-Füfüf Canıtın kenara çek. Füfüfüf…
-Sana diyorum füfüf… Şişko martı alooo… Canıtın kenara…
-Buyrun memur bey, günaydın.
-Çek kardeşim kenara, martıysan martılığını bil.
-Hayırdır memur bey?
-Görmüyor musun vekilimin arabası geliyor…
-Eee?…
-E'si çekil kenara, vekilim geçecek.
-Ama ben uçuyordum şuracıktan şuracıktan…
-İyi işte çekil yoldan, kenardan kenardan uç.
-Ama ben …
-Basarım cezayı Canıtın, kenara dedim.
-İyi ama nereye yetişiyormuş ki sayın vekil?
-Vekil bu… Her yere yetişir Canıtın, sana mı soracak? Artık vekillerimizin araçlarına trafikte geçiş üstünlüğü tanındı, duymadın mı?
-Nasıl oluyor o memur bey?
-Çok kolay oluyor Canıtın. Kenara çekileceksin…
-???
-Boş boş bakma bana. Kenara çekileceksin işte. Nasıl ki, can taşıyan bir ambulans, yangına koşan bir itfaiye aracı arkadan gelirken ona yol veriyorsan, vekillerimize de yol vereceksin.
-Ambulans diyorsunuz…
-Evet.
-Yol vereceğim…
-Evet, yol vereceksin.
-Çok mu acil işi vekilimizin?
-Sen ne sanıyorsun Canıtın. Onlar içimizdeki itfaiye gibiler. Onlar kalbimizin ambulansı.
-Ne diyorsunuz memur bey? Adı üstünde vekil değil miydiler? Milletin vekili.
-Evet, milletvekili doğru.
-İşte ben de onu diyorum memur bey. Millet - Vekili. Vekil, milleti nasıl geçecek ki. Hem yol vermezsem ne olur?
-Bak şimdi şöyle olur Canıtın. Madem sen çok konuşuyorsun, şu kenarda bir mola verdirelim sana. Hem uçarken yorulmuşsundur. Terin kurusun biraz.
-Ama ama…
-Dur şu kanatlarını da kelepçeleyelim güzelce, çırpınırken incinmesinler…
-Ama bari kanatlarım serbest kalsaydı memur bey, vekilim geçerken el sallayacaktım kendilerine hürmetle…
-O halde gaganı da şöyle bir kapayalım senin…
-Ama mımmmm… Canıtın kenara, mımmııımmmmm… Yumruk havaya !