Ben ekonomiden anlamam.

Bilgim en fazla sayın damat bakanımız kadardır.

Onun için dolar şundan yükseldi bundan yükseldi diye ahkam kesecek değilim.

Hani milli seferberlik falan ilan ediyoruz ya yastık altı yatırımlarına, aklıma bir fıkra geldi.

Kadın ahırda ineği sağarmış. Danada bağlı olduğu yerden annesini emmek için hay edermiş, çırpınırmış. Şeytanın şeytanlığı tutmuş danayı salmış. Dana annesine koşarken ayağı takılmış süt kovasını devirmiş. Buna sinirlenen kadın kovayı kaptığı gibi dananın kafasına bindirmiş, dana ölmüş. İnek içgüdüsel olarak kadına bir boynuz atmış, kadın ölmüş. Biraz sonra ahıra giren kadının kocası kanlar içerisinde yatan karısını görünce çekmiş silahını ineği öldürmüş. Silah sesine koşup gelen adamın oğlu annesini kanlar içinde, babasını elinde silah ile görünce annesini babasının öldürdüğünü düşünmüş oda çekmiş silahını babasını öldürmüş.

Bütün bunları bir kenarda seyretmekte olan şeytan, yahu şimdi gene suçu benim üzerime atacaklar ama ben sadece danayı saldım.

Türkiye'de olanları seyreden Trump herhalde şöyle diyordur. Yahu bütün suçu benim üzerime atıyorlar ama ben sadece bir tivit attım….

SESLER

Bir Kuşadası bir Çeşme değilse de Özdere'de bir turizm bölgesi. Büyük büyük oteller, apart oteller, pansiyonlar mevcut. İşte bu şirin belde de devlet kuruluşlarının gürültüsüyle başlayan gün özel şahısların gece onikilere birlere kadar devam eden gürültüsüyle adeta gürültü beldesi halini aldı.

Bu gürültüye turist gelir mi? Hasbelkader geldi, bir daha gelir mi? Birisine tavsiye eder mi?

Gürültü gecenin saat dördünde sahil boyunca seyreden helikopter gürültüsüyle başlıyor. Sahil Güvenlik 'midir onu tam bilmiyorum. Aradan bir iki saat geçmeden askeri helikopterler geçiyor sahil boyunca. Yakınımızda askeri kamp var ya bir paşa gidiyordur ya bir paşa geliyordur. Sonra duble yol yapımında çalışan iş makinaları ile kamyonlarla devam ediyor. Çıkan tozu dumanı artık saymıyorum.

Sonra özel şahıslar başlıyor sabahın köründe, tüpçüsü, hurdacısı, karpuzcusu, gübrecisi. Her biri birer hoparlör takmış aracına yırtınırcasına bağırıyorlar. Niye bağırmasınlar ki, ne karışan var ne uğraşan.

Neyse gündüzü böyle geçtik akşam her bir taraftan müzik gürültüleri gelmeye başlıyor. Günde on defa Ankara'nın Bağlarını, erik dalını dinler olduk.

Sonra havai fişekler patlamaya başlıyor. Hani yasaklanmıştı?

Bu arada cami hoparlörünün bildiğim kadarıyla bir desibeli olması lazım. Birde sabah ezanları eskiden makamını bilmem ama daha kısa makamda okunurdu. Şimdi mübarek hocam sanki sala verirmiş gibi çok uzun bir makamda okuyor. Gelen turistin Müslüman olası varsa da muhterem hocamın bu makamı sayesinde emin olun vazgeçer.

SİNEK YATAĞI

Özdere'nin Ortamahallesinde 1062 sokağın bir arka bölgesinde kayıtlara göre yol olması gereken yer dere yatağı olarak duruyor. Önü kumla kaplı bu dere yatağına bahardan beri sürekli su geliyor, önü kumla kaplı olduğu içinde birikip kalıyor. Birikince hem pis kokuyor hem sinek üretiyor. Hatta kurbağalar bile mekan tuttu.

Nereden geldiğini araştırdı komşular. Askeri bölgenin su aldığı bir kanalda patlama olduğu, akıntının oradan geldiğini öğrenmişler. İzsu, askeri bölge diye karışmıyormuş. Askeri makamlarda bu güne kadar çözmemişler ya da çözememişler.

Birkaç yıldır sivrisinekler azaldı. Bunun için Büyük Şehir ve Menderes Belediyelerine minnettarız.

Ama bu yıl bu dere sayesinde mücadele yetersiz kaldı. Yazık emek veren insanların emeğine de, o bölgede oturanlara da.

Her kim görevliyse bir çözüm artık….

Yazılmakta olan bir şiirden bir bölüm.

Hastahanede

Yatağımda

Manzaram

Kapkara bir çatı

Kapkara bir karga

Devam ediyor geceyle kavga

Sahi günlerden ne

Neresi doğu neresi batı

Üç günde özlenir mi?

Özledim

Güneşi imbatı….

Ayakta

Penceremden bakarken yani

Betonlar arasında çamcıklar

Biri diğerlerinden kısa

Ve tombul diğerlerinden

Sıkıştırmışlar bir binayla dev bir

Kompresör arasına

Profesör ünvanlı insancıklar …

Epeydir dalaşırız ölüm meleği ile

Kırk ikisinde enfarktüs

Elli ikisinde aortta şişkinlik

Altmış ikisinde kanser

Ve altmış üçünde enfeksiyon

On yılda bir yokluyor

Bu inat bu yüzsüzlük bu pişkinlik

Anladık

Kırk yıl cıgarada içtik

Rakıda içtik can dostlar ile

Bıraktık işte bıraktık

Yeter artık

Şeytan diyor…..

Al Çak…..

Dün gece

Yanımın yanında ki odada

Biri öldü

Acımtırak bir sessizlikle bağırarak

Ve sonra

Cehaletini fullemiş halklar gibi

İsyansız teslim olarak.

Alıp götürdüler gizlice

Lacivert bir battaniyenin altında

Lacivert bir gecede…..