Mehmet İşler sordu, MHP İl Başkanı Karataş referandum süreci ve yeni anayasa hakkında merak edilen tüm sorulara yanıt verdi.

Mehmet İŞLER / EGEDESONSÖZ - Türkiye, 16 Nisan'da yapılması kesinleşen anayasa değişikliğinin tarihi referandumuna kilitlendi.

İktidar partisiyle 'evet' cephesinde yer alan ve 18 maddelik değişikliği savunan Milliyetçi Hareket Partisi'nin İzmir İl Başkanı Necat Karataş süreçle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Başkan Karataş İzmir'deki çalışmalar hakkında bilgi verirken, parti olarak aldıkları kararı gerekçeleriyle açıkladı.

Başbakan Binali Yıldırım'ın grup toplantısında yaptığı 'Bozkurt' işaretinden, kendi belediye başkanlarına, 'MHP'li belediye başkanlarını sürece dahil edin' talimatına, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin, 'Evet kesiminde diğer partilerle ortak çalışmalar yapılabilir' açıklamasından yeni sistemin teknik detaylarına kadar pek çok konuda görüş bildiren Karataş, gerçekleşecek referandumda ve geçmiş dönemlerde yaşanan bazı seçimlerde aldığı tavırdan dolayı Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) eleştirilerde bulundu.

İstanbul'daki etkinlikte MHP salonuna Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafının asılmasından dolayı çıkan tartışmalara da değinen Karataş, partide yaşanan ihraç istemlerini değerlendirirken, 'Türk milliyetçileri 'hayır' diyor platformu çatısı altında buluşan muhaliflere göndermeler yaptı.

ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA STARTI VERİYORUZ
İzmir'deki referandum çalışmaları nasıl ilerliyor?

Milliyetçi Hareket Partisi'nin Türkiye genelinde yürüteceği referandum kampanyasının İzmir'de ne şekilde olacağına yönelik çalışmaları içeren genelgeler genel merkezimizden elimize geldi. İzmir'de zaten teşkilat olarak biz 'Genel başkanımızın katılım yapmayacağı toplantıları ne şekilde yürütürüz? diye çalışma yaptık. Bu Cuma günü de (24 Şubat) Genel Başkan Yardımcımız ve İzmir Milletvekilimiz Ahmet Kenan Tanrıkulu gelecek. Son noktayı koyup önümüzdeki hafta startı vereceğiz. İzmir'de MHP'nin gerek esnaf ziyaretleri, gerek sivil toplum kuruluşları ve mesleki odalarla temasları kurulacak. Diğer taraftan vatandaşla bir araya gelinecek. MHP'nin neden 'evet' dediğini ve sonucun Türkiye'ye mutlak faydalarını anlatacağız. Bu arada MHP Genel Merkezi'nin hazırlamış olduğu kitapçık, broşür gibi argüman ve dokümanlar da vatandaşlarla buluştuğumuzda kullanmamız için bize gönderilecek. Bunların ardından MHP İzmir İl Teşkilatı, ilçeleriyle birlikte tüm kadrolarıyla vatandaşın arasında olacağız. Genel başkanımızın İzmir'e gelişiyle ilgili konuşma yapacağız. Ben zaten kendisine bir davette bulundum. Genel Başkanımız İzmir'e gelirse, katılacağı çalışma acaba sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelinerek mi yapılacak? Salon toplantılarıyla mı yapılacak? İlçelere gidilerek vatandaşlarımızla buluşturarak mı yapacağız yoksa bir miting mi yapacağız? Bu çalışmanın kararı ilerleyen süreçte genel merkezimiz ve genel başkanımız tarafından verilecek. Gelecek hafta netleşir.

Anayasa değişikliğini ve referandumdaki tavrınızı vatandaşa anlatma noktasında sıkıntı yaşıyor muzunuz?
Biz bu değişikliği anlatmakta zorluk yaşamayacağımızın kanaatindeyim. Çünkü mevcut ve değişiklikle getirilmek istenen yasalara bakıldığında öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ilelebet var edecek maddeler olduğu gibi duruyor. Atatürk cumhuriyetini, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü muhafaza eden maddeler duruyor. Rejimin tehlikeye girmesiyle uzaktan yakından alakası yoktur. Söylendiğini gibi bu rejim zaten Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet olarak tespit edilmiş ve o şekilde kalacaktır. Her şeyden önce bizim burada kolaylığımız şu olacaktır; MHP kurulduğu günden bu yana kadar merhum Başbuğ Alpaslan Türkeş Bey'in genel başkanlığı döneminde, Devlet Bahçeli Bey'in genel başkanlığı döneminde de MHP'liler Türk Milleti ve devletinin hayrına olmayan hiçbir çalışma içinde bulunmadılar. Tam tersi Türkiye Cumhuriyeti'nin ve milletin bölünmez bütünlüğü adına bedel ödemiştir, ülkücü ve MHP'li mensuplar… Bizim devlet ve milletimizin aleyhinde olmayacağımızı seçmen iyi bilecektir. Birçok vatandaşımız Devlet Bey'in ne kadar devlet adamlığı sıfatı taşıdığını, devlet ciddiyetinde olduğunu, 'Önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben' anlayışıyla siyaset yaptığını, ilkeli siyaset yaptığını biliyor ve taktir ediyor. Bundan dolayı bizim bir zorluğumuz olmayacak.

YADIRGANACAK VE BÜYÜTÜLECEK BİR DURUM YOK!
Teşkilat olarak süreçte bir yandan kampanya dönemine hazırlanırken, bir yandan Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Isparta Milletvekili Nuri Okutan, Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ve eski milletvekili Sinan Oğan'ın ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

O ihraçlar birçok kimse tarafından farklı şekilde değerlendiriliyor. Bir siyasi partinin milletvekiliyseniz ya da çeşitli kademelerde yönetici sıfatı taşıyorsanız o zaman partinizin almış olduğu karara uymadan bir başka siyasi partiye gidip de, münferiden kendi partinizin aldığı kararla çelişir şekilde görüşme yapmanın karşılığı ihracı gerektiriyor. Son süreçte ihraç edilenlere bakıldığında Demokrat Parti Genel Merkezi'ne gitmişlerdir. DP Genel Başkanı'yla yapılacak referandumla ilgili görüşmede bulunmuşlardır. Dolayısıyla da bu parti tüzüğümüze göre ihraç gerektiriyor. Bunun çeşitli çevreler tarafından farklı yorumlanmaması lazım. Ben kendimden örnek vereyim… Ben MHP İzmir İl Başkanıyım... Eğer il başkanıysam, MHP genel merkezi ve parlamento gurubumuzun aldığı, merkez yürütme kurulumuzun da almış olduğu kararın tam tersi şekilde başka bir siyasi partiye gidip görüşme yaparak partimin düşüncesinden aksi duruma girersem o zaman benim de ihraç edilmem lazım. Kaldı ki ben etik olarak, siyasi ahlak gereği böyle bir durumun içine girecek olsam, önce partimden istifa ederim, sonra kalkıp giderim. Doğru olan da budur. Yadırganacak ve büyütülecek bir durumu yoktur.

AK PARTİ'YLE BİRLİKTE ORGANİZASYON YAPMAYACAÐIZ!
Başbakan Binali Yıldırım, Antalya'da partisinin belediye başkanlarıyla bir araya geldiği toplantıda, 'MHP'li belediye başkanlarını sürece dahil edin' talimatı verdi. Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz?

MHP'nin birçok yerde kazandığı belediyeler var. MHP'nin teşkilatları nasıl ki genel başkan ve genel merkezle bu çalışmayı yürüteceklerse belediye başkanlarımız da bu çalışma içinde MHP'lilerle birlikte çalışma yapacaklar. Dolayısıyla Sayın Başbakanın MHP'li belediyeleri sürece dahil edin demesi, 'MHP'li belediyeleri ziyaret edin, bu süreç içinde temasa geçin' demektir. Bundan öteye gitmez bu. Bir de yanlış algılanan bir şey var. Milliyetçi Hareket Partisi'yle, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin referandum sürecinde çalışmaları birlikte yapacağı gibi bir yanlış anlama var. Bu doğru değil. Genel başkanımızın ifadesi var; 'MHP kendine münhasır bir çalışma içinde olacak' diyor. Referandumda 'evet' çıkması için göstereceği gayret de kendi imkanlarımızla MHP olarak, partililer olarak çalışmalarımızı, kendimiz yürüteceğiz. Biz hiçbir şekilde Adalet ve Kalkınma Partisi'yle birlikte herhangi bir organizasyon içinde olmayacağız.

Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin 'Evet cephesinde diğer partililerle hareket edebiliriz' açıklaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ortak niyet olabilir. Bir de verilen demeçlerde 'evet oyunun yüksek oranda çıkması için örtüşür beyanatlar olması gerekir' dediği kanaatindeyim ben. Yapılan çalışmalarda aksi ifadelerde bulunmak seçmeninde kafasını karıştıracağı için genel başkanımız öyle bir söylemde bulunmuş.

Evet ve hayır cephesi karşılıklı olsa da kullandıkları ortak argüman, 'Bu bir siyasi parti meselesi değil, bu ülke meselesi…'şeklinde oluştu. Siyasi partilerin temsilcileri 'Elimize sadece Türk Bayrakları alalım, parti flamalarını bir kenara bırakalım' diyorlar. Bu noktada AK Parti'yle ortak bir miting olabilir mi?

Ortak bir miting olmayacağını söylüyorum. Bunun neye dayanarak söylüyorum? Genel merkezimize ve genel başkanımıza dayanarak söylüyorum. Diyelim MHP İzmir'de bir miting tertip etti. Bu CHP ya da AK Parti de olabilir. Mitinge gelen seçmenin katılmış olması gayet doğal. Oraya katılan insanlar mitingi düzenleyen siyasi partinin üyesi ya da taraftarı olmayabilir. Oy vermiyor da olabilir. Ama 'Mitinge niye katıldın veyahut niye katılmadın?' diyerek bir eleştiri getiremeyiz? Siyasi partinin biri miting yapıyorsa herkes katılabilir. Hangi parti bir ilde yapmış olduğu miting için katılanların yüzde yüzü bizim partilimizdir diyebilir mi? Böyle bir şey söz konusu olamaz. Bir cumhurbaşkanı, başbakan ya da bir partinin genel başkanı bir miting yapıyorsa oradan geçen vatandaş bir gidip bakayım, acaba ne söylüyor diyebilir. Dolayısıyla burada insanların siyasi parti genel başkanlarını dinleme hakkı ve söylediğini değerlendirme hakkı vardır.

HOŞ KARŞILADIK, KILIÇDAROÐLU DA YAPMIŞTI!
Başbakan Binali Yıldırım grup toplantısında 'Bozkurt' işareti yapması partinizde nasıl karşılandı?

Sayın başbakanın bozkurt işareti yapmasını gayet hoş karşıladık. İşin doğrusu bu… Yani Türk Milliyetçilerinin ve ülkücü hareket mensuplarının kullanmış olduğu bir simgedir. Dolayısıyla sayın başbakanla birlikte Adalet ve Kalkınma Partililerin tamamının bozkurt yapmasında bizde bir sakınca yok. Eskiden bizim bir söylemimiz vardı, buna devam edeceğiz. Ya ülkücüler devletleşecek ya devlet ülkücüleşecek diye bir sloganımız vardı. Bu işareti vermiş olması da herhangi bir ülkücü camia tarafından nahoş karşılanmadı. Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bozkurt işareti yapmıştı. Fakat şimdi bu anlayışın tersine hareket ediyor.

CUMHURBAŞKANI RESMİ BİRÇOK KURUMDA ASILIDIR, SADECE ONU GÖRMEK ART NİYETTİR!
İstanbul İl Başkanlığı'nın düzenlediği etkinlikte salonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafının asılı olması birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Bu durum hakkındaki değerlendirmeniz nedir?

Salonun bir tarafından bakıldığında evet asılı duruyor. Orası bir belediyenin işletmesinde olan bir salon... Belediye de AK Partili bir belediye yanılmıyorsam. Cumhurbaşkanı fotoğrafını oraya asmıştır. Cumhurbaşkanının resmi birçok kurumda zaten asılıdır. Geçmiş zamana bakıldığında CHP'nin de bazı etkinlik yaptığı ve kongre yaptığı salonlarda cumhurbaşkanının resmini görebilirsiniz. Dolayısıyla cumhurbaşkanının resminin oradan indirilip de organizasyona devam edildiğine ben daha önce hiç şahit olmadım. Diğer taraftan bir kesimin de sanki başbuğumuzun, Atatürk'ün ve genel başkanımızın resmi yokmuş gibi sadece o tarafı görüntülemiş olması da art niyetli olmaktan öte bir şey değildir. Orada İstanbul teşkilatımız fevkalade heyecanlı ve katılım oranı da yüksek, güzel bir organizasyon tertip etmiştir. Gerçekleşen etkinliğe bakmadan sadece onu görmüş olmak art niyettir.

Kurultay sürecinden bu yana İzmir'deki muhalif kanadın içinde yer alan Büyükşehir Meclis Üyesi Remzi Taktakoğlu referandumda da 'hayır' oyu vereceğini açıkladı. Daha sonra kendi kararıyla istifa ettiğini ifade etti. Taktakoğlu'nun 'hayır' tavrı teşkilatta huzursuzluk yarattı mı?
Remzi Bey bizim İzmir Büyükşehir Meclisi'ndeki grup sözcümüzdü… Remzi Bey önümüzdeki referandumda tercihinin 'hayır' noktasında olacağını ifade etmiştir. MHP'nin seçilmiş bir meclis üyesidir. Biz de il teşkilatı olarak kendisini büyükşehir meclisindeki gurubumda sözcü olarak tayin etmiştik. İstifa etmesi kendi tasarrufudur. Görevinden istifa etmiş olması etik olandır. Yerine başka arkadaşımız devam ediyor. Kendisinin de partililiği devam ediyor. Oradan istifa etmemiştir.

BİZDEN UZAK ALLAH'A YAKIN OLSUNLAR!
Kurultay döneminde MHP'de genel başkan adayları arasında yer alan Koray Aydın, Sinan Oğan, Meral Akşener ve Ümit Özdağ'ın içinde bulunduğu 'Türk milliyetçileri 'Hayır' diyor platformu' referandum için ilk toplantılarını Ankara'da gerçekleştirdi. İzmir'de de miting yapmayı planlayan muhalifler hakkında ne söylemek istersiniz?

Türk Milliyetçileri hayır diyor derken neyi söylüyorlar? Türk Milliyetçilerinin temsil edildiği parti MHP'dir. Partinin dışında herhangi bir oluşumun referandumla ilgili ne söyledikleri beni çok ilgilendirmiyor. Kaldı ki burada üzüntü duyulacak bazı şeyler var. Merhum başbuğumuzu dillerinden düşürmüyorlar ama geçmişte başbuğumuza oldukça zorluk çıkartan tabiri caizse başbuğumuzu arkadan hançerleyen insanların da getirilip o platform içine sokulmuş olması zaten niyetin ne olduğunu ortaya koyuyor. Bir tanesi geçmiş zamanda merhum başbuğumuzla siyaset yollarını ayırmış başka bir partide uzun yıllar bulunmuş bir kimse... Agah Oktay Güner'den bahsediyorum… Diğer taraftan da MHP'ye karşı yıllarca mücadele vermiş, MHP'nin sandıktan çıkamaması adına çalışma yapmış başka siyasi partilerde bulunmuş biri. Bugün bulunmaz Hint kumaşı gibi aldık o grubun içine soktuk. Diğer biri Sadi Somuncuoğlu… MHP ile Milliyetçi Çalışma Partisi'nin (MÇP) birleşme sürecinde MHP'ye tabiri caizse çöreklenme adına adım atmış ve MÇP ile birleşme ama MHP adını almasına engel olmak için olanca gücüyle mücadele vermiş bir insandır. Merhum başbuğumuz o salon içine girip de gerekli mücadeleyi yapmamış olsaydı bunlar merhum başbuğumuzun MHP ile bağını tamamen koparmış olacaklardı. Bunlara bakıyorsun sol gruptan gelen var, yıllarını başka siyasi partide geçirenler var. MHP olarak biz dışarıdaki oluşuma, platforma bakmıyoruz. Bazıları da MHP'yle bağı kalmamış insanlardır. Genel başkanımızın onlarla ilgili ifadesi 'Bizden uzak Allah'a yakın olsunlar' şeklindedir. MHP'nin özellikle 1 Kasım'dan bu yana hırpalanmak ve köşeye sıkıştırılmak istendiğine net bir şekilde inanıyorum. Yıllardan beri MHP ve ülkücü hareketin mensubuyum. Geçmişe bakıldığında başbuğsuz bir MHP isteyen birçok insan vardı. Hatta bazıları ileriye götürüp MHP'siz bir meclis istediler. Bugünlere gelindiğinde tarih tekerrür etti. Bugün de Devlet Bahçeli'siz bir MHP arzusu olanlar var. Aleyhimizde MHP'siz bir meclis isteyen insanların bir kısmının o grubun içinde olduğunu görüyoruz. Ama bir kısım arkadaşımızın da uzun yıllar MHP'de görev yaptığını düşündüğümüz noktada üzülüyoruz. Daha önce de söyledim; Allah yollarını açık etsin. Biz MHP'liler görevlerimizin başındayız. Referandum sürecinde de elimizden gelen tüm katkıyı koyup evet çıkması için çalışacağız. Milletimiz, devletimiz, cumhuriyet, Türkiye ve Yüce Türk milleti için sonuna kadar evet diyeceğiz. Ülkücüler olarak merhum başbuğumuzun izinde genel başkanımızın emrinde görevlerimizi sürdüreceğiz.

İzmir'deki taban ve seçmenden size dönen karşılık nedir?
MHP'de taban yoktur. Genel başkanımızın ifadesiyle 'dava arkadaşlığı' söz konusudur. 2010 referandumunu yaşadık. O seçimde MHP 'hayır' demişti ama bir kısım kendisini ülkücü olarak görenler de evet oyu kullanmıştır. Bugün de MHP'liyim diyen birisi hayır da diyebilir. MHP genel başkanımızın da ifade ettiği gibi hiçbir seçmene neden evet ya da niye hayır diyorsun noktasında değiliz. Ya da neden hayır oyu kullanıyorsun diye herhangi bir tepki de koymuyoruz. Genel başkanımız evet kullanan da bizim kardeşimizdir hayır kullanan da keza öyle demiştir. Biz buna saygı duyuyoruz. Eleştirdiğimiz nokta hayır kullanın diye üslubu bozarak seviyeyi aşarak, hakaretlere varana kadar eleştiri yaparak hayır kampanyası oluşturma adına kurulan platform ya da oluşumlaradır. Onun ötesinde bizim hiçbir siyasi parti seçmeni ya da kendi seçmenimizle ilgili niye hayır kullanıyorsun meselesinde dediğimiz bir şey yok. Genel başkanımızın ifadesi ortada, biz liderimizin sözünün üstüne söz söylemeyiz. Tabi çeşitli siyasiler hem Türkiye genelinde hem İzmir'le ilgili evet oranı şu kadar çıkacak, hayır oranı şu kadar çıkacak diyor.

EVET OYLARININ YÜKSEK ÇIKACAÐI…
Türkiye genelinde ve İzmir özelinde referanduma ilişkin öngörü ve tahmininiz var mı?

Geçmiş seçimlere bakıldığı zaman çok erken yapılan anket ve araştırmaların çok fazla isabetli olmadığını gördük. Bazı anket şirketlerinin yanlı ve art niyetli olduğunu yaşadık. Biz siyaseten sorumlu insanlar olarak İzmir'in şu kadar seçmeni evet diyecek, şu kadarı hayır diyecek dediğimiz zaman seçmenin iradesine ipotek koymuş gibi hissederiz. Ben bu konuya kesinlikle girmem. Burada Türkiye geneliyle ilgili de şu andan tahminde bulunmak doğru değildir ama genel kanaate bakıldığında evet oylarının yüksek çıkacağı birçok kamuoyu yoklaması yapan ve art niyetli olmayanlar tarafından ifade ediliyor. Diğer taraftan MHP'li dava arkadaşlarımızla ilgili kimse bir yorum yapmasın. Özellikle diğer siyasi partilerin benim dava arkadaşlarımla, ülküdaşlarımla ilgili şunu yapacak, bu oyu atacak dediği takdirde buna gereken müdahaleyi yaparım. Eleştiri konusunda da işi ağır bir noktaya taşırım. Herkesin kullanacağı oya sonuna kadar saygılıyım. Türk milleti mutlak şekilde aklıselim oy kullanacaktır. Milletin tercihinin başımızın üstünde yeri vardır.

YENİ SİSTEMİ ANLATTI!
Niye evet diyorsunuz?

Biz 'evet'in Türkiye Cumhuriyeti'ne hayırlı olacağına inanıyoruz. Hatırlarsak, 2012 yılında anayasa değişikliğiyle ilgili çalışmalar yapıldı. 62 madde üzerinde Abant Platformunun tertip ettiği toplantılar oldu. O toplantılara AK Parti'den CHP'den genel başkan yardımcılığı düzeyinde katılım oldu. Terör örgütü uzantısı siyasi partiden katılım oldu. Dergi sahipleri, Agos Gazetesi'nden tutun da birçok Mazlumder gibi derneklere kadar uzanan katılım oldu. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bazı değişiklikler önerildiğini çıkan sonuçtan anlıyoruz. Orada Türkiye'yi bölünmeye kadar götürecek maddeler görüşüldü. Şimdi millet feryat ediyor ya 'Türkiye bölünecek… Efendim rejim elden gidecek… Efendim eyaletler kurulacak, özerklik getirilecek…' böyle şeyler söz konusu değil. Asıl o zaman konuşulan anayasa eğer hayata geçirilseydi, meclise inip de geçseydi ya da halkoyuyla hayata geçirilseydi Türkiye o zaman bölünmüş olacaktı. Bugün yapılan anayasa değişikliğiyle o zaman konuşulan arasında dağlar kadar fark olduğu gibi üniter yapımızı tamamen tehlikeye atacak bir çalışmaydı o konuşulanlar. MHP o zaman bütün gücüyle buna karşı çıkmıştır. 0 günkü 62 maddenin altına sıkıştırılıp meclisten geçirilmek istenen bir çalışmaydı. MHP bu süreçte bu değişiklikle üniter yapımızı ve Türkiye Cumhuriyeti'ni olduğu gibi ve rejimi garanti altına almak kaydıyla o tehlikeyi de bertaraf etmiştir. Türk milletinin devletinin hayrına olmayan hiçbir yasanın ve çalışmanın içinde olmayız.

Üniter yapının değişeceğine yönelik kaygılar için açıklama yaptınız. Fakat 'hayır' tercihini savunan kesimde bir de, 'Tek adamlık, diktatörlük' endişeleri var. Değişikliğe karşı olanlarda 'Cumhurbaşkanı ya da bir kişiye bu kadar yetki verilmemeli' anlayışı hakim... Bunun hakkında ne söylemek istersiniz?

Kullanmadıkları hangi yetki var? Cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım. Tamam… 'Verilen yetkiler tek adam tarafından kullanılacak' diyorlar. Böyle şeyler söz konusu değil. Değişen yasaların eski şekli neydi, şimdi ne olacak diye bakılmadığı zaman TBMM bertaraf ediliyor, devre dışı bırakılıyor deniyor. CHP ve diğer partilerin önce bu maddeleri iyi okumaları, anlamaları ve irdelemeleri gerekir. Daha sonra bu tek adamlık hadisesine gelmek lazım. Türkiye'de şu anda bir cumhurbaşkanı bir başbakan var. Cumhurbaşkanı tarafsız olsun deniyor. Doğrudur. Diğer taraftan neden başbakanın tarafsız olması gerektiği söylenmiyor? Yürütmenin başı olan bugünkü başbakanın Türk insanın her ferdine eşit yaklaşması lazım. Başbakanın tarafsız olması gerekmiyor mu? Ülkeyi, hükümeti yöneten başbakanlık değil mi? Şimdi başbakanlık ortadan kaldırılıyor. Çift başlılık denilen hadise zaten buydu. 2007 yılında CHP'nin cumhurbaşkanını seçtirmeyerek daha sonra yasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine vesile oluşu, iki başlılığı doğrudur. Şimdi bu iki başlılık ortadan kalıyor. Şimdi cumhurbaşkanı halkın kendisini seçtiği düşüncesiyle zaman zaman sınırları aşarak hesap vermiyor ama yaptığı uygulamalar da suç teşkil ediyor. Bunun ortadan kaldırılacağı bir sistemdir. Çünkü cumhurbaşkanı hükümetin başı olduğu zaman aldığı kararlarda, yapılan her işlemde sorumlu olacak ve hesap verecek. Geçmiş yasaya bakıldığı zaman cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetten hesap veriyordu. Ama şimdi hükümet uygulamalarıyla ilgili yapılan her hatadan ve kendisinin kişisel hatasından dolayı hesap verebilir duruma getirildi. Burada tek adamlık meselesi yok. Cumhurbaşkanının kanun çıkarma yetkisi var diyorlar. Yalan! Böyle bir şey yok. Kanun ve yasa TBMM'den çıkacak. Öbür taraftan yürütmeyle ilgili KHK çıkar. O da nedir? Ülkede acil bir ihtiyaç duyulduğu zaman. Cumhurbaşkanının her konuda kararname çıkarma yetkisi yoktur. Bunu bilmek ve araştırmak lazım. TBMM'nin çıkardığı bir yasa varsa, cumhurbaşkanının çıkardığı kararname bertaraf ediliyor. Kanunla ilgili TBMM'den geçen yasa ve kanunla ilgili kararname çıkarma yetkisi yoktur. Buna niye bakmıyorlar? HSYK'nın tamamını cumhurbaşkanı atıyor…. Burada böyle bir şey söz konusu değil. 13 tane üye var. Biri bakan, biri müsteşar. 11'ün 4'ünü cumhurbaşkanı 7 tanesini meclis atayacak. Eleştirilen diğer konu, 'Türk milletinin seçtiği meclisi feshediyor. Kendisini de feshediyor ve dönemini de kaybediyor. TBMM de cumhurbaşkanını bertaraf edecek. Yine seçime gidilecek ama meclisin de böyle bir yetkisi söz konusu. Meclisin böyle bir gücü var. Bunları eleştirmek yerine keşke bu çalışmanın içine CHP'de katılmış olsaydı, taşın altına elini koysaydı. Bu maddelerde itiraz ettiği noktalar varsa söyleseydi ve keşke meclisten yasalaşıp çıksaydı, bu referanduma gerek kalmasaydı.