'Hoş geldin bebek yaşama sırası sende.' İnsanoğlu çocukluktan sıkılır, büyümek için acele eder, sonra da çocukluğunu özler. Önce para kazanmak için sağlığını harcar, sonra yitirdiği sağlığını geri kazanmak için parasını harcar. Cennete gitmek ister, ama ölmek istemez. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar, sonra hiç yaşamamış gibi ölür.
DÖRT yaşındayken çocuk için en büyük başarı altına kaçırmamaktır. Seksen yaşında da başarının en büyük anlamı altına kaçırmamaktır. Ara yılların büyük bölümü de duyguların ve düşüncelerin dansıyla geçer.
OKULLAR bizi hayata değil, sınavlara hazırlar. Ömür boyu HAYAT SEÇME SINAVI peşine takılırız. Başarısızlık hayal gücümüzü hadım eder. Çaresizlik enkazını bir türlü kaldıramayız. Çünkü sınırlayıcı ön yargılar beynimize baştan doldurulmuştur. Doğuştan kaybetmeyi kabul ederiz. Çaresizliğimiz dibine kadar GARANTİLİ BUNALIM BELGELERİYLE tescillenmiştir. Bir yandan çalan arabesk müzikte Türk insanının öğrenilmiş çaresizliğinde huşu içinde yaşaması için icad edilmiştir. Diğer yandan Türk filmlerinde çaresiz garibanlar kötü adam rollerine sokulmayarak özendirilmiştir. Artık çaresizliğimize örümcek ağları örülmüş, pasaport kontrol noktaları kurulmuştur.
KENDİMİZDE kontrol inancımız kaybolunca kadercilik başlar, çıkmaz sokağa girip, çıkar yol ararız. Öğretilmiş çaresizliğimiz zihnimize bir kelepçe gibi takılmış, kendi kendimize tutuklu kalırız. Düşünemeyiz, düşünsek de düşüncelerimizin son kullanma tarihi geçmiştir. GEÇMİŞ merkezli yaşamaya zorlanırız. Bu yüzden düşmanlıkların süresi daha uzun olur. Bizleri ve ülkeyi canlılar değil, sanki ölüler yönetir. Yaprağımızı dalımızdan kopartırlar, rüzgara gerek kalmaz. Eğer, bizi yaratan sürekli geçmişimize bakarak yaşamımızı isteseydi gözlerimizi ensemizde yaratırdı. Geçmişi gözümüzün önünde tutmak isteseydi, şakaklarımıza dikiz aynası takardı.
OYSA aklımızın ikametgahı, beynimizdir. Beynimiz en değerli organımız olduğu için, vücudumuzun en üstüne konulmuştur. Önümüzü daha geniş açıdan görüp, ilerleyelim diye.
BEYİN yüksekliğinden bakılan amaçlar her zaman bir beden büyük olmalıdır. Büyük boy hayaller insanı daha zengin gösterir. Aradaki bazı yenilgileri başarının taksitleri gibi görmek gerekir. Doğanın sizi başarılı yapmak gibi bir projesi yoktur. Oysa başarı bir zamanlar hayal edileni şimdi yaşamaktır.
BAŞARILI iseniz seçen siz olursunuz. Özgür olursunuz. Başarı insanın yüzüne renk getirir. Çevreniz, yüzünüzdeki sivilceleri görmez olur. Yaşadığınız hayatın altına da 'MADE İN BEN' imzasını atarsınız. Oysa ben 'MADE İN BİZ' den yana tarafım.