Yazının başlığına ve aşağıda anlatacaklarıma İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, iki yıl sonra belediye eski başkanı olduğunda hak verecektir. Bugün etrafındakilerin etkisiyle bunları hafife alabilir. Bunu doğal karşılarım.

Ahde vefası kaf dağına çıkmayan yakın zaman büyükşehir belediye başkanı Yüksel Çakmur, ilk olarak 30 gün boyunca Şato'da akşam yemekleri vermişti. İzmir'in bütün sivil toplum örgütleri, il genel eski meclis üyeleri, belediye eski başkanlarıyla sırayla buluşmuştu. Onların görüşlerini alarak belediye başkanlığına başlamıştı. 30 gün sonra dört ilçe belediye başkanının katılımıyla ortak toplantımızda bazı kararlar almıştık. Geçmişteki belediye eski başkanlarından da İzmir'le ilgili çok şeyler öğrenmiştik: Minibüs hatlarının kent dışına çıkarılması fikri bile o zamandan oluşmuştu.

Sayın Çakmur, İzmir'e ve Türkiye'ye örnek olacak bir de yeni anlayış getirmişti. Açılışlara, törenlere sivil toplum örgütleri, il genel meclisi eski üyeleri ve belediye eski başkanları katılırdı. Onları konuşmasının başında sırayla takdim eder onurlandırırdı. Bizler de aynı yolu benimsemiştik. Hizmet yapan geçmiş belediye başkanlarını kıskanmaz, onları sever ve överdik. Övme toplumu oluşuyordu, sövme toplumu değil.

Bugün o belediye eski başkanları, il genel eski meclis üyeleri, sivil toplum örgütleri dışlanmış, kendi dar kadrolarıyla yapayalnız kalmışlardır. Bu konuda Bayraklı ve Karabağlar belediye başkanlarını dışarıda tutuyorum. Çünkü onların geçmişinde il genel meclisi eski üyeleri ve belediye eski başkanları yoktur.

Bir belediye eski başkanı olarak benim ve diğer belediye eski başkanlarının kendi şahsımız ile ilgili mevcut belediyelerden hiçbir isteğimiz olamaz.
Ama haklı vatandaş istekleri için onlarla kavgayı da hepimiz göze alırız.

Bu konuda bir ahde vefa örneğini sizlerle paylaşmak isterim: Adalet Partisi'nin efsane belediye reisinin Türkiye'de tedavisi mümkün değildi. Bu tedaviye o günün şartlarıyla benim de gücüm yetmiyordu. Bir saat içinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile temas kurdum. Beraberce planlamayı yaparak reisi Amerika'ya gönderdik. Tedavi sonucu Amerika'dan sağlıklı döndü. Hakkımı kendisine helal ettim. Onu sağlıklı görmek bana yeter, artardı bile. Adalet Partili olmuş, CHP'li olmuş benim için önemli değildi.

Bugün büyükşehir belediye başkanına ve ilçe belediye başkanlarına acil durumlarda da olsa bir saatte ulaşmak mümkün görünmemektedir. Ama Cumhurbaşkanına bir saatte ulaşmak mümkündür. Bu sözler bana Aşık Mahsuni'nin bir türküsünü hatırlatıyor: 'Yumşağın sonunda sert var değil mi?'

Reisler ahde vefa ister. Çünkü çok katlı derinliktedirler: hep halka verirler, hiç halktan almazlar.
Onların derinlikleri de buradan gelir.