'Çeşme senin için ne ifade ediyor?' diye sorsalar 'kendi kendini bitiren bir tatil beldesi' derim.

Tamamen zengin İstanbullulara hitap eden yapısıyla Çeşme, orta ve alt gelirlilerin ayaklarının geri geri gittiği bir yer artık.

7 göbek Çeşmeli ve turizmci sayın Bülent Tercan'ı aradım. 'Çeşme'ye gelmek için ayaklarım geri geri gidiyor' dediğimde 'Çeşme'de yaşıyorum ve iki yıldır Alaçatı'ya uğramıyorum, benim de ayaklarım geri geri gidiyor' diyor.

Yurtdışında bir ülkeye gittiğimizde aradığımız şeyler, doğa, çok seviliyor ise kum-deniz, fiyatların uygunluğu ve güvenliktir. Bir diğer arayış da yöresel yemeklerdir. Gitmeden önce forumlara girip hem o ülkeyi daha yakından tanımak hem de o ülkede nerede-ne yeneceğini öğrenmek için bir bakarız.

Türkiye'nin gözde tatil mekanlarından birisi olsa da Çeşme'ye gelen yabancı turist yok denecek kadar az. Efes'e gelen turistler için bile rota durumunda bile değil.

Neden gelsin?

Talan edilmiş bir doğa, fahiş fiyatlı özel plajlar sizi karşılıyor. Yöresel yemekleri sunan bir işletme neredeyse yok. Her yer dışarıdan göçle gelip dükkan açan steak house tarzı etçilerle dolmuş durumda. Çeşme deyince insanın aklına gidip rakı-balık yapmak bile gelmiyor. Fiyatlar ise fahiş… Bir de asayiş olayları var ki işin cabası…

Böyle de olunca orta gelirlinin yeni adresi Çeşme'den transit geçerek Sakız Adası oluveriyor. Yemekler uygun, plajlar, şezlonglar bedava…

Tercan'a göre turizmin ve Çeşme'nin kalkınmasının tek yolu yabancı turisti ilçeye çekmek ve döviz girdisi sağlayabilmek. Tabi bunun için de çok ciddi bir vizyon sunulması ve Avrupalı tur operatörlerinin bu konuda ikna edilmesi şart.

Halbuki Çeşme 2000'li yıllara kadar yabancı tur operatörlerinin radarında bir kentti. Kış aylarında dahi İskandinavya'dan gelen turistler havası onlara göre ılıman olan Çeşme'ye mutlaka uğrarlardı.

Ancak yerel idarecilerin vizyon sorununun üzerine bir de turizm yapma şekli paralı İstanbullu'yu çekme biçimine dönünce altın yumurtlayan tavuk resmen kesildi.

NE YAPILABİLİR?
Biz gazetecilerin görevi yöneticileri olaylar karşısında ayıktırmaktır. Dinlerler ya da dinlemezler. Dinlemezler ise tarihe bir not düşülür geçilir.

Çeşme'nin Türkiye'nin batıdan açılan kapısı olabilmesi için ise radikal adımlar atılması gerekiyor.

Bugün Çeşme için yapılacak işler bellidir:

-Yerel yönetim, turizm ve esnaf odaları yan yana gelerek Çeşme için bir turizm anayasası oluşturmalıdır.

-Belediye, sahilleri kamulaştırarak özel beach'leri yerinden sökmelidir.

-Belediye, kendisine ait mülkleri satmak yerine elinde tutup özellikle günübirlikçilerin ve karavancıların ihtiyaçlarını çözecek ve de ciddi gelir sağlayacak işletmeler kurmalıdır.

-Fahiş fiyat uygulayan işletmelere bakanlık ve belediye nezdinde yürütülen çalışmalarla ağır cezalar kesilmelidir.

-Yabancı tur operatörlerinin dikkatini Çeşme'ye çekmek için fuar organizasyonlarına katılmak ve Çeşme'yi yabancı turistler için cazip hale getirmek gereklidir.

-Bu yıl biraz azalsa da mekanları paravan olarak kullanan ve asayiş sorunu yaratan çetevari organizasyonların kökü kurutulmalıdır.

EN AZ DESPİNA KADAR TEPKİ GÖSTERİLMESİ GEREKEN ŞEY…
Bu konuda yeni belediye başkanı Lal Denizli'ye büyük iş düşüyor. Geçtiğimiz günlerde sahnede Atatürk posteri olması sebebiyle sahneye çıkmayan Yunan sanatçı Despina Vandi'yi Çeşme'den kovarak adından söz ettiren Lal Hanım, turizmin kan emicileri özel plajları aynı hiddetle yerinden söküp atarsa büyük iş başarmış olacaktır.

Düşman sadece dışımızda değil içimizde de…

2023 Seçimleri'nde CHP'nin en önemli vaatlerinden birisi yap-işlet-devret modeli ile yapılan otoyol ve köprülerin kamulaştırılarak ücretsiz hale getirilmesiydi.

Seçim kaybedildi ancak yerel seçim kazanıldı.

Buyrun girişi 1000 lira olan ve yeme içme için en 2000 lira para yatırmanız gereken özel plajları söküp atmakla başlayın.