Kitabın ortasından başlayayım.

Bazı haber portallarında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile ilgili olarak ortaya atılan bel altı dedikoduların doğruluğuna inanmıyorum. Özel ile adı anılan hanımefendinin yakınları tarafından kendisinin kolit ameliyatı olduğu yönünde bir açıklama bulunuyor. Hanımefendiye geçmiş olsun.

Biz gazetecileri ilgilendiren şey yakın bir zamanda kurultaydan ve yerel seçimden zaferle çıkmış bir siyasetçinin parti tabanında tartışmalı hale gelmiş olabilmesi ve ortaya atılan dedikodunun taban tarafından satın alınabilmesidir.

Baştan alalım.

Yerel seçim zaferinin ardından sayın Özel, 'normalleşme' sürecini başlattıklarını duyurdu. Ancak normalleşme siyasetinin altı dolmadı. Yoksullaşan ve yaşam tarzına müdahale kaygısıyla yaşayan parti tabanı normalleşmeyi 'biat' olarak algıladı ancak 'Özgür Özel'in bir bildiği var' denilerek kendisine kredi verildi.

Son 1 aylık performansı ise taban açısından düş kırıklığıydı. Amerika'da içeriye dahi alınmadığı Türkevi'ndeki rüşvet iddialarına ilişkin olarak 'jest yapılmış' demesi, yasama yılı çerçevesinde TBMM'ye gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayakta karşılanması için milletvekillerine talimat vermesi ve bu talimatın 57 milletvekili tarafından uygulanmaması da altını çizilmesi gereken noktaydı. Yine aynı gün akşam kendisine ağır hakaretler eden, Halk TV muhabirlerini hedef alan MHP Lideri Devlet Bahçeli ile yakın poz vererek 'söylediklerinizinden kırılmıyoruz' demesi tabandaki inanırlığı azaltıyor, sorgulamalara yol açtı. Hatta bu durum 'sarayla uzlaşmam' diyen Kılıçdaroğlu'nu bile tabanda daha sempatik kılmış olabilir.

Özel, bu sürecin parti tabanında rahatsızlığa neden olabileceğini bence umursamadı. Kendisiyle birlikte siyaset yapanlar da bunu umursamadı. 'Ne yapsam kendi seçmenim benden nefret eder?' denilecek hareket varsa yapmaya başladı. Kendisini eleştirenlere trol diyen, her şeye kulak tıkayan eski başkan Kemal Kılıçdaroğlu gibi bildiğini okumaya başladı. Hatta 'erken seçim', 'ilk seçimde iktidarız, bu iş bitti' diyerek, aday tartışması bile başlatarak aslında eski başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığına benzer bir gafletin içine düşmeye başladı. Tabanın geçmiş travmalarının yeniden Özel eliyle tetiklenmesi, henüz girilmemiş bir seçim için şimdiden kazandık havasına girilmesi gaflet değildir de nedir?

Başa dönelim.

Gerçekliğine inanmadığım gayri meşru ilişki dedikodusu neden taban tarafından hızlıca satın alındı?

Akışa baktığımızda Özgür Özel, kendi tabanında saraya teslim olmuş izlenimi oluşturdu. 'Acaba bir açığı mı var?' denildiği evrede seçmen psikolojisini iyi okuyan birisi ortaya bir iddia atar ve bu iddiaya inanmaya hazır on binlerce insan ortaya çıkar.

Burada asıl odaklanılması gereken nokta dedikodu değil parti tabanı ile genel merkez arasındaki makasın açılmasıdır.

Parti tabanının kırılganlaştığı görülüyor. İktidara duyulan öfkenin dalgaları, bekleneni veremeyen genel merkezin kıyılarını dövmeye başlıyor.

Bu tablo iktidar olma hazırlığındaki bir parti için çok da iç açıcı bir durum değil. Eğer ki tabanın sesine kulak verilip muhalefet yapma biçimi doğru bir sisteme oturtulamazsa, doğru söylemler geliştirilemezse Özgür Özel'in siyaseten başına çok da iyi şeylerin gelmeyebileceğini belirtmek gerekiyor.