EGEDESONSÖZ – İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız ve Gazeteci Fatih Yapar, SONSÖZ TV’de İzmir Büyükşehir’in kentsel dönüşüm kapsamında kurduğu kooperatiflere yönelik soruşturma iznini masaya yatırdı.

Yaldız, raporun yazılış dili ve üslubunu eleştirirken, Yapar da süreçle ilgili detaylı açıklamalarda bulundu.

Fatih Yapar, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde uzun süredir siyasete de malzeme olmuş bir mesele var; kooperatif meselesi. Tunç Soyer döneminde konut yapı kooperatiflerinin kurulması, kentsel dönüşüm adı altında kooperatiflerin inşası meselesi vardı. Bunu çok boyutlu tartıştık. Cemil Tugay ile Tunç Soyer’i de karşı karşıya getiren bir konuydu bu. İZBETON’un yazdığı bir yazı vardı, kooperatiflere; inşaatları durdurun, diye. Fakat inşaat bir yandan devam ederken, mülkiye müfettişleri incelemelerde bulundu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya imzalı  bir soruşturma izni var sonuçta. Eski Başkan Tunç Soyer başta olmak üzere 12 kişi soruşturma kapsamına alındı” açıklamasını yaptıktan sonra Yaldız’a, “Bu soruşturma izni nereye gider?” sorusunu sordu.

Yalnız, şu değerlendirmelerde bulundu:

BU SİYASİ VE TİCARİ BİR KONU, ÇÜNKÜ İŞİN İÇİNDE PARA VE RANT TARTIŞMALARI VAR
“Bu, siyasi bir konu, ticari de bir mevzu… İşin içinde rant, para tartışmaları var. Onlar olduğu için siyaseten biraz daha netameli hale geliyor. Soruşturma izni verilen isimlerin parayla pulla da bir ilişkileri yok, daha çok memurlara yönelik bir operasyonmuş gibi görünüyor. İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya dışında hepsi devlet memuru pozisyonunda olan kişiler; Genel sekreter, genel sekreter yardımcısı, daire başkanı… Egedesonsöz’den okudum o soruşturma iznini, baştan sona ve şu dikkatimi çekti. Soruşturma izninin dili, üslubu çok tartışmalı. O ifadeler korkunç! Soruşturma dışında kalan bir daire başkanını tanımlarken, onu adeta gizli tanık tanımlar gibi tanımlamada bulunmuş. Kuşku uyandıracak bir tanımlama olmuş. Arkadaş bu soruşturmada bize çok faydalı oldu, onu koruyalım, anlamına da gelebilecek bir ifade olmuş. Hanımefendiyi de yaralar bu tanımlama.”

SORUŞTURMA İZNİNİN HİÇBİR YERİNDE ÖRNEKKÖY’DEN TEK KELİME YOK
Dili, üslubu eleştirilen rapordan bir bölümü okuyan Fatih Yapar, söz konusu o bölümü okudu: “İhale mevzuatına tabii İZBETON A.Ş.’nin yükümlülüklerinin üçüncü kişilere devrine karşı gelen, inşaatlarda denetim görevinin gereğini yerine getirerek fenni kurala aykırı imalatlardan dolayı tutanak düzenleyerek mühürlenmesini sağlayan, bu yüzden de başkanlığını yürüttüğü kentsel dönüşüm daire başkanlığının meclis kararıyla kapatılmasına ve bu görevlerin deprem risk yönetimi kentsel iyileştirme daire başkanlığına devrine kadar olan süreçte görevini yerine getiren Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı Ayşe Arzu Özçelik hakkında soruşturma izni verilmemesi…”

SORUŞTURMA İZNİNDE ÖRNEKKÖY KOOPERATİFİ YOK

Yapar, o bölümü okuduktan sonra, şu açıklamalarda bulundu:

“İnşaatlarda denetim görevinin gereğini yerine getiren, diyor. Nerede karşı gelmiş? Toplantı da şerh mi koymuş? Tunç Soyer’e, bunu ben istemiyorum mu demiş? Yazılı bir evrakla mı bildirmiş? Bir de mühürleme faaliyetini yerine getiren diyor. Mühürleme olayı, Karşıyaka Örnekköy’de. Soruşturma izninin hiçbir yerinde Örnekköy’den tek kelime yok. Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı olarak o zaman Ayşe Hanım, Örnekköy’dek inşaatları mühürledi. Bunu da Genel Sekreter Yardımcısı Suphi Şahin bilgisi, onayı ve Arzu hanımın talimatıyla Örnekköy’de yürütülen inşaatlara gidildi. Mühendisler, teknik görevliler dediler ki, biz burada beton dökülürken orada değildik, dökülen betonu görmedik. Belki demirden çaldınız! Belki betonda sıkıntı var, dediler. O dönem İZBETON şu açıklamayı yapmıştı. Biz bu betonu gece dökmek zorundaydık, çünkü beton dökmenin belli bir süresi var; hızlı bir şekilde işlem yapacaktık. Tutanak tutuldu, betonu dökün dedik, döktüler, dediler. Bir iç operasyonla burayla ilgili tutanak tutarak, ruhsatı veren Karşıyaka Belediyesi’nin evrak kaydından tutanağa soktular.”

Yapar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“ O dönem Karşıyaka Belediye Başkanı kimdi? Cemil Tugay! O halde Cemil Tugay da giriyor bu sürece! Karşıyaka Belediye Başkanı olma sıfatıyla, Arzu hanımın tutturduğu ve kayda soktuğu tutanak, Karşıyaka Belediye Başkanının önüne geldi. Bunları niye anlatıyorum? Bu olaylar nerede geçiyor? Örnekköy’de. Soruşturma izninde Örnekköy var mı? yok! Neden yok? Soruşturma kısmında yok, Ayşe Arzu hanımın soruşturma dışında tutulmasını anlatan müfettişin o ifadelerinde var sadece Örnekköy… Neresi var? Uzundere’deki üçüncü ve dördüncü etap, bir de Aktepe ve Emrez birinci etap… Örnekköy yapı kooperatifi, o zaman Karşıyaka Belediye Başkanı olan Cemil Tugay’ın ruhsat verdiği bir kooperatif. Bunu soruşturmadan çıkarıyorsunuz. Acaba Mülkiye müfettişleri veya sistem, Cemil Tugay ile anlaştı mı? Yaklaşık 2 milyar lira gibi toplanmış bir para var. Örnekköy’ü neden çıkardınız soruşturmadan? Karşıyaka Belediye Başkanı o zaman Cemil Tugay olduğu için mi çıkardınız? Bir de şu var: Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğü’nün kooperatifler nezdinde ilk defa sürece dahil olduğu yer burası, yani Örnekköy. Görevliler, tutanağın ardından harekete geçtiler ve AK Parti Milletvekili Eyyüp Kadir İnan kamuoyuna duyurdu. İl Müdürlüğü, savcılığa suç duyurusunda bulundu. İl müdürlüğü, tutanağın ardından Büyükşehir Belediyesi’ne yazı gönderdi; burasıyla ilgili gereğini yapın, dedi. Büyükşehir ne yaptı? Tutanağın olduğu katla ilgili yıkımı gerçekleştirdi.  Bu durumda Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün muhataplık işi ortadan kalkmış oldu. Ama sonuçta Çevre Şehircilik’in bu kooperatifçilik sistemiyle ilgili 10 sayfalık  raporu var. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün de sürece dahil olduğu bir yer burası. İzmir’de görev yapan hakim ve savcıların en çok konut aldığı yer neresi? Örnekköy! Neden soruşturma kapsamından çıkarıldı? Soruşturmada buranın olmaması çok ciddi bir sorundur, manidardır, bir problemdir.”

AK Partili İnan'dan Tugay'a yanıt: Yesinler sizin İzmir sevginizi! AK Partili İnan'dan Tugay'a yanıt: Yesinler sizin İzmir sevginizi!

YETKİ İZBETON’A MECLİS KARARIYLA, İZBETON’DAN KOOPERATİFE TEK İMZAYLA VERİLMİŞ

Fatih Yapar, yetki devri konusunda da önemli açıklamalarda bulundu:

“Ortada iki suç var, soruşturma iznine göre. Diyor ki, sen İZBETON’a yetkiyi, meclis kararıyla aldın! Fakat İZBETON yetkisini sadece İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya’nın tek imzasıyla kooperatife vermiş, bu yanlıştır. Yönetim kurulu kararı veya meclis kararı yoktur, diyor. Ama sen burada bir yıl sonra yönetim kurulu kararı alarak, yasa dışı, usulsüz bir şekilde yaptığın iyi yasal hale getirmeye çalışmışsın, diyor. O yönetim kurulu kararında imzası olan Tunç Soyer, dönemin genel sekreteri Barış Karcı ve diğer isimlerle ilgili soruşturma iznini veriyor. Bir konu daha var. Diyor ki, Konut yapı kooperatifleri, konut işi yapar; tecrübeli olmalıdır, yeterliliği olmalıdır. İkincisi; sen, kooperatif üç gün önce kurulmuş ve beş gün sonra devrediyorsun. Sen, adrese teslim bir iştir; doğal olarak önceden planlanmış bir şeydir. Bunların tamamı, yetki devriyle ilgili, İZBETON ile ilgili. Ama o dönemin Deprem Daire Başkanı Banu Dayangaç var. O da soruşturma izni içerisinde. Ama suçlamalarda onunla ilgili hiçbir şey yok. Aynı dairenin şube müdürü, Cihan Karaoğlu.. Bunun da olmaması lazım.  Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı kapatılınca, orada bürokrat kavgası da gerçekleşti. Mülkiye müfettişleri gelir gelmez, içerideki bürokratik kavgadan faydalanarak alabileceklerini, kendilerine uygun yorumları getirebilecek isimlerin hepsiyle görüşmüşler, bu kavgadan faydalanmışlar. Biz çok rapor okuduk, bu konuda deneyimliyiz. Müfettiş raporu nasıl yazılır, okunur, biliriz. Bu işi İzmir’de en iyi yapanlardan bir tanesiyiz, Egedesonsöz olarak. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın imzasını taşıyan bir rapor var elimizde. Bu rapor, Ali Yerlikaya’nın değil, Mülkiye Teftiş kurulu başkanlığınca görevlendirilmiş müfettişlerin dili bu. Bakan bey sadece imza atar. Çünkü ona dosya, biz soruşturma izni verilmesini uygun gördük, siz ne dersiniz, diye gelir. Uygun gelirse, o da imzalar. Ama bu Mülkiye müfettişi raporu, adeta Cumhuriyet savcısı gibi iddialar, ithamlar ve ifadelerle dolu. Bu raporla, yargısal bir karar alınmış gibi bir durum söz konusudur.”

CEMİL TUGAY’IN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUĞUNU ÖĞRENDİM

Gazeteci Ümit Yaldız ise konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle dile getirdi:

“Peki Örnekköy niye yok? CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun o bölgeyi koordine etmiş olmasından dolayı mı yok? Yoksa başka bir sebebi var mı bu yokluğun? 12 kooperatif olduğuna göre, 11 kooperatif yanlış, tek doğru Örnekköy kooperatifi mi? İZBETON diğer yerlerdeki yetki devrini yasa dışı yapmış da burada mı yasal yapmış oluyor bu durumda? Sağlam bir yerden edindiğim bilgiye göre, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın Ağustos ayı içinde, tüm bu konularla ilgili Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu yönünde iddialar var. Bu dille yazılmış bir müfettiş raporunun, daha önce Cemil Tugay’ın önüne gitmiş olması ihtimali var. Karşıyaka niye yok, belki verdiğin bu detayla ilgili olabilir. Çünkü Cemil Tugay’ın da İZBETON’daki fazla kesilen çekler olmak üzere kooperatiflere yapılan devirlerin usulsüz olduğu iddialarıyla ilgili de açıklamaları olmuştu. Evrakın dili, üslubu tartışmalı.   Evrakta, büyükşehir belediyesi içindeki hesaplaşmaların izleri var. Evrakta, soruşturma dışı bırakılan hanımefendi tanımlanırken, Karşıyaka Örnekköy’deki mühürleme işin içine giriyor ama Karşıyaka’daki kooperatifin soruşturmaya dahil olmadığını görüyoruz.”

KOOPERATİF MODELİ, CHP GENEL BAŞKANI TARAFINDAN ÖRNEK GÖSTERİLDİ

Ümit Yaldız, söz konusu modelin CHP’nin o dönemki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Türkiye’ye örnek gösterildiğini hatırlattı:

“Cumhuriyet Halk Partisi açısından açmaz şudur: Bir; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Karşıyaka Belediye Başkanı sıfatıyla bu kooperatife ruhsat vermiştir. Cemil Tugay’ın ıslak imzası var mı, var! Cemil Tugay, bu modele karşı çıkamaz. Bu modeli, dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti Meclisi üyelerinin tamamının katıldığı üç günlük bir toplantının sonucunda İzmir’de tanıttılar. Kooperatif yoluyla kentsel dönüşüm yapıyoruz, diye Türkiye’ye duyurdular. Muhtemelen dinleyicilerden, alkışlayanlardan biri de Cemil Tugay’dı. Bu, CHP’nin kurumsal bir işidir. Dünkü CHP’nin ama! Cemil Tugay’ın suç duyurusu varsa, bu konuya başka bir boyut getirir. Siyasal bir hesaplaşma alanı da açar. Bu kentin kentsel dönüşüm yolculuğu baltalanmıştır, sekteye uğratılmıştır. Bu kent, deprem bölgesidir. Bu kentin kentsel dönüşüme acilen ihtiyacı vardır. 7 şiddetinde bir deprem olduğunda, bu kentsel dönüşümü baltalayanlar, kaçacak delik arayacaktır.”

BU RAPORDAN BİR ŞEY ÇIKMAZ AMA ÇOK TARTIŞILIR

Gazeteci Ümit Yaldız, kooperatif modelini desteklediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“ İzmir’in işadamları var; beğenirsin beğenmezsin! İzmir’in işadamları, müteahhitleri vardı bu projede. Peki şimdi biz İzmir’in müteahhitlerini nasıl büyüteceğiz? İzmir’in müteahhitleri Büyükşehir’den iş alamaz. Ankaralı, İstanbullu müteahhitler alır. İzmir’in parasını İzmir’de nasıl bırakacağız?  AK Parti’nin bir müteahhit kadrosu var. İzmir’den öne çıkan bir tane müteahhit var mı? İzmir’in dönüşümünü İzmirli müteahhitler yapsın! Ankaralı, İstanbullu müteahhitler iş alır, İzmirli müteahhitler onların taşeronluğunu yapar. Bu kooperatif işinde paraları alıp kaçan biri varsa, onu konuşalım. O kurala uymadınız, şöyle oldu, böyle oldu gibi küçük detaylarla büyük meselelerin çözümünü sekteye uğratırsak, yarın olabilecek muhtemel depremin zararlarından sorumlu oluruz. Kooperatif modeli, dünyanın en modern modelidir. Her alanda güzeldir, doğrudur. Kooperatif modeli, kentten köye göçü başlattı. Kırsal kalkınma modelinden bahsediyoruz. Kooperatif modeli, sermayenin tabana yayılmasıdır. Daha sosyalist bir modeldir. Tabii ki denetim yapılmalıdır, mağduriyetlerin önüne geçilmelidir. Burada belediyenin görevi, denetlemektir. Bazı usul hataları olabilir. Belediye başkanları bundan yargılanır da. Cumhuriyet Halk Partisi’nde taşlar yerine oturmadı. CHP’de fokur fokur kaynayan kazanlar var. İki sene önce Türkiye’ye örnek gösterdiğiniz bir modeli, bugün yargıya teslim edemezsiniz. O yüzden söylüyorum, Cemil Tugay’ın suç duyurusu önemli diye. Bu rapor, siyasal hesaplaşmanın, bürokratik hesaplaşmanın, hatta rakip siyasal hesaplaşmanın da izlerini taşıyor. Bu rapordan bir şey çıkmaz ama çok tartışılır. Çünkü bu rapor çok subjektif yazılmış bir rapordur. Önemli olan kentsel dönüşümdür. Model doğrudur, bu modelden vazgeçilmesin. Bu model, İzmir’den güçlü bir müteahhitlik ortaya çıkarır.”