9 Ağustos tarihi ülkemizin uygar gelişiminde hayli önemli bir tarihtir Türkiye'de Arap alfabesi yerine Latin alfabesinin benimsendiği Harf Devrimi için ilk resmi adım 9 Ağustos 1928 günü atılmıştır.
9 Ağustos akşamüzeri Büyük Atatürk, yeni harfleri Cumhuriyet Halk Partisi'nin Gülhane'deki galasına katılanlara tanıttı. Sonraki süreçte yeni alfabe yasal olarak kabul edildi ve yaygınlaştırılmaya başlandı. Yaygın olarak kullanılan Gazi'nin kara tahta önündeki fotoğrafı da CHP'nin Gülhane'deki galasındandır.
Son zamanda Harf Devrimi düşmanları, 'bir gecede milleti cahil bıraktılar' diye açıklamalar yapıyorlar. Bunu sözde entelektüellerden de duyunca araştırdım. Çok net: Arap harflerinin zor olması basitçe okur-yazar olmayı bile engelliyordu. Cumhuriyet kurulduğunda 12 milyonluk ülke nüfusunun ancak yüzde 10'u okur-yazardı. Bu oran kadınlarda yüzde 2'ye kadar geriliyordu. Dahası, modern dünyaya ait terimlerin Osmanlıca karşılığı üretilemediği için, birçok yabancı sözcük dilin bir parçası haline geliyordu.
Prof. İlber Ortaylı da son katıldığı bir yayında kahkahalarla 'Türk harflerinin değişiminin ne kadar cehalet (!) getirdiği tartışılır' demiş ve eklemişti: 1935 sayımındaki okuma yazma oranına yüzde 20 civarında okur yazar rakamı yansıyor. İmparatorluk yıkıldığında ise cehalet oranı yüzde 90'dı. Yüzde 10'nun okur yazarlığını 1878 Meclisi'ndeki bir mebusun şu ifadesi ile tasvir mümkündür: 'Köylerde kimse okuma yazma bilmez. Köyün imamı bile yazısını yazdıktan sonra mürekkebi kuruyunca yazdığını okuyamaz.'
İlber Hoca şöyle diyor: Üzerinde duralım; Latin harflerinin kabul edildiği ilk Müslüman devlet biz değiliz, Arnavutlar bu alanda öncüdür. İlk Türk devleti de değiliz; Azerbaycan Cumhuriyeti bu çevirimi Türkiye'den daha evvel kabul etmiştir. O tarihte 'Azerbaycanca' diye bir kavram yoktu, dil Türkçeydi. Lügatların Türkçesi, Rusçası ile gramerin Türkçesi vardı. 1930'lu yıllara kadar Azerbaycan'da her şey Latin harfleriyle çıktı.
***
Ulusal kültürümüzün yitirilen değerlerinin canlandırılması, Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılması için kapsamlı dönüşümler gerçekleştiren Atatürk, Türk Devrimi'nin başarıya ulaşması sürecinde dil ve harf konusuna özel önem vermiştir.
'Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür' diyen Atatürk, Dil Devrimi'yle Türkçemizi kendi öz değerlerine dayanan, evrensel kavram, sözcük ve terimleri karşılayan bir eğitim, bilim, kültür ve sanat dili durumuna getirmeyi hedeflemiştir.
1928 yılında gerçekleştirilen Harf Devrimi, Dil Devrimi'nin en önemli aşamalarından birini oluşturmaktadır. Türkçe'nin ses yapısına uygunluğu ve kolay öğrenilebileceği düşüncesiyle Latin harfleri kabul edilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Yeni harflerin kullanılmaya başlanmasıyla, dildeki değişim ve özleştirme çabaları yaygınlaşmış, toplumun eğitim düzeyini yükseltmeye yönelik girişimlerin önü açılmıştır. Böylece, savaş alanında kazanılan Büyük Zafer'in ardından eğitim alanında da zafere ulaşılmıştır.
Bir gecede cahil kalmadığımız gibi bugün gelebildiğimiz her şeyi bu dil ve harf devrimine borçluyuz.