Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Galip Akhan, üniversitelerde pek de alışık olmayan bir sistemi getirdi. Çalışmalarında “eğitim alacak öğrenci alanında iş bulacak” anlayışı ile hareket eden Akhan, birçok bölüm açarken “iş bulamazlar” gerekçesiyle önceden planlanan fakülte ve bölümlerin çalışmalarını durdurdu. Akhan bu kapsamda Orman Fakültesi’ni askıya alırken mühendislikte yeni bölümler açtı. Akhan, “Kendimi anne ve babanın, öğrenciyi de çocuğumun yerine koyuyorum. İstihdam imkanı olmayan bölümü açmam” dedi.

Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - İzmir'in dördüncü kamu üniversitesi… İsmi Katip Çelebi. Çiğli'de, TEKEL'e ait binaların olduğu yerde kuruldu. Adı yapılanma aşamasında çok tartışıldı. TBMM'de kuruluşu kabul edilirken iktidar partisi ile muhalefet partilerini birbirine düşürdü. Bir ara, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım, Türk denizcileri Piri Reis, Çaka Bey, Turgut Reis gibi isimler döndü dolaştı. Uzun tartışmalar ve kavgaların ardından adına 'Katip Çelebi' konuldu. Diğer ismi 'Hacı Halife' olan, Osmanlı Devleti'nin yetiştirdiği Türk bilim adamlarından birinin adını alan yeni üniversitenin kurucu rektörlüğüne Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Galip Akhan atandı. Üniversitenin kurulmasının ardından iki yıl geçmesine rağmen önemli çalışmalara imza attı. Diş hekimliği, tıp fakültesi, hemşirelik gibi bölümlere öğrenciler geldi. Ardından mühendislik alanında yatırımlar yapıldı. Bir yandan fiziki altyapı çalışmaları sürerken diğer yandan akademik yapılanmalar devam etti. Üniversitenin tıp doktoru olan bir numaralı ismi Rektör Galip Akhan, üniversite-sanayi işbirliği misyonunu ortaya koyarken gelecek yılların vizyonunu da Egedesonsöz'e anlattı.



ÖNCE İŞ İMKANI
Prof. Dr. Akhan, üniversitenin çalışma aşamasında en önemli dengenin arz-talep olduğunu söyledi. Kurulacak fakülteler arasında en ön sıralarda yer alan Orman Fakültesi'nin çalışmalarını askıya aldığını anlatan Akhan, ' Araştırmalardan sonra orman mühendisliğinin istihdam olanaklarının kısıtlı olduğunu gördüm. Onun için fakültenin kurulmasını biraz geciktirdim. Boş bölüm açmaktan çok öğrencinin mezun olduktan sonra iş bulabileceği fakülte ve bölümleri açıyoruz. Bir insanı yani lise mezunu genci alıyorsunuz. Dört sene oyalıyorsunuz. Annesi, babası masraf yapıyor. Ondan sonra çıkıyor ve işsiz kalıyor. Lise mezunu olsa daha kolay iş bulur ama üniversite mezunu belli alanda eğitim aldığı ve yaşını geçirdiği için kolay iş bulamaz. Yaşı geçmiş, eğitim almış kişiye ondan sonra 'gel sekreterlik yap, şunu, bunu yap' diyorsun. O da 'ben üniversite mezunuyum' diyor. Biz bunu daha önce hastanede yaşadık. Bir bakıyorsunuz veri giriş elemanlarının çoğu üniversite mezunu. Yaptığı iş boşuna gidiyor. Ben bunu düşündüğüm için öncelikli olarak iş imkanı olan bölümleri açıyoruz. Bir bilgisayar ve endüstri mühendisliğinde piyasada çok fazla eleman var. Bu alanlar doyuma ulaşmış durumda. Biz o yüzden üniversite olarak bu bölümleri açmadık. Özellikle ülkenin ihtiyacı olan bölümleri açıyoruz. Dikkat etmemiz gerekiyor. Bu ülke hepimizin ülkesi. İnsanlarımız kendi insanlarımız. Burada eğitim görecek olan öğrenci kendi çocuğumuz da olabilir. Buna da iyi bir gelecek hazırlamamız gerekiyor. Karar verirken kendimi eğitimi için masraf yapan, bekleyen ailenin yerine koyuyorum. Öğrencilerin her biri benim çocuklarım. İş bulunmayan, istihdamı olmayan bölümü açmam' diye konuştu.
ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİÐİ
Katip Çelebi Üniversitesi olarak 'üniversite-sanayici işbirliğini' benimsediklerini anlatan Prof. Akhan, bu açıdan bakarak çalışmaları sürdürdüklerini söyledi. Akhan, 'Genelde turizm konusunda fakültelerden çok yüksekokullarda eğitim verilir. Biz, üniversite olarak turizm fakültesini kurduk. YÖK'ün tercih kılavuzuna giremediğimiz için ek kontenjandan aldığımız öğrenciler ile eğitime devam edeceğiz. Bu fakültede çok iyi bir kadro oluşturduk. Turizm işletmeciği, rehberlik, gastronomi, animasyon ve kreasyon bölümleri açıyoruz. Türkiye'nin birçok tarihi ve kültürel değerleri var. Turizm potansiyeli çok yüksek. Deniz-kum-güneş üçlüsünün dışına çıktık. Turizm çeşitliliği artıyor. Biz eğitimi sektörlere ve alandaki çalışmalara yönelik yapıyoruz. Üniversitedeki öğrenci sayımız bine yaklaştı. Hemen yanı başımızda Atatürk Organize Sanayi Bölgesi var. Çiğli'nin dışında kentin kuzeyine hitap eden bir yapıdayız. Menemen'de, Aliağa'da birçok tesis ve sanayi alanları var. Ben üniversitenin sanayici ile işbirliği yapmasından yanayım. Bir üniversite eğitim verdiği kitle olan öğrencinin yarın gideceği yerlerin gelişmesi için de çalışmalıdır. Üniversiteler ile Ar-Ge çalışmaları yapabiliriz' dedi.
Rektör, Akhan Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak'a da yaptığı çalışmalar ve altyapı desteği için teşekkür etti. Akhan, 'Başkan bize makam odasını verdi. Eski binayı üç yıl boyunca bize kira almamak koşuluyla tahsis etti. Şu anda orada bizim bazı birimlerimiz var' dedi.
PERFORMANSA GÖRE OLANAK
Prof. Akhan, üniversite olarak bölümlere kaynak aktarmada performans sistemini getirdiklerini söyledi. Akhan, 'Kurum olma çalışmaları çok önemli. Benim hastaneden aldığım arkadaşlarım oldu. Diğer yerlerden gelenler de var. Onları bir takım haline getirmek kolay değil. Düzgün çalışan bir sistemimiz var. Kalite yönetim sistemimiz çalışmaya başladı. Baştan beri biz bunu kurarken 'kalite yönetim sistemi' getirelim dedik. Yani her şey şeffaf, imzalar açık ve belgeli olacak. Hukuk kuralları ve yönetmeliklere uygun bir sistemimiz var. Zaten YÖK, denetlemeyi yapıyor. Kalite sistemini hastaneden iyi biliyoruz. Orada da bu sistemi oturtmuştuk. Önemli olan belge almak değil, iş yapmaktır. Bizim performansımız para üzerine değil. Yani hastanedeki gibi çalışan para almıyor. Her fakültenin, bölümün bir kriteri olacak. Yaptıkları işlemlerin dökümleri bunlarla karşılaştırılacak. Kaynakların dağılımında buna bakacağız. Daire başkanlıkları ve fakültelerin çalışmalarına göre elimizdeki parayı aktaracağız. Bu hem adaletli bir sistemi getirirken hem de üretimi ve çalışmayı teşvik edecek' dedi.



DÖRT YENİ BÖLÜM
Üniversite açıldıktan sonra ilk olarak Tıp Fakültesi ve Hemşirelik Bölümü için öğrenci almaya başladıklarını ifade eden Akhan, 'Bu büyük bir başarı. YÖK, öğrenci verirken çok sıkı takip ediyor. Öğrencinin mağdur olmaması için geliyor. İmkanlara, dersliklere bakıyor. Çok iyi araştırıyor. Komisyonları gönderiyor. Öyle 'ben bölüm açtım' diyemiyorsunuz. İlk yıl Tıp, hemşirelik ve diş hekimliği için başvuru yaptık. İkisi için verdiler ama diş hekimliği için kadro vermediler. Binamız inşaat halinde olduğu için onay gelmedi. Öğrenciler geldiğinde binamız hazır olacaktı ama yine de alamadık. Biz zaten üniversite olarak Atütürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile protokol imzalamıştık. Gelen heyete orayı gezdirdik. Öyle onay verildi. Biz 'bakın imkanlar var. Öğrencinin eğitim göreceği yerler var' dedik oldu. Bu yıl da mühendislik fakültesi üzerine çalışma başlattık. Dekan arkadaşımız ataması yapıldı. Mühendislikte dört bölüm açıyoruz. Makina, İnşaat, Malzeme ile Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümleri ile çalışmalar yürüyecek. Bu bölümlerin kadroları de ayarlandı. Ders içerikleri ve derslikler hazır. Ekipman ve malzemeler de geldi' dedi.
GÜNDE BİN HASTAYA DİŞ TEDAVİSİ
Çiğli'de bulunan TEKEL'e ait binalarda hizmet veren üniversitenin geliştiğini anlatan Akhan, TEKEL'in personeli ve ekipmanların tahliye sürecinin sürdüğünü söyledi. Göreve geldiklerinden itibaren yaptıklarını anlatan Akhan, 'Biz üniversite olarak master projelerimizi yaptık. İhalelere çıkıyoruz. Bir ihalemiz bitti diğerleri ardından gelecek. Oldukça büyük bir alan. 30 bin metrekarelik bir alanda olan eski Tekel binasını restore edeceğiz. Hemen inşaatlara başlıyoruz. Devletin imkanlarını ekonomik olarak kullanarak yolumuza devam ediyoruz. Geçen yıl yaşadığımız bu yavaş ilerlemeden kaynaklanan açığı kapatmak için çalışmalarımız sürüyor. Bir yandan tasfiye işlemleri sürerken bir yandan da kendi idari binalarımız ve fakülte binaları için yaptığımız projeler ve çalışmalar devam ediyor. Üniversite olarak Aydınlıkevler'de bina kiraladık. Orası Diş Hekimliği Fakültesi, Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri olarak hizmet veriyor. Oranın geçen yıl proje ve inşaatlarını bitirmiştik. Bu yıl başladık. Yaptığımız yeni yerde 80 ünitelik diş hekimliği kliniği kurduk. Oldukça da güzel oldu. Zaman zaman geziyorum ve gurur duyuyorum. Geçtiğimiz gün yine gittim 'iyi ki yapmışız' dedim. Günde bine yakın hastaya hizmet veriyoruz. Çok da tercih edilen bir yer. Kadrolarımız da oldukça iyi. Öğrencilerimiz de eğitimlerini İngilizce olarak görüyorlar. Şu anda 10 yurt dışından gelen öğrencimiz var.' dedi.
ÖÐRENCİ KENDİ İŞİNİ KURACAK
Üniversitede kurulan diğer teknik fakülte olan Su Ürünleri Fakültesi'nin kadro çalışmalarının da tamamlandığını anlatan Akhan, 'Onların araştırma laboratuarı olarak kullanacakları balık üretim tesislerini yaptık. Biz üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkeyiz ama denizleri maalesef yeterli kullanamıyoruz. Biz 'su hayattır' diyoruz ama yeterli ilgili gösteremiyoruz. Kurduğumuz fakültenin besicilik, avlama, deniz biyolojisi ve balığın işlenmesiyle ilgili bölümleri var. Su ürünleri fakültesinde aldığımız bilgileri uygulama ile aynı anda yürütmek istiyoruz. Sanayi ile üniversitenin bir araya gelmesi konusu var. Sağlıkta, Sağlık Bakanlığı'nın hastanesi ile çalışıyoruz. Su ürünlerinde ise Devlet Su İşleri ile çalışmalar yapıyoruz. Onların barajları, göletleri var. Balık çeşitliliğini arttırmak ve kentin su rezervi gibi alanlarda da çalışmalara başladık. O bakımdan güzel oldu. Su ürünlerini öğrenciler çok seçmiyor. Tercihte bir problem yaşıyoruz. Geçen yıl ve bu yıl bir sorun yaşandı. İstediğimiz sayıda öğrenci gelmedi ama lisansüstü öğrenci sayımız yüksek. Ben dekanımıza 'öğrencilere eğitim verirken aynı zamanda girişim yapabilsinler diye işletme ve girişimcilik dersi verelim' dedim. Ülkenin kendi işini kurabilmiş kalifiye kişilere ihtiyacı var' diye konuştu.
HEDEF İLK 10
Eğitim olarak hızlı girdiklerini anlatan Prof. Akhan, Aydın, Denizli, Manisa gibi illerin önünde yer aldıklarını tercih puanlarının yüksek olduğunu söyledi. Akhan, 'Bazı bölümlerde Bursa, Denizli önümüze geçiyor. Genel olarak çok iyiyiz. Hedefimiz Türkiye'nin ilk 10 üniversitesi arasına girmektir. Bunu başarırsak çok iyi olanaklara kavuşmuş olacağız. Yeni kurulmuş bir üniversite olmamıza rağmen iyi öğretim üyeleri aldık. Hastanede de durum böyle oldu' dedi.
KADRO-TAKIM BENZETMESİ
Rektör Prof. Akhan, kadrolarını yeni oluşturan üniversitenin personel alımları hakkında da önemli açıklamalar yaptı. Kadro ilanlarının 'kişilere göre ayarlandığı' iddialarına da açıklıkla cevap veren Akhan, kesinlikle böyle bir şeyin olmadığını, sınav gibi önemli aşamaları geçenlerin tercih edildiğini söyledi. Akhan, 'Kadrolarımızı seçerken oldukça iyi olanlardan tercih ediyoruz. Hizmet kalitesini daha yükseltecek bir yapıyı amaçlıyoruz. Bizim ihtiyacımızı açıkladıktan sonra başvuranlar oluyor. Diyelim ki bir fakültenin kadrosunu oluşturuyoruz. Önce oraya dekan aramamız gerekir. Dekan da atandığında kendi bölüm başkanlarını ve yardımcılarını oluşturması gerekiyor. Mutlaka atamalar yapıldıktan sonra dışarıdan gelmek isteyenler değerlendiriliyor. Ondan sonra herkese açık kadro ilan ediliyor. Ama bu kadroyu ilan ederken fakültelerin temaları var. Bir bütünlük oluşturması için 'bin şu temada çalışacağım, şu alanda uzman olması gerekir' diyor. Bir futbol takımını oluştururken 11 futbolcuyu sıradan almıyorsunuz. Bir forvet, defansta oynayacak kişileri, kaleciyi alıyorsunuz. Takımda oynayanların hepsi forvette top koşturursa defansı kim yapacak. Onun için akademik kadroları belirli özelliklere ve sisteme göre almanız gerekiyor. Tabi ki bazen mesele suistimal edilebiliyor. İlanlarda 'kaşı, gözü tarif edilmiş' deniliyor. Adama göre kadro mantığı çıkıyor anlayışı hakim olabiliyor. Ama biz üniversite olarak kesinlikle böyle bir şey yapmıyoruz. Bunlara çok dikkat ettik. Böyle bir iddia olamaz. Adrese teslim ilana çıkmak hem etik hem de hukuki olmaz. Nitekim bizim ilanlara bakarsanız görürsünüz. Bizim ilanlarımıza tek kişiden daha çok başvurular olur. Kendi uzmanlık alanım olan Nöroloji için üniversitede kadro açtım. Ona bile 3-4 kişi başvuru yaptı. Rektör olarak ben açtığım halde herkes başvurdu. Kesinlikle bir kısıtlama ve önleme yok' diye konuştu.



ADINA ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULUYOR
Rektör Akhan, üniversitenin adının nereden geldiğini, hangi aşamalardan geçerek çalışmalara başladığını da anlattı. Üniversiteye adını veren Katip Çelebi için önemli çalışmalar yapacaklarını söyleyen Akhan, eserlerin ve yazılan kitapların derlenme çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Akhan, 'Üniversitenin adı meclis tarafından belirlendi. Bizim adının verilmesi konusunda karışmamız etik olmazdı. Zaten karışmadık. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde başhekimlik yaparken üniversitenin kurulmasını çok arzu ediyordum. Oranın bir sağlık bilimleri üniversitesine dönüşmesini gerçekten çok istedim. Çok çalıştık, uğraştık. Siyasetçilerle bu amaç için çok gayret ettik. Sonra Katip Çelebi Üniversitesi kuruldu. Önceki adı aslında Turgut Reis Üniversitesiydi. Biz Turgut Reis kimdir, nedir diye araştırdık. Heykellerini bulduk, fotoğraflarını çektik. Ardından üniversitenin adı için 'Katip Çelebi' oldu dediler. Sonra biz Katip Çelebi'nin kim olduğunu araştırmaya başladık ve birçok konuda önemli eserler bulduk. Böylelikle biz, Türk alimlerini de öğrenmiş olduk. Ben rektör olarak daha önce Katip Çelebi'nin kim olduğunu bilmiyordum. Evliya Çelebi'yi herkes biliyor ama Katip Çelebi'nin ismini hiç duyduğumu geçmişte hatırlamıyorum. Bu vesileyle onu da öğrendik. Katip Çelebi Osmanlı Dönemi'nde 17. yüzyılda yaşamış büyük bir alim. Katip Çelebi'nin yeryüzü küresi ve haritası var. Ayrıca 2009 yılında darphane tarafından kendisinin adına 400. doğum yıldönümü anısına bastırılmış para var. Biz, Katip Çelebi'nin eserlerini topluyoruz. Pek çok eserini aldık. Mesela Tire'de bir kütüphanede Katip Çelebi'nin el yazması eserleri varmış. Onları bulduk ve dijital ortama taşıyoruz' dedi.

Üniversite bünyesinde Başbakanın eski danışmanlarından Türkiye Eşgüdüm Başkanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, önderliğinde 'Piri Reis'ten Katip Çelebi'ye Osmanlı'nın Dünya Görüşü' adlı bir sergi yapıldığını belirten Akhan, araştırmaların sürdüğünü ve bilimsel alana kaydıklarını söyledi. Akhan, 'Bu sergi ve tanıtım programı osmanlı haritalarını ve coğrafya haritalarını içeriyordu. Üniversitemizde 'Katip Çelebi ve Eserlerini Araştırma Merkezi' isimli bir yapılanma kuruyoruz. Bununla da üniversitemize adını vermiş alimin eserlerini, felsefesini ortaya koyacağız. Bizim 'hiç bilim adamımız yok' dememek için de bu çalışmalar çok faydalı olacak. Gerçekten çok değerli ilim ve bilim adamları var. Bunları bizim ortaya çıkartmamız gerekiyor ki değerlerimiz, köklerimiz ortaya çıksın. Tarihte önemli yerlerde aktif görev almış kişileri yeni nesillere aktararak kimliğimizi koruyabiliriz' diye konuştu.

ÖZEL HASTANE VE ÜNİVERSİTELER DENETLENMELİ
Prof. Akhan, üniversite ve hastaneler arasında son yıllarda oluşturulan 'birleşmeleri' de değerlendirdi. Özel hastanelerin bazı özel üniversiteler ile bir araya geldiklerini söyleyen Akhan, bu yolla kadro alamayan hastanelerin 'üniversite hastanesi' statüsünde rahatlıkla kadro alabildiğini ifade etti. Akhan, 'YÖK ve Sağlık Bakanlığı'nın sistemi çok iyi kontrol etmesi gerekir. Biz öğrenci almak istediğimizde YÖK geliyor ve denetliyor. Bu özel üniversiteler de denetleniyor. Zaten açanlar köklü hastanecilik geleneği olanlar. Eğitimin devam edip etmediğine bakılmalıdır. Sadece ticari amaçla bunların yapılmaması gerekir. Daha fazla katkı payı getirisi olduğu için üniversite-hastane anlaşması gerçekleştirilmemelidir. Bunun avantajları da var. Hizmetin kalitesi artıyor. Yetişmiş eleman da kazanırsınız. Ben suistimal beklemiyorum ama devlet iyi denetler. Şimdi bir tıp öğrencisi özel üniversiteye yıllık 20-30 bin TL ücret ödüyor. Öğrenci bunun eğitimini gerek teori gerekse uygulamada alamazsa devlet bunun hesabını sorar. Öğrenci de sorar. Kolay bir iş değil' ifadelerini kullandı.