Bugün sabah bir telefon aldım.
Angry Birds aradı,
'Canıtın, uçarı kardeşimiz nasılsın?' diye.
Kuş kuşa dertleştik...
Anlattıklarına inanamayacaksınız, zira ben de gagam açık dinledim.
'Türkiye'den kızgın bir adam geldi bizi ziyarete. '...Ününüzü duydum. Kızgın Kuşlar ile tanışmak istedim. Ben de ülkemde Kızgın Adam olarak tanınırım ayıptır söylemesi... ' diye afil yaptı bize.'
'Enteresan, kimmiş acaba' dedim şaşkınlıkla.
'Valla sinirleri biraz bozuk biri galiba. Biz kendisini çok gergin bulduk. '...Siz neden kızgınsınız? Çocukların psikolojileri bozulmuyor mu sizi görünce? Beni görünce ülkemde milyonların psikolojisi bozulmaya başladı. Sizi neden seviyorlar, benim sizden ne farkım var...' diye hesap sordu hepimize.'
'Kimbilir, merak etmiştir sizi belki de...'
'Yumurtlayan arkadaşlarımıza siz evli misiniz diye sordu. Biraz konuştuktan sonra açıldı, içini döktü. Çok dertli aslında. Birilerinin onu dinlemesine ihtiyacı var. '... Ben de sizin gibi kızgınım ama neden kızgın olduğumu bilmiyorum...' dedi. '... Hep kızgınım, her şeye kızgınım, hepsine kızgınım...' diye bağırmaya başladı.
'Allah Allah...', diyebildim sadece telefonun ucunda merak içinde.
'Sonra gözlerini patlata patlata boşluğa bakarak, '...Ağaç ağaç diye tutturdular. Ne ağacı be... Siz o ağacın altında ne yaptığınızı anlatın önce bana. Canım saksıları kırdılar. Siz o evlerde ne yapıyorsunuz anlatın bakalım. Aynı apartmana, aynı evlere giriyorlar. Kızlı erkekli vapura biniyorlar düşünebiliyor musunuz? Parklarda görüyorum hepsini, kızlı erkekli oturuyorlar. O kadar gaz bastırdım, bana mısın demedi. Parkları gazlattım, sokakları, cafeleri, evleri gazlattım. Yüzüme tencere tava çaldılar...' diye ağlamaya başlamasın mı?'
'Ağladı mı?' diyebildim...
'Canıtın, ağlamak ne kelime. Hüngür hüngür. Bir yandan ağlıyor, bir yandan bağırıyor. '...Allahım bir de o çimenlere uzanmıyorlar mı yan yana kızlı erkekli. Görüyorum, el ele de tutuşuyorlar. Sarılıp, koklaşıp gülüşüyorlar. Hepsi kızlı erkekli… Öpüşüyorlar. Düşünebiliyor musunuz, sinemada yan yana oturuyorlar. Bir kız bir erkek, bir kız bir erkek. Olacak iş mi kardeşim sinemada, o karanlıkta. Neler oluyor o sinemalarda... Kapatacağım hepsini zaten. Kızsız sinema, erkeksiz sinema yapacağım. Gülüyorlar birlikte bir de kıkır kıkır. Deli olursunuz, nasıl eğleniyorlar bir görseniz. Vapura biniyorlar kızlı erkekli. Vapurları da kız vapuru, erkek vapuru diye ayıracağım. İstemiyorum kardeşim, kızlı erkekli yok. Kızsız, erkeksiz olacak hepsi, istemiyorum görmek istemiyorum...' diye sarsılarak ağlamaya başlayınca bir koltuğa yatırdık.'
Ben, 'Aman ne diyorsunuz' diye hayretten gagamı kapatmakta güçlük çekerken...
'Çocukluğundan da bahsetti. Babası çok sertmiş. Hiçbir şeye izin vermezmiş. '...Babam da çok kızgındı benim' diye çok ağladı. Bir kız varmış hoşlandığı mahallede, hiç açılamamış. Kızda zaten başka biriyle evlenmiş. Bir de Bunlar Bunlar... diye çok bağırdı kendi kendine. Bunlar kim kuzum?'
'Valla nasıl anlatsam... Bunlar, kısaca Onların sevmediği bir grup. Aralarında sizden ünlü olmasın Çapulcular, Kanaryalar, Çarşıcılar, Kızlar Erkekler, Aslanlar, Rakıyı sek içenler, Fışkiyeyi Kıranlar diye çok tanınmış delikanlı arkadaşlar var. İşte Kızsız Erkeksiz Onlar, Kızlı Erkekli Bunları hizaya sokmak istiyor' dedim.
'Hizaya sokmak dedin de. Bize de çok kızdı sizinki ağlarken. 'Ne öyle kızlı erkekli kuşlar yanyana oynuyorsunuz. Sizin ananız babanız yok mu? Siz Allah bilir, kızlı erkekli kuş yuvalarında neler yapıyorsunuzdur. Hadi bakalım kız kuşlar başka, erkek kuşlar başka ağaca konacak diye bıyıklarını büzdü, kaşlarını çattı.'
Peki siz kime, neden kızgınsınız diye sordu hepimize tek tek.
'Eee ne söylediniz, siz kime kızgınsızın?'
'Ne diyeceğiz. Gerçekleri anlattık. Biz domuzlara kızgınız, onları vuruyoruz dedik. Anne kuşlar yumurtalarını çalanlara kızıyor. Bir de hapis kuşlar var onları serbest bırakıyoruz. Maymunlara hiç acımıyoruz, onlara da kızgınız hepsini vuruyoruz dedik.'
'Valla ne desem, bizde de durum aynı. Bizde de domuz çok, hapisteki kuşların durumu fena. Etraf maymundan geçilmiyor. Çalmak desen, cami minarelerine kılıf kalmadı. Yeşil alanlar, ağaçlar, ormanlar, kamu alanları talanı son sürat. Diyorum acaba, bize de bir uğrasanız. İzmir'e de gelseniz. Bize biraz el atsanız, üzerimizdeki ölü toprağını atmamıza yardımcı olsanız, birlikte kızsak. Nasıl olur? Hem özleştik, görüşmüş de oluruz.'
'Kuzum ne demek? Bize ilaç gibi gelir. Oldu bil Canıtın. Zaten İzmir'i de çok merak ediyorduk. Önce sizin domuzları, maymunları döver, sizin minareleri çalanlara birlikte kızarız. Hapisteki kuşları kurtarır şöyle geliriz kızlı erkekli Kordon'da piknik yapar, çimenlere yayılırız. Ekibi toplayıp, en kısa zamanda geliyoruz İzmir'e'
Telefonun ucunda hem şaşkınlık, hem de sevinçle kalakaldım.
'Çok seviniriz, İzmir sizi bekliyor' dedim ve telefonu kapattık.
Angry Birds İzmir'e geliyor.
Tüm kızmak isteyenlere duyurulur.