Hanzade Ünuz, Ege’de Sonsöz imtiyaz sahibi Fahrettin Dokak ile başarı yolculuğunu ve yeni yapılanmayı konuştu.
Tam 9 yıl önce İzmir'de cesur bir adım atıldı.
İki genç gazeteci omuz omuza verdi, İzmir'in ilk internet gazetesini kurmak için yola çıktı.
Ve Ege'de Sonsöz yayın hayatına başladı.
Fahrettin Dokak ve Ümit Yaldız yönetimindeki Ege'de Sonsöz'de sadece gazetecilik yapıldı.
İyi gazetecilik…
Ege'de Sonsöz iğneyle kuyu kazan bir emek ile yıllar içinde on binlerce okura ulaştı.
Gazetecilerin kurtarılmış bölgesi oldu.
İzmir'de gündem yarattı.
Türkiye'ye manşet oldu.
Ege'de Sonsöz'ün yürekli ekibi hepbirlikte gerçek bir başarı öyküsüne imza attı.
Fahrettin Dokak, bu yolculuk boyunca hep kaptan koltuğundaydı.
Ege'de Sonsöz ailesinin karşılaştığı fırtınaları atlatmak için gecesini gündüzüne kattı.
İşini aşkla yaptı.
Gazetecilikten taviz vermedi.
Hakkaniyetli bir yönetici olmak için kılı kırk yardı.
Tüm ticari riskleri göze alarak İzmir'de öncülüğünü yaptığı internet gazeteciliğini 'Yasa'sına kavuşturabilmek adına 9 yıl boyunca her platformda mücadele etti.
Hala Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yasa tasarısı halinde bekleyen 'İnternet Gazeteciliği'nin hakettiği yerini alabilmesi ve resmi bir kimliğe kavuşabilmesi için görev yaptığı tüm mesleki dernek ve cemiyetlerde girişimlerde bulundu
Fahrettin Dokak hayatının bu döneminde yeni bir karar aldı.
Adeta çocuğu gibi büyüttüğü Ege'de Sonsöz'ü gazeteci Fatih Yapar'a devretti.
Fahrettin Dokak, 'Ege'de Sonsöz kültürüyle yoğrulmuş Fatih Yapar'ın çıtayı daha yükseğe taşıyacağına inanıyorum. Ege'de Sonsöz kendisini bugünlere taşıyan ekip ile güvenli ellerde' dedi.
-İzmir'de iki genç gazeteci Ege'de Sonsöz'ü kurdu…
FAHRETTİN DOKAK: Evet yaklaşık 9 yıl önce 2008'de Ümit Yaldız kardeşimle birlikte İzmir'in ilk internet gazetesini kurduk. Dört gazeteci çekirdek kadro olarak yola çıktık. Ben, Ümit Yaldız, Gönül Soyoğul ve Fırat Başaran. Kurulduğu ilk günden itibaren büyük bir şevkle 70 metrekarelik küçük bir ofiste Türkiye gündemine oturmuş çok sayıda haber, röportaj yapıldı Ege'de Sonsöz'de.
MESLEKTE 20 YIL
-Neden böyle bir girişim oldu, neden böyle bir ihtiyaç duydunuz en başta?
FAHRETTİN DOKAK: Bizler gazeteci kökenli kişileriz. Ben Ege Üniversitesi Radyo Sinema TV mezunuyum. Öğrenciliğimin birinci yılında meslek hayatına atıldım, polis adliye muhabirliğinden başladım. O günden bu yana basın sektörünün içerisindeyim. Meslekte 20 yılı aştım. Öncelikli hedefimiz neydi? İzmir'de basın ilkelerine çerçevesinde gerçek gazetecilik yapmaktı. Ve yaptık da. Bunu biz söylemiyoruz, dışarıdan gelen yorumlar ve okurlarımızın takdiri bize bunu söylüyor. İnternet gazeteciliği o dönemde çok zordu.
-Anlatmak zor oldu mu başta internet gazeteciliğini?
FAHRETTİN DOKAK: Tabii ki çok zor oldu. Rahmetli Ufuk Güldemir'in Habertürk ile Türkiye'de başlattığı bir gazetecilik mecrasıydı. Hatta vefatından önce kısa bir sohbet fırsatımız olmuştu, o da Türkiye genelinde sıkıntılar çektiğini söylemişti. Biz de gazeteciliğin teorisinde, pratiğinde vardık. İşletmeciliğinde çok sayıda kişinin çalıştığı bir yapı, şirket olarak Smyrna Basın Yayın Gazetecilik Ajans Hizmetleri bünyesindeki bir gazete. Çay yapan ablamızdan, köşe yazarlarına, haberci kadrosu, editör arkadaşlarımız, genel yayın müdürümüz herkes ile hatta okuyucularıyla birlikte Ege'de Sonsöz birlikte bir güç oldu.
EGE'DE SONSÖZ AİLESİ
-Aile gibi bir yapısı oldu hep Ege'de Sonsöz'ün…
FAHRETTİN DOKAK: Kesinlikle, zaten biz de o yapının bozulmasına hiçbir zaman izin vermedik. Burada hiçbir zaman çalışan-patron ilişkisi olmadı. Biz arkadaş, abi – kardeş ilişkisi oldu her zaman aramızda. Biz meslek büyüklerimizden böyle gördük. Sonuçta gazeteci kökenli işletmeciler olduğumuz için bizim için önemli bir atmosferdi bu. Arkadaşlarımızı çözüm ortağımız olarak gören bir anlayışa sahip olduk hep.
-Hedef fark yaratmaktı sanırım… Nasıl zorluklar yaşadınız?
FAHRETTİN DOKAK: Tabii ki, her işte olduğu gibi bizde hem güzel günlerini, hem de sıkıntılı süreçlerini yaşadık. Yeni bir mecra, yeni bir oluşum, tablet gazetecilikten, dijital medyadan bahsediyoruz. İlk başta internet gazeteciliği dediğimizde, 'Öyle şey mi olur, internette haber mi olur' diye tepkiler aldık. Meslek büyüklerimiz, gazeteci arkadaşlarımız başta bizi çok ciddiye almadılar. Ama biz kafamıza koymuştuk ve inanarak yola çıktık. Sonuç itibariyle üniversite yıllarımızda hocalarımız internet gazeteciliğinin nasıl ilerleyeceğini anlatmışlardı,buna şahit olmuştuk…
İZMİR KAZANDI
-Geleneksel baskılı gazete ile nasıl bir lezzet farkı oldu internet medyasının?
FAHRETTİN DOKAK: Daha hızlı, interaktif, sosyal medyayı kullanabildiğiniz ve ücretsiz bir medya. Kolayca ulaşabiliyorsunuz, gazete alır gibi bayiye gidip cebinizden para ödemiyorsunuz. Yönetim panelini kullanarak iki dakika içinde bir haberi yayınlayabiliyorsunuz ve bir anda haberiniz bütün dünyaya ulaşıyor. Uçsuz ve sınırsız bir mecra. Sosyal medya ile bütünleştiği zaman bir anda sizin kontrolünüzden çıkıp milyonlara ulaşabiliyor. Canlı yayın yapabiliyorsunuz, bu hem muhabir, hem editör, hem de okur için daha hızlı bir sistem. Gazeteci için daha lezzetli, bir gün sonra basılı gazeteyi okuduğumda 'Ben bu filmi seyretmiştim' diyebiliyorum. Çünkü artık bayatlamış oluyor benim için okuduklarım. Biz bu yeni haberciliği İzmir'e kazandırdığımız için mutluyuz.
-Yakalanan başarıyı, Ege'de Sonsöz'ün geldiği bu noktayı bekliyor muydun?
FAHRETTİN DOKAK: Açık konuşmak gerekirse internet mecrası nasıl uçsuz bucaksız ise, doğrusu ben de bu kadar kabul edileceğini ve bu kadar çok kişi tarafından takip edileceğini beklemiyordum. O dönemde bize internette gazetecilik mi olur diyen kişiler, bizden sonra bu mecraya girdiler. Biz tabii ki internet gazeteciliğinin gelişmesini isteriz. Ama haber değerinin korunduğu, insancıl, 5N 1K kuralının uygulandığı, kişilerin hak ve hürriyetini koruyan, şantaj gazeteciliğinden uzak tarafsız ve objektif bir yapı olmasının altını çizerek.
MERDİVEN ALTINA KARŞIYIZ
-Beklenen ve bir türlü çıkmayan internet gazeteciliği kanunu ne oldu?
FAHRETTİN DOKAK: Maalesef bugüne kadar yapılamadı. Bu konuda mecliste bekleyen bir yasa tasarısı var. Bunun getirdiği disiplinsizlik var. Bu amaçla Ege Radyo TV İnternet Yayıncıları Derneği'nde İnternet Gazeteciliği'nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak bunun mücadelesini verdik. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreterliği'ni yaptığım dönemde bu konuyla ilgili bir şeyler yapılması için temaslarımız oldu. Türkiye Gazeteciler Federasyonu'nun düzenlediği Anadolu seminerleri kapsamında gittiğimiz kentlerde internet gazeteciliği konusunda seminerler veriyordum. Hep bunu anlatmıştım, gerçekten de internet gazeteciliğinde yasası olmayan bir mecradan bahsediyoruz. Bir yasanın varlığının kaçınılmaz olduğu ortada. Bugüne kadar ilerlememiş olması yarın olmayacağı anlamına gelmiyor. Biz merdiven altı yapılan işlere karşıyız. Bugün internet gazeteciliğinde yanlış bir haber yaptığınızda size basın kanununa muhalefetten bir dava açılmıyor. Hakaret davası açılıyor. Temennimiz gerçek anlamda gazetecilik yapan kişi ve gazetelerin piyasada yer alması. Biz artık burada basılı gazetelerin beslendiği bir mecradan bahsediyoruz. Gün içinde yaptığımız özel haberler günlük gazetelerde yer alabiliyor. Biz buna kısıt getirmiyoruz, kaynak göstermek kaydıyla her türlü haberimizden faydalanabilirler.
GÜNE EGE'DE SONSÖZ İLE BAŞLAMAK
-Ege'de Sonsöz hedefine ulaştı mı?
FAHRETTİN DOKAK: 9 yıl önce başladığımız serüvende Ege'de Sonsöz bugün çok sayıda kişinin çalıştığı bir başarı öyküsü olmuştur. Başarının sınırı var mı? Yok. Biz bugün güne Ege'de Sonsöz ile başlayan ciddi bir okur kitlesine sahibiz. Google Analitik'in son raporlarına baktığımızda yaklaşık 35 – 40 bin kişinin günlük tekil olarak takip ettiği bir noktaya ulaştık. Bu bizim için çok önemli bir rakam, çünkü yola çıktığımız üç dört kişi, eş dostumuz idi okurumuz. Bu süreçte ekip arkadaşlarımızın yaptığı özel haber ve röportajların başka mecralarda kaynak olarak alınması, Türkiye gündemine oturmamız, ulusal ve uluslararası medyada yer alması çok önemli bir etken. Çalışan arkadaşlarımızın bu başarıda büyük rolü var.
-Peki Ege'de Sonsöz İzmir'de nasıl bir karşılık gördü?
FAHRETTİN DOKAK: Şöyle söyleyeyim Ege'de Sonsöz gerçekten İzmir kamuoyunda, İzmir STK'larında, İzmir yerel yönetimlerinde, İzmir politikasında ve sosyal yaşamında, İzmir'in tüm siyasi ve ticari aktörleri nezdinde kısa sürede çok önemli bir itibar kazandı. Vazgeçilmez olduk. Yeni bir ses, yeni bir soluk olduk İzmir'e. Gazetecilik yapmak her daim zor bir süreç, ekonomik anlamda her daim sıkıntılı süreç. Ayakta durması için reklam gelirlerine sahip olması gerekiyor, Türkiye'de reklam almak çok kolay değil, İzmir de hiç değil.
SAHİP ÇIKMAK
-Gazetecilik yaparak para kazanabildiniz mi? İzmir iş dünyasından destek gördünüz mü?
FAHRETTİN DOKAK: Bu sadece Ege'de Sonsöz ile ilgili bir sorun değil. İzmir'de genel anlamda basının sorunu. Bakın daha iki gün önce Ege'nin en büyük televizyonu Ege TV, neredeyse çeyrek asırdır Ege'nin gündemini belirleyen bir kuruluş ekranını kapattı. Bunu sorgulamak lazım tabii ki, neden kapandı? Yöneticilerinin yaptığı açıklamalardan yola çıkıyorum, aslında bunlar hepimizin yaşadığı sorunlar. Temel sebep ekonomik gerekçeler gösteriliyor. Ticari mantıkta bakarsanız, zarar eden işletme kapanır. Zararı artık taşıyamadıkları noktada kapanmaya karar verdiler. Bu acı bir gerçek, İzmir'de basın ekonomik olarak desteklenmiyor. Gazeteler, TV'ler desteklenmiyor. O yüzden bakıyorsunuz şu anda İzmir merkezli bir TV kalmadı. Ege TV İzmir ve Ege için çok önemli bir değerdi ama maalesef bu değerimizi yitirdik.
-Sahip çıkmak nasıl olur?
FAHRETTİN DOKAK: Sahip çıkmak... İzmir'in çok sayıda işadamı var, kuruluşu var, sanayicisi, odaları, borsaları, STK'ları var. Bir şekilde değerlerine sahip çıkması gerekiyor. Dışarıdan alkışlamakla olmuyor. Birilerinin taşın altına elini sokması gerekiyordu. Maalesef Ege TV bunun bir kez daha olmadığını gösterdi. İzmir Türkiye'nin üçüncü büyük kenti, İzmir sanayisi ve ticaretinin boyutları ortada. İzmir'de kaç tane yerel gazete, TV var?
ALKIŞ YETMEZ
-Kayseri, Konya, Manisa örneklerine bakarsak…
FAHRETTİN DOKAK: Kayseri'de 9 yerel TV, Konya'da 5 yerel TV, Manisa'da 3 yerel Tv var. Biliyorsunuz bir dönem Manisa İzmir'in gölgesinde denirdi.
-Habercilikte mi daha iyiler, onlar nasıl ayakta duruyorlar?
FAHRETTİN DOKAK: İzmir habercilikte kendini Türkiye'ye kanıtlamış bir kenttir. Türkiye'deki ulusal gazetelerin yöneticilerinin çoğu İzmirli'dir. Burada elini taşın altına koymakta fark var. Kentin ticari aktörlerinin bu mecraları desteklemesiyle ilgili. Bu kuruluşların desteklenmesi gerekiyor. İyi gazetecilik yapıyorlar diyerek dışarıdan sadece alkışlanmaması gerekiyor. İnandıkları kurumun yaşaması için maddi olarak desteklemeleri gerekiyor. Kısacası reklam vermeleri gerekiyor. Çünkü bu kuruluşların başka çıkışları, başka gelir kapıları yok. Tarafsız, objektif basın isteniyorsa bir şekilde bu kuruluşların desteklenmesi gerekiyor. Haberlerin devamı için bu kuruluşların reklam desteğine ihtiyacı var.
-Ege'de Sonsöz bu desteği gördü mü?
FAHRETTİN DOKAK: Hiç olmadı dersek yalan olur ama yeteri kadar oldu mu, o düşündürücü. Gözümüzün önünde yaşadığımız Ege TV gerçeği var.
DEVİR TESLİM
-Ege'de Sonsöz'de bu Mayıs ayından itibaren yeni bir yapılanma söz konusu… Bu kararı nasıl verdin?
FAHRETTİN DOKAK: Biz 9 yıldan bu yana Ege'de Sonsöz'ün çıtasını yükseltmek, bayrağı daha yukarıya çekebilmek için tüm arkadaşlarımızla çaba sarf ettik ve istediğimiz noktaya geldik. Ama bugünden sonra böyle bir karar aldık, şirketimizi yine bizim bünyemizde bu gazeteye emek vermiş, muhabirlikten Genel Yayın Yönetmenliği'ne kadar yükselmiş bir arkadaşımıza devrettik. Şirketimizi, yani Smyrna Basın Yayın Gazetecilik Ajans Hizmetleri Şirketi'ni gazeteci Fatih Yapar kardeşimize tüm hakları ile devrediyoruz. Biz baştan beri bir aile olduğumuza dikkat çektik, bayrağı Fatih Yapar kardeşimize bırakıyoruz. Neden? Çünkü bu ailenin geleneğinde, kültüründe yetişmiş bir arkadaşımızın önümüzdeki süreçte bu bayrağı daha yükseğe taşıyacağına olan inancım sonsuz.
ÇITA YÜKSELECEK
-Bundan sonrası için planların nedir?
FAHRETTİN DOKAK: Gazetecilik mesleği adına üzerimize düşeni fazlasıyla yaptığımıza inanıyorum. Her meslekte başarının farklı ölçümlemeleri ve sınırları vardır, Ben kendi adıma bu hedeflerimizi de, sınırlarımızı da aştığımızı düşünüyorum. Gazetecilik hayatı asla bitmez. Gazeteci işsiz kalsa meslekten bir süre ayrı kalsa bile o kimliği her zaman taşır. Ege'de Sonsöz'ü, Ege'de Sonsöz kültürüyle yoğrulmuş Fatih Yapar'a emanet ediyor ve bu çıtayı daha yükseğe çıkaracağına, haberciliğin temel ilkeleri noktasında ortaya koyduğumuz düsturla devam edeceğine inanıyorum. O yüzden gönlüm rahat, Ege'de Sonsöz'ü bugüne taşıyan tüm ekip arkadaşlarımızın aynı azim ve kararlılıkla bu markayı yükseltip yücelteceğine olan inancım sonsuz. Fatih Yapar ve ekibine başarılar diliyorum. Uzun süren yazılı basın meslek hayatı sonrasında çok da kısa sayılmayacak bir sürede çıtasını yükselttiğimiz mesleğimize dışarıdan desteğim her zaman devam edecek. İçinde bulunduğumuz çok sayıda sosyal proje yer almakta…Bunları hayata geçirmek için çaba sarfedeceğimiz bir dönem olacak.
Ve şimdi biraz ara vermek…Beklemek gerekiyor, belki de…