sürecinde kendisini Ankara'ya taşıyacak bir yönetimin teşekkülü için genel başkan emriyle (!) proceler üretecektir. Bunlar, Konak Meydanı'nı 'Kızılmeydan'a dönüştürmek, Yeşildere'yi ABD'deki bilmem ne nehrine çevirmek gibi uçuk olmasa da Karataş'ı bu süreçte yok saymak biraz zor.
İlçe belediye başkanları: İzmir'deki dengeler içinde görmezden gelemeyeceğimiz ilçe belediye başkanları var. Bir sonraki dönemin potansiyel Büyükşehir adayı olmayı düşünen ya da aklının ucundan geçiren, kapalı kapılar arasında konuşan ilçe belediye başkanları en azından kendi ilçelerindeki kongre sürecine hakim olmak zorunda.
Ki, ilk genel seçimde Ankara'ya birkaç milletvekili gönderebilsinler, ayak bağı olan ilçe başkanlarından kurtulup, 'Büyük deniz için' kulaç sallayabilsinler.
Abdül Batur'un ilçe sorunu olacağını sanmıyorum. Cevat Durak için kongre süreci birileriyle hesaplaşma alanına dönüşebilir.
Eski bakan, milletvekili ve dr sıfatlı belediye başkanı 'CHP'nin Vietnamı' kabul edilen Konak'ta sıkıntı yaşayabilir. Ne sıkıntısı olacak. Öncelikle delege olup 'çizik yemeden' kurultaya gitme sıkıntısı…
Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Sındır'ı da zor bir seçim dönemi bekliyor. Üç yılı aşkın süredir kongre yapamadığı için halen hukuksuz durumda olan Bornova'da bu dönem Aziz Kocaoğlu rüzgarı esebilir. Bu rüzgar da mevcut yönetimi kanatlandırıp, Sındır ve çocukluk arkadaşı Ertürk Çapın'ın arasına ciddi bir mesafe koyabilir.
Buca'da Ercan Tatı'nın durumu zaten ortada. Onu da kıran kırana bir kongre süreci bekliyor. Sav ekibinin omuzlarında Karabağlar'a taşıdığı Sıtkı Kürüm de ekip içi hesaplaşmanın bedelini ödeyebilir. Özellikle Uğur Yelekli ve arkadaşlarının sivrilttiği 'özeleştiri' okları Kürüm'ün sırtına saplanabilir. Gaziemir'de sorun olmaz. Balçova'da da durum kontrol altında.
Ve Milletvekilleri: Bu kongre süreci bir sonraki genel seçimde kimlerin yeniden aday olacağını belirleyecek. Ceylan derisi koltuklarda beş yıl daha oturmayı düşünen vekiller, kongre sürecinde ayakta kalma mücadelesi verecektir. Mehmet Ali Susam, Bülent Baratalı gibi 'Büyük düşünen' vekillerin yanı sıra milletvekilliğinde 35 yılı geride bırakan Kemal Anadol, Bayraklı'da oğluna siyaset stajı veren Canan Arıtman ve ithal vekiller için Eylül süreci çok önemli.
Kimin 'tamam' kimin de 'devam' diyeceği bu sürecin ardından şekillenecek.
Not: Devam edecek…