Bilmiyorum ki, İzmirliler'in denizle ilişkisini güçlendirme amacı, bir tür bina güçlendirme gibi mi algılandı?
Duymuşsunuzdur siz de.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kıyı Tasarım Projesi adıyla çok sayıda tasarımcı ve mimarı bir araya getirdi. İzmir'de Mavişehir'den İnciraltı'na kadar 40 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridi yeniden tasarlandı.
Çalışmalar ilk etap olarak biz martıların bir nevi yuvamız, mutfağımız, işimiz, aşımız sayılan Konak Pier ile Cumhuriyet Meydanı arasında yer alan Pasaport'ta başladı.
Pasaport'ta konuşurlarken duydum, İzmirliler'in yaşam kalitesini koruyarak artırılmasını amaçlıyoruz dedi, orada çalışmaların başındaki bir mühendis.
Mühendisin elinde tuttuğu projeye ben de bir göz atayım dedim. Eh, mahallemizde neler yapacaklar, nasıl yenileyecekler diye merak ettim haliyle...
Aman ne göreyim?
İnanmayacaksınız ama...
İzmirliler'in onca yıldır yaz demeden, kış demeden Pasaport'ta deniz kenarında oturduğu, çay içtiği, eşiyle dostuyla sohbet ettiği, vapurları seyrettiği, denize dalgın dalgın baktığı, misafirlerini ağırladığı, tavla oynadığı, kitabı elinde şiirler, öyküler okuduğu, sevgilileriyle buluştuğu, gazetesinin sayfalarını çevirdiği, gevrek, boyoz, yumurta üçgeninde beslendiği kıyıdaki masalar var ya...
Hani kalan gevrekleri itinayla küçük parçalara ayırıp, martılar havada kapsın diye şöyle denizde havaya, yukarılara doğru fırlattığınız deniz kenarındaki masalar...
Hani biz martı arkadaşlarımla beraber denizde nazlı nazlı gezip, size göz süzdüğümüz deniz kenarındaki masalar...
Hepsi gitmiş.
Artık İzmir'de kent merkezinde deniz kenarında oturacağınız bir yer kalmamış. Ne mi olmuş? Valla projede gördüm, o masaları almışlar kara tarafında beton binaların dibine, altına koymuşlar.
İzmirliler'i de binaların altına hapsetmişler bir güzel.
Bir tür bina güçlendirme çalışması.
Peki binaların altında oturup, iyi de deniz nerede bu İzmir'de diye soran olursa?
- 'Ee deniz de işte karşıda, görmüyor musun? Şu önümüzde park etmiş arabaların arka camından eğilerek sola doğru dikkatlice bakınca görülüyor ya, orada bak.'
Denilecek artık.
Deniz kenarında masalar yerine ne mi var?
Üç gidiş, üç geliş yaya yolu.
Ben mühendisin elindeki projede gördüm, çok kalabalıktı yaya yolu. Projede herkes yürüyordu rap rap.
Denize bakmıyorlardı, bizim yüzümüze zaten bakmıyorlardı.
O projede yürüyenler var ya, bence onlar İzmirli değil. Bunca yıllık İzmirli Martı'yım öyle rap rap yürüyen İzmirli görmedim ben.
Bugüne kadar Pasaport'ta deniz kenarında oturup, bir yudum çay içmemiş olanlar yürüyor o projede aslında.
Peki o halde bugüne dek Pasaport'ta deniz kenarında bir çay ve bir gevreğiyle oturanlar kimdi? İşe gitmeden önce Pasaport'a uğrayan, iş çıkışı arkadaşlarıyla Pasaport'ta buluşan, haftasonu soluğu Pasaport'ta alanlar kimdi?
Herkesti. İzmirliler'di. Sizdiniz, arkadaşlarınızdı.
İzmir'in simgesi Pasaport'ta deniz kenarında soluk alıyordunuz.
Aramızda iddiaya girdik martı arkadaşlarla, tasarımcılar acaba neden İzmirliler'i yıllardır oturdukları masalarından kaldırmış, 'Yürüyelim Arkadaşlar...' diye bir proje yapmış olabilirler diye.
Ekip arkadaşlarımdan biri 'Bence sağlıklı yaşam işi bu, obeziteye karşı önlem' dedi.
Diğeri, 'Gevrek sevmiyor olabilirler' dedi.
'Deniz tutuyordur' diyen de çıktı aramızda, 'Boyoza gıcık bunlar' diyen de.
Oysa Pasaport projesinde imalata başlamadan kısa bir süre önce...
29 Ekim kutlamaları sonrasında Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı, Komutanlar ve misafirleri Pasaport'a geldiler. Her yıl 9 Eylül ve 29 Ekim'lerde olduğu gibi gelenekselleşmiş Pasaport keyfi yapacaklardı. Neşe içindeydiler.
Ama içlerinden ikisinin arasını limoniydi.
Oturmak için seçtikleri kafenin adı da Nane Limon'du.
Her zaman olduğu gibi deniz kenarında kendileri için hazırlanmış protokol masasına geçtiler.
Mis gibi örtüler, deniz kenarında güzelim güneşin altında tatlı tatlı salınırken, Pasaport'un geleneksel tadı gevrek, peynir, çay üçlüsüyle İzmir'in gerçek tadını çıkardılar.
Deniz kenarında, mavinin eteğinde martılara karşı oturduklarında dargınlıklar da bitmişti.
Sonra gazetelerde İzmir protokolü Pasaport'ta çay keyfi yaptı diye haberler gördüm.
Fotoğrafta, denizin dibinde İzmir mavisine karşı oturmuş protokol masasında herkes mutluydu, gülüyordu.
Nereden bileceklerdi bunun Pasaport'ta Son Yemek olduğunu?
İzmirliler gün içinde bir mola verip, sanki bir tatil kasabasında deniz kenarında dinlenirmiş gibi hissettikleri minik özgürlük adalarını kaybettiklerini nereden bileceklerdi?
İzmirlilik ruhunu şarj ettikleri Pasaport'ta deniz kenarında oturamayacaklarını?
Denizle ilişkileri güçlendirilirken, kıyıdan karaya transfer olacaklarını?
Pasaportta rap rap yürüyeceklerini, deniz kenarında martılarla gözgöze gelemeyeceklerini,
Deniz kenarında öylece oturup, anlamlı bir hayat molası veremeyeceklerini nereden bileceklerdi?
Peki martılara da yasak mı acaba Pasaport'ta deniz kenarı?
Projeye göre, martıların Pasaport'a çıkıp tünemesine izin verecekler mi acaba?
Hayır bilelim de, biz de martı arkadaşlarımla Pasaport'ta oturma eylemi planı yapmaya başlayalım diyorum.