AK Parti İzmir 2. Bölge 5. Sıradan milletvekili adayı gösterilip Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ye milletvekili olarak girmeye hak kazanan Hamza Dağ, sorularımızı yanıtladı.
Soner Çağlar / Egedesonsöz- ÖZEL- Konak'ta sahilde gerçekleştirdiğimiz röportaj bir hayli ilginçti… Takdir edersiniz ki 31 yaşında genç denebilecek bir İzmirli olarak, yaşıtım bir milletvekili ile röportaj yapmak bence çok güzeldi. Dünya görüşleri, bakış açıları, yaşam tarzları farklı olabilir ama klasik bir ifade ile üç aşağı beş yukarı aynı konuları konuşabiliyorsunuz… Bugüne kadar yaptığım röportajlar arasında ilginç olanlardan bir tanesiydi.
Hamza Dağ, kimdir? Sohbetimizde o kadar çok ilginç noktalar ortaya çıktı ki… Mesela İlkokula 6 yaşında başlamış. 20 yaşında üniversite mezunu olmuş… Ayrıca İmam Hatip Lisesi mezunu… Hakimlik sınavına girmiş, 5 bin kişi arasında 30. olmuş. Kendi ifadesi ile 130 kişinin alınacağı dönemde, mülakatta 'iyi niyetli olmayan' sorular nedeniyle hakim olamamış. Ama günümüz adına en önemli özelliği işsiz kalması… Üniversiteden mezun olup Hakim sınavını da kazanamayınca genç işsizler ordusuna katılmış. Kahvehanede arkadaşlarıyla çok okey oynamış. 2001 ekonomik krizini yaşamış. Daha sonra avukat olmuş. Askerliğini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cezaevinde yattığı Kırklareli Pınarhisar'da kısa dönem olarak yapmış. Cezaevinde askerlik yapmamış ama cezaevinin karşısındaki kışladaymış… Halı sahalardaki maçlarda koşan, kabiliyetli, çalımlarıyla ünlü bir forvet oyuncusu…
Hamza Dağ'la samimi ve mütevazi röportajımız sırasında Babası Resül Dağ da yanımızdaydı. Oğlunu kampanya döneminde de bir an olsun yalnız bırakmayan baba, oğlunun menajeri gibi çalışmış. Hamza Dağ'ın evine de konuk olduk. Eşi Zeynep, kızları Zümra ve Gençlik Kolları İl Başkanı seçildiği yılda değil ama 2011 yılının 3 Şubat tarihinde dünyaya gelen Zeren'le tanışma imkanı bulduk. Hamza Dağ'ın annesi Hacer Dağ da, tıpkı babası gibi oğlunu çalışkan biri olarak tarif ederken, vatana millete hayırlı bir evlat olmasını istedi. Unutmadan şunu da belirteyim kendisi İzmir'in varoşları olarak gösterilen, gecekondu bölgeleri olarak anlatılan Bayraklı'nın Gümüşpala semtinde oturuyor. Gümüşpala'dan milletvekili çıkması da ayrı bir önem taşıyor.
- Herkes bir şeyler sorar ama ben sizi sizden dinlemek isterim…
Biraz standart dışı bir yaşantı var. 20 yaşında ben üniversite mezunuydum. 1980 doğumluyum. İlkokula 6 yaşında başladım. Demirci Makine Kimya İlköğretim Okulu'nda 5.5-6 yaş arasında okulun müdürü bana, '10'a kadar say' demiş. Bende saymışım öyle okula başlamışım. 1986 yılında eğitime başladık. İlkokul 3'e kadar orada sonra babamın tayini çıkınca Simav Atatürk ilköğretim okulunda bitirdim. Ortaokul ve liseyi de Simav İmam Hatip Lisesi'nde bitirdim.
- İmam Hatip Lisesi mezunusunuz yani…
Evet. 1996 yılında üniversite sınavını kazanarak, Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi'ne girdim. 2000 yılında da üniversite mezunu oldum. Hukuk Fakültesi'ni 4 yılda bitirmek de benim için önemliydi. Hukuk Fakültesi öyle 4 yılda hemen bitirilecek bir bölüm değildir. 20 yaşında bir genç olarak hayata atılmak ve tam o dönemde 2001 ekonomik krizinin patlaması bir hayli zorladı. Staj dönemim 2001 dönemiydi. Ciddi anlamda piyasada çok ciddi sıkıntılar vardı. Staj İzmir'de oldu. Yılların avukatları, 15-20 yıllık avukatlar ekonomik kriz döneminde çok zorlandılar. Baktım onlar bile mesleği icra edemiyorlar. Biz öyle olunca Hakimliğe yöneldik.
- Hakimlik sınavına mı girdiniz?
2000-2002 yıllarında tam 1.5 yıl boyunca hakimlik sınavı açılmadı. Şuanda 6 ayda bir sınav açılıyor. 2002 yılının Mart ayında hakimlik sınavı vardı. 130 kişi alınacak sınava ülke genelinde giren 5 bin kişi arasında 30. olarak yazılı sınavı kazandım. Sonra Mayıs ayında mülakatı vardı. O zaman bizi almadılar. O dönemde iktidar değişik bir iktidardı. Ve bana sorulan sorular açıkçası iyi niyetli değildi. Mülakatta elendik.
- Hakimlik olmayınca ne yaptınız?
Avukatlıkta zordu. Kriz vardı. Zor bir dönemdi. Seçim zamanında kahvede okey oynayan gençleri gördüğümde, 'bende oynadım' dedim. Çünkü hakimlik olmadı, serbest meslek olarak avukatlıkta da sıkıntılar var. Özellikle Fen Edebiyat Mezunu arkadaşlar atanamadığı için onlarda açıktaydı. Ve biz Simav'da arkadaşlarımızla beraber kahvehanede çok okey oynadık. O dönem 4-5 ay öyle geçti.
BAŞBAKAN'IN HAPİS YATTIÐI İLÇEDE ASKERLİK
Daha sonra 2002 Aralık'ta Kırklareli Pınarhisar'da askerlik yaptım. Gariptir Başbakanımızın hapiste olduğu dönemde bende O'nun yattığı bölgede askerlik yaptım. Cezaevinde yapmadım ama aynı ilçeydi. Cezaeviyle karşı karşıyaydı. Kısa dönem olarak 2003 yılında askerlik bitince avukat Mehmet Girgin beyin yanında çalışmaya başladık. Sonra liseden beri birlikte olduğum, üniversitede beraber okuduğumuz Hasan Karaduman ve Özgür Esmeray ile birlikte 2004 yılının 4 ekim günü avukatlık bürosu açtık.
- Siyaset ne zaman başladı?
2007 yılında AK Parti gençlik kollarına girdik. Daha önce bir siyasi partide çalışmadım ama siyaset benim içimdeydi. Evimizde de siyaset konuşulurdu. Üniversite yıllarında sivil toplum örgütleri ile aktivitelerimiz olurdu. Bunun kazançları bu dönemlerde çıkıyor. İşlerimizi belli bir noktaya getirdik, maddi olarak aileden bağımsızlığımızı sağladık. O saatten sonra siyasete girmek çok verimli oldu. Kendi hayatında bir takım şeyleri halledememiş bir insan olarak siyaset yapmak çok kolay değil. 2008 yılının 3 Şubat'ında da AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı oldum. Kongrede kazandık.
- Neden siyaset ve neden AK Parti?
Ben görüş olarak, dünya görüşümüz olarak AK Parti'yi kendime yakın görüyordum. Siyasete girmeden önce de oyumu AK Parti'ye veriyordum. AK Parti'ye fahri olarak çalışıyordum. 3 sene gençlik kolları başkanlığı yaptık. Genel merkezin önerisiyle 14 Ocak günü Türkiye'de Gençlik kollarından Kilis başkanımız ve ben istifa ettim. Temayülde de iyi oy almamız etkilememiz.
- Temayülde Genel Başkan Yardımcınız İdris Naim Şahin bey vardı. Temayül sonuçları açıklanırken gençlerin ciddi bir heyecanı vardı. O'da sizleri sakin olmanız noktasında uyarmıştı. Sevinç gösterilerini abartmama anlamında…
Tabi yani gençlik bir aday çıkartmıştı. Bu önümüzdeki süreçle ilgili genç arkadaşlarımızı ciddi anlamda motive edecek bir olay. Bunun yanında sadece bizim partimizden değil, İzmir'de siyasete ilgi duyan insanlar içinde AK Parti'de siyaset yapmak önemli bir hal aldı. Gençler sadece bayrak asan, broşür dağıtan, afiş yapıştıran bir insan olarak değil, bunu da yapan ve kendi içinden milletvekili çıkaran, meclis üyeleri çıkaran, yönetimlerde yer alan isimler çıkaran bir yapı oldu. Buda dikkat çekti. Diğer siyasi partilerin gençlik kollarından da AK Parti'de siyaset yapmak isteyen arkadaşlarımız bizleri arıyorlar.
TARİHÇİYE MATEMATİK ÇÖZDÜRMEK HARAKİRİ GİBİ
- Gençlerden bir ismin TBMM'de olması son derece önemli. Mesela gençler gelecekler, 'Hamza abi, üniversite sınavında şöyle şöyle oldu' diyecekler. Onları anlayabilmek çok önemli.
Tabi algılamak daha kolay oluyor. Mesela KPSS sınavıyla alakalı kafama takılan bir nokta var. Bu konuyu da ileride araştıracağım. Bizim girdiğimiz dönemlerde, bir tarihçi KPSS'ye girdiğinde matematik sorularını çözmesi bekleniyor. Bir tarihçiden matematik sorusu çözmeyi beklemek gerçekten çok mantıklı değil. Hayatı boyunca matematik görmemiş. Liseden itibaren… Üniversite bittikten sonra bu insanın tekrar matematik çalışması demek, resmen harakiri yapması demek. Bunu bilemez zaten. Mümkün değil. Ve bu sorularla sınavı kazanabilmek çok büyük sıkıntı. Mesela ben konuyu algılayabiliyorum. Bu gençler açısından önemli bir kriter.
- Tam bu noktada 'şifre' tartışmalarını da hatırlatmak isterim…
O konu seçim döneminde iktidarı dolayısıyla AK Parti'yi yıpratmak için ortaya atılan bir olaydı. Seçimi sabote etmek için çıkan bir olay olduğunu biz seçim kampanyası döneminde alanlarda gördük. Çünkü bize sınavla ilgili soru soranların üniversiteye giren, sınava hazırlanan bir yakınları yoktu. Bu sınava giren gençlere sorduğumda, çoğu kafalarında soru işareti olmadığını söyledi. Eğer bir kopya olduğunu görseydik sınavı iptal ederdik. 2. Sınavı Kasımda yapardık. Bu sene öyle olurdu. Tıpta Denklik sınavında geçtiğimiz yılki sorularla yüzde 75'i aynıymış. Bu bir eksiklik mi evet eksiklik. Sonuçta iptal edildi. İnsanlar mağdur edilmedi. Geçen yılki KPSS'de de aynı şekilde iptal edildi.
- İşsizlik yaşadım dediniz… neler hissettiniz?
Elinizde bir vasfınız varsa uzun vadede bunun karşılığını alacağınızı biliyorsunuz. Bunu alacağım kanaatindeydim. Birde o dönemdeki ortamla bu dönemde ortam arasında dağlar kadar fark var. Herkeste bir moral bozukluğu vardı. Herkes, 'tekrar eski günlere dönecek miyiz' korkusu vardı. Bizim en büyük sıkıntımız vasıfsızlık… Sadece işsizlik değil…
1990'lı yıllarda güya bir liseyi cezalandırmak için meslek liselerinin önüne engel olundu. Eğitim sistemi değiştirildi. Daha sonra üniversiteye girişleri engellendi. Toplum mühendisliği yapıldı. Şuanda baktığınızda gerçekten kamuoyunda, çevrenizde çok sayıda lise mezunu hiçbir mesleği olmayan, tek özellik olarak ehliyeti olan bir çok kimse var. Şimdi siz bu noktada bir farkındalık oluşturamazsanız ve herkesin özelliği de aynıysa işsizlik olması gayet normal. Bizim gezilerimizde herkes vasıflı işçi arıyordu.
Meslek liselerinin önü biraz olsun açıldı artık. Ama arada bir 10 yıl var. Bu 10 yıllık birikmiş kapasite konusunda da bu yaştan sonra hangi meslek verilebilir onun ortaya konması gerekiyor. 18 yaşında bir genç işsizim dediğinde bende önce meslek sahibi ol sonra işi halledersin dedim. Çünkü şimdi iş buldun bir şeyler yapıyorsun. Adam seni çıkardı 10 yıl sonra ne yapacaksın… Elinde mesleğin yoksa sıkıntı var. İnsanlarımızı meslek konusunda yönlendirmemiz gerekiyor.
Ülke olarak bizim en büyük potansiyelimiz insanlarımız. Yeraltı kaynağı falan bir yere kadar. Özellikle ilkokuldan itibaren yönlendirmesini yapabilirsek yarınlarımız daha rahat olacak.
- Sizin sınava girdiğiniz de meslek liselerine yönelik puanlama var mıydı?
Yoktu. Biz son girenler arasındayız. Biz bu ülke için bir kazanımsak, o puanların düşürüldüğü sistem bana vurmuş olsaydı, şuanda Hamza Dağ yoktu.
- O zaman Hukuk Fakültesini kazanamazdınız?
İmkanı yoktu. Nereden nasıl kazanacaksınız… 60 puan geriden başlıyorsunuz zaten. İlahiyatı kazanırsak öp başına koy mantığı… Ondan dolayı bolca şükrediyorum. İnsanlarımızı nasıl heba ettiğimizin açık göstergesi...
- Seçim döneminde anketlerde yapılıyordu..
Evet. Genel merkezimizin Ocak ayında yaptırdığı ankette, bizim çıkaracağım milletvekili sayısı 4'tü. Benim içimden 5 geçti. Çok ciddi çalışma ile oy almayı başardık. Hatta 5 değil biz 5.9 çıkardık. Orada biri biz kaçırdık. Mühürün olumsuz etkisi oldu. İnsanlar ellerine bastılar mühürü. Seçim döneminde bizim oy kaybımızın olmadığını tam tersine yeni isimlerin bize oy vereceğini söylediğini gördük. Sonucun böyle olabileceğini görüyorduk.
- Seçim kampanyası nasıl geçti?
16 ilçenin tamamına gittik. Benim ağırlıkla Bayraklı, Nesrin Ulema hanım Bornova'da bulundu. Birde Kemalpaşa'ydı. 2 ayda 12 bin kilometre yol yapmışız. Yürüdüğümüz mesafeyi de katarsak neredeyse 15-20 bin kilometre yol, tahmini 100 bin insanla da birebir temas.
- Bundan sonrasına yönelik olarak düşünceleriniz neler?
Yasama, yürütme ve yargı bağımsız organlardır. Ben şuanda yasamada yer alacağım. Her insanımızın bireysel ve kollektif sorunlarıyla uğraşmak istiyorum. Çözeriz, çözemeyiz o konuda net bir şey söylemek mümkün değil.
- Meclis aritmetiğini nasıl gördünüz?
330 milletvekili altında olmamıza üzüldüm. Ama Cumhuriyet tarihinde görülmeyen bir katılım oranına eriştik. Mecliste halkın yüzde 96'sının temsilcisi var. Anayasa için bundan daha iyi bir dönem gelmez. Bizim aldığımız milletvekili sayısı da sorumluluğu sadece bizim üstümüzde tutmuyor. Diğer partilerde yeni anayasa konusunda çalışmak zorunda. Millet bunu istedi.
- Hobileriniz…
Futbol oynarım, kitap okurum… Seçim döneminde Kemalpaşa'da bir basket attım,3'lük. O basında çıkmadı ona çok üzüldüm. Bu dönemde de şansıma bilardo oynuyorum hep sayı… Penaltı kullanınca gol oluyor. Baskette sallasam atıyorum… En son okuduğum kitap ise Değişen İzmir'i Anlamak… Yarıya kadar okudum. Malum seçim döneminde okuyamadık. Ama bitireceğim. Eski İzmir ile bugünkü İzmir'le ilgili makaleler var. Ekonomisini anlatan bir kitap. Herkese tavsiye ederim. Selanik ve Beyrut Osmanlı bünyesindeyken dış ticaret açığı vermeyen İzmir'i de anlatıyor. Şimdi ise gençleri anlamak için sinemaya daha fazla zaman ayırmam gerektiğini düşünüyorum. Facebook, Twitter da kullanıyorum.
- Meclis'te İlk adım ne olacak?
Sivil demokratik, katılımcı, kısa öz bir anayasa olmalı. Hukukçu kimliğimizle bu konuda katkıda bulunmak isterim… Karınca kararınca bir katkımız olsun istiyoruz.
- Gümüşpala'da otuyorsunuz…
Ankara… ailemi götürmüyorum. Bir süre böyle devam edecek. En az 1 sene… Bayraklı'ya Gümüşpala'ya İzmir'e sözümüz var. Buradan kopmayacağız. Görev nedeniyle bir yıl sonra evimizi Ankara'ya taşıyabiliriz. Ama İzmir çok farklı bir dönem yaşayacak.
- İzmir projeleri…
EXPO konusu çok önemli… İzmir açısından gençliğimiz açısından çok önemli. En çok üzerinde duracağımız konular olacak…
- Hamza Dağ'ın babasısınız… Milletvetili seçildiğinde neler hissettiniz?
Resul Dağ (55) Emekli Cami Görevlisi: Çok sevindik… Sonuçları evde takip ettik. Gümüşpala'da izledik. Çok sevindim… Kayınpederi de vardı fazla bir açık vermedim ama çok sevindik… Anne tabi daha da duygulandı…
Hamza Dağ: Seçim döneminde hep beraberdik… Hiç durmadı maşallah peşimizdeydi.
Resul Dağ: Başka birileri canla başla koşturuyor. Ben evde duramam ki… Oğlumla beraber çalıştık… Çocukken de çok ağırbaşlı, başarılı biriydi. Hep takdir getirirdi. İlkokula yeni başladığında. İsmail Özdağlar bakanımız vardı. Demirci halkı bütün ayaklandı. Sabahın köründe geldiler. Bakan gelip gidene kadar beklediler. O zaman 8 yaşında falandı. 'İsmail Özdağlar gibi adam olacağım' dedi. Öyle bir sözü vardı.