Anlattıklarıma inanmayacaksınız.
Ben de heyecan içindeyim.
Bugün Kültürpark'ta geziyordum. Lozan Kapısı önünde, Atatürk ve İsmet İnönü'nün gülümseyerek sohbet ettiği heykellerinin gölgesinde çimenlerde dinleneyim biraz dedim.
Sesler duydum. Kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu. Küçük dilimi yutuyordum.
Atatürk, İsmet İnönü ile konuşuyordu:

http://i1.trekearth.com/photos/113638/izmirden222.jpg

ATATÜRK :
- Duydun mu İsmet, Yeni Türkü'den Derya Köroğlu dün akşam konserde 'İzmir bir özlemdir. İzmir'i kıskanıyorlar' demiş.
İNÖNÜ :
- Doğru demiş Atatürküm. Kıvırcık saçlı, yürekli bir çocuktur Derya. Akıllıdır. İzmir gibidir, saçları mavi mavi uçuşur, gözlerinin içi güler. Yeni türküler söyler.
ATATÜRK :
- Ne dersin, bize de İzmir'i kurtardık diye mi öfkeliler, kin kusuyorlar İsmet? Bizi neden kıskanıyorlar ...
İNÖNÜ :
- Atatürküm, İzmir'i kurtardık. Vatanı kurtardık. Namuslarını kurtardık. Ama kafaları kurtaramamışız anlaşılan.
ATATÜRK :
- İyi de neyi paylaşamıyorlar, neyi kıskanıyorlar bu çocuklar İsmet? Yedi düvelle savaştık, vatanı kurtarıp, teslim ettik. Buyrun, al bayrağın dalgalandığı vatanımızda özgürce, başı dik, çalışın üretin, ilim ve irfana sahip çıkın dedik. Nedir bu öfke İsmet?
İNÖNÜ :
- İrfan meselesine hiç girmeyelim Atatürküm. İrfanı da karıştırdılar, ayrıştırdılar malumunuz. İzmir'i irfan terbiyesine kalktılar.
ATATÜRK :
- Hayır, yine de anlamıyorum. Kalpleri kararmış bu öfkeyi, bu kıskançlığı, bu düşmanlığı anlamıyorum.
(İşte tam burada heyecandan kızarmış yanaklarım, az kısılmış sesimle kendimi tutamayarak bir solukta hızla lafa daldım.)
CANITIN :
- Bu kafalar Atatürküm, düşmanlıkla besleniyor. Kendisini aşağıda hissediyor. Yukarı çıkmak için ayağıyla, diliyle başkalarının üzerine basmak, yukarı, en yukarı, arşa çıkmak istiyor. Kırpık bıyıklar imparatorluğu kurmak istiyor. Sevilmek istiyor. Hayran olunsun istiyor. Her yeri zaptetsin, terbiye etsin, adam etsin, köşelesin, bentlesin istiyor. Hepimizi kırpmak istiyor. Sözünden çıkılmasın istiyor. Baba olmak, BüyükBaba olmak, hatta Ata olmak, kalpleri titretmek, fethetmek istiyor. Bir ulusun kalbinde yer etmiş, gönlünde taht kurmuş Atatürk olmak, sen olmak istiyor Atatürküm.
ATATÜRK :
- Ah çocuk, ne gerek var bunlara. Milletin kalbinde yer etmek aslında çok mümkün.
İyi ama İzmir ile alıp veremedikleri nedir?
CANITIN :
- Türkiye İzmir'i özlüyor diye kıskanıyorlar, kuduruyorlar Atatürküm. İzmir nefes alıyor diye kıskanıyorlar. İzmir nefes aldıkça, özgürce yaşam için direttikçe, direndikçe diğerlerine örnek oluyor diye çok öfkeliler. İzmir'e gıcık oluyorlar. Ya kızımız, oğlumuz her şeye rağmen İzmir'e özenirse, babalarının sözünden çıkarlarsa diye deli oluyorlar. İzmir onlara yasaklanmış olanları hatırlatıyor. İzmir onların yasak elması. Ve onlar da İzmir'i yasaklamak istiyorlar.
ATATÜRK :
- Yasak elma demek ...Ah çocuk, yazık oluyor. Ben memleketi muassır medeniyetlere çıkarınız demiştim. Peki evlat vatanı emanet ettiğim gençler neredeler, ne yapıyorlar?
CANITIN :
- Bir bölümü Taksim'de Gezi Parkı'nda Atatürküm. An itibarıyla tazyikli su eşliğinde, biber gazı yiyorlar. Diğerleri SMS atıyor, tweetliyorlar, yaşananları face'ten kınıyorlar, Gezi Parkı direnişini like'lıyorlar.
ATATÜRK :
- Yürü İsmet, kalk. Başlatmasınlar şimdi tweetlerine, facelerine. Gidiyoruz İsmet, çocukların yanına Gezi Parkı'na gidiyoruz. Bunlar vatanı taksim taksim etmeden yola çıkalım İsmet.