Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik nihayetinde.
Liderler/adaylar/partililer/gönüllüler son turlarını atıyorlar son kalan güçleriyle.
Sıcakların da bastırmasıyla, koşuşturmaktan kiloca epeyce kayba uğrayan adaylarda, heyecan son haddinde. Türkiye genelindeki sonuçlardan ziyade, son yıllarda görülmemiş bir şekilde iktidar partisi yığınağına sahne olan İzmir'de; iktidar/muhalefet partilerinin ve de bağımsız adayların ne oy alacağı, çatlatan bir merakla bekleniyor.
Mesela CHP'de. Nefesler kesilmiş halde.
Uzun yıllar İzmir ve ilçelerinde yerel yönetimlerde iktidar olan CHP'nin oyları, iktidar yorgunluğunu mu yansıtacak? AKP'nin 'yerel seçim' formatında götürdüğü bu seçimde halk yerel yönetimlere olan kızgınlığını mı, yoksa 9 yıldır iktidar olan bir partinin 'günlük hayatından alıp götürdüklerini' mi oylayacak?
İktidar partisi AKP ile İzmir yerelinde iktidar olan CHP'ye, halk sandıkta hangi mesajı verecek?
9 yıldır İstanbul'a/Ankara'ya/Kayseri'ye/Konya'ya, özetle kendi partisinden olan belediyelere 'kazan kepçe hizmet' dağıtıp, İzmir'e gelince durumu 'çay kaşığı' ile idare eden AKP'ye 'eniştem beni niye öpmek için niye 9 yıl bekledi' sorusunun yanıtını mı gösteecek…
Yoksa, seçimi fırsat bilip kendini öpmeye çalışanlara, öbür yanağını/gıdısını da uzatacak?
CHP'ye yerel yönetimlerde verdiği destek yüzünden pişman görünen kimi seçmenler, 'cezalandırma' işlevlerini erkene alıp yerel seçimleri beklemeden hesabı bu genel seçimde mi kesecek…
Yoksa, yerel seçimin hesabını 2014'e bırakıp 'dur hele bir, şu AKP'ye dersini bir vereyim, sıra ötekilere nasıl olsa gelir' mi diyecek?
Bütün bunların net cevabını almak için sadece iki günümüz kaldı.
Neredeyse üç aydır siyasiler konuşuyor, biz medya mensupları aracılık yapıyoruz. Son sözü seçmen söyleyecek, atılan virgüller/ünlemler/soru işaretleri hepsi tedavülden kalkacak, sandıktaki noktayı seçmen koyacak.
*
Hemen herkesi yoran/geren seçim ortamının, İzmir'de en çok CHP örgütlerini gerdiğini söylemeden de geçemeyeceğim.
Gerek daha önceki parti etkinliklerine, gerek dün Kılıçdaroğlu'nun partisinin çevre raporunu açıklamak üzere geldiği İzmir'de, programın bir bölümüne katılmış bir gazeteci olarak, 'yüzlerden okuduğum' buydu benim.
Heyecanı, coşkusu yüzüne yansımış, yorgun da olsa çok umutlu olduğu her halinden belli bir kısım partili kadar, içinden konuşmaktan karnı şişmiş siyasetçiler de vardı önceki ve dünkü toplantılarda.
Bu süreçte hangi belediye başkanlarının/ilçe örgütlerinin CHP için çalıştığı, hangilerinin ense yaptığı ya da adeta (parti suçu işlercesine) AKP'ye çalıştığı (özellikle Ertuğrul Günay'a) gözlerimizden kaçamayacak ölçülerdeydi. Bu isimlerin İzmir'de 'AKP'nin galibiyetini gizli bir iştahla istediklerini', böylesi bir seçim sonucunun CHP'de 'kendi yollarını açacağı/ellerini güçlendireceği hesapları' içinde olduklarını görmemek için de zaten 'bakarkör' olmak gerek.
Kaldı ki, 'CHP'nin kaybetmesinden ziyade ne olursa olsun kendilerinin kazanmasını esas alan' bu zihniyetteki kişilerin hali öylesine devekuşu ki, başlarını toprağa gömseler, kıçları tabak misali açıkta.
Seçimlerin İzmir sonucu CHP açısından sürpriz olursa, kentte müthiş kanlı bir iç savaş izleyeceğiz, özetle.
Ellerinde bombayla dolaşan kimi partililerin pimleri anında çekip birbirlerine fırlattıklarına, baltaların gömüldükleri yerden çıkarıldığına tanık olacağız.
Böylesi bir iç savaş, AKP İzmir'de yaşanır mı peki diyorsanız… Yok canım derim. Bir miktar yaşansa bile, sonuçta iktidar olan, pastanın koca bir dilimini 9 yıldır paylaşan bir partide kimileri karın ağrısı çekse de önümüzdeki yerel seçimde olur da kendisine de pay düşeceği beklentileriyle/hesaplarıyla, aykırı bir sesi -en azından biz- duymayız..
Bu seçimde kaderi en fazla tartışılan parti MHP'yi de, sonuçların durumuna göre, tıpkı CHP gibi olası bir iç savaş bekliyor demek ise yanlış olmaz.
Barajı geçse dahi, eğer iktidar ortağı olamazsa, liderini sorgulamaya/yenilemeye hazır bir MHP var çünkü ortada.
Seçim sonuçlarına göre eteklerdeki taşlar hatta kayalar dökülmek üzere birikmiş halde; İzmir'de de. Beklemedeler.
*
Özetle değerli arkadaşlar, durum kısaca şu:
İki gün sonra vatandaş oyunu verecek ve kendi deyimiyle 'haftalardır süren bu tantanadan/gürültüden/patırtıdan' kurtulacak. 'Evli evine, köylü köyüne' diyecek.
Partilerdeki tantana da o andan itibaren başlayacak. Her halükarda bize/gazetecilere durmak yok görünüyor yani ki. Eyvah!
* * *
BİR HATIRLATMA: Meslek yaşamımda pek çok yerel/genel seçim yaşadım, meslektaşlarım gibi, ben de sabahı gazetelerde karşıladım. İlk kez bu seçimi televizyon stüdyolarında geçireceğim. Nedim Atilla, Ümit Yaldız ve bendeniz, yani 'Söz Meclisten İçeri' ekibi; Pazar akşamı seçim yasaklarının bittiği, sonuçların açıklanmaya başladığı andan itibaren, Ege tv'de canlı yayında olacağız. Sonuçları, özellikle Ege'yi/İzmir'i taze taze yorumlayacağız. Şimdiden yerinizi ayırtın lütfen, bekleriz…