Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, icraatlarını ve hedeflerini açıkladı Acar, “Aliağa'yı dünya şehri yapma konusunda bir hayal kurduk" dedi.
Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, 7 yıllık dönemdeki icraatları ve hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Acar, 'Aliağa'yı dünya şehri yapma konusunda bir hayal kurduk, bir hedef koyduk' dedi.
İzmir'de, Milliyetçi Hareket Partisi'nin iktidar olduğu tek ilçe, Aliağa... 2014 yılında Serkan Acar'ın Aliağa Belediye Başkanı olmasını sürpriz olarak görenler, 2019 seçimlerinde vatandaşların teveccühüyle Acar'ın yeniden o makama oturmasına hiç şaşırmadı. MHP'nin nazar boncuğu, Serkan Acar... Partisi onu el üstünde tutuyor.
Aliağa'ya toz kondurmuyor, işini yapıyor, çok konuşmuyor Başkan Serkan Acar... Öyle ki, belediyenin giriş ve başkanlık katındaki 'Az laf, çok iş' yazısı bile Serkan Başkan'ı anlatmaya yetiyor.
Egedesonsöz yazarları Fatih Yapar, Mehmet Karabel ve Muhittin Akbel'i ağırlayan Başkan Serkan Acar, o çok sevdiği, 'Bu şehir için hayallerim var' dediği Aliağa'yı anlattı. O makamda geride kalan 7 senesini anlatırken, gelecekle ilgili projelerini de tek tek sıraladı. Biz sorduk, Başkan Acar yanıtladı... İçtenlikle, dobra dobra...
-DİPLOMAT OLMAK İSTEDİM AMA HUKUK OKUDUM
- Hukuk okudunuz, avukat oldunuz. Bu mesleği severek mi seçtiniz?
Ben ilkokulu, ortaokulu Bayraklı'da okudum. Çok şanslıydım, iyi öğretmenlerim vardı. Hayalim, Boğaziçi Uluslararası İlişkiler okumak, diplomat olmak gibi bir hayalim vardı. Biz iki kardeşiz. Benim ilkokul öğretmenim, Ülker hanım, kız kardeşimi de okuttu. ÖSS'de 340. sıradan girdim Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi'ne... Öğretmenim, hangi okulu yazacağımı sordu. Boğaziçi, dedim. Ne işin var İstanbul'da dedi, sen İstanbul'a gidersen, ailen kardeşini okutamaz. Ekonomik durumlarımız iyi değildi. Babam işçi emeklisiydi. 16 yaşındayken üniversite sınavına girdim. Niye kardeşinin vebalini alıyorsun, İzmir'de ne güzel okullar var, neden İzmir'deki okulları yazmıyorsun, dedi öğretmenim. Haklıydı. Beni etkiledi. 1993 yılıydı.
- Avukat olunca, mutlu oldunuz mu?
Yok; hiç düşündüğüm bir meslek değildi. En güzel zenginlik, ay sonu maaştır ya... Savcı, hakim olmak niyetiyle hukuk fakültesine girdim. Mezun olduktan sonra, sınav açılmayınca, askere gittim. Yedek subay olarak askerlik yaptım. Ben askerdeyken sınav açıldı. Sınava giremedim. Böyle bir hikayemiz oldu. Askerliğimin son döneminde Deniz Kuvvetleri'nde bir sınav açıldı. Oraya başvurmak istedim, Gabar'da askerdim. Evraklarım, geç kaldığım halde kabul edildi. Sınavlara girdim, hepsini kazandım. Mülakat da keyifli geçmişti. Herhalde bu iş olacak diye heyecanlandım. Ama sınav iptal oldu. Hayırla şeri bir Allah bilir. 15 Temmuz'dan sonra dedim ki, her şeyde bir hayır var. Askerlik bitince bir sınav daha oldu, 100 kişi aldılar, müracaat 6 bin kişiydi. 70 alan geçiyor ama ben almışım, 69.8... Dedim ki, bu benim kaderimde yok. Kamuda hakim, savcı olmayınca, avukatlık yapmaya başladım.
AVUKATLIÐIM SAYESİNDE ALİAÐALI OLDUM
- İşyeriniz İzmir'deyken, Aliağa'yla tanışmanız, Aliağalı olmanız, nasıl gerçekleşti?
İlk bürom Bayraklı'daydı, depremde yıkılan Rıza Bey Apartmanına çok yakındı. Avukatlık bir yerde işe yaradı. Aliağa'dan çok iş almaya başladım. Ticari davalar gelmeye başladı. Petkim var, Tüpraş var, pek çok şirketin ticari davası var. O firmaların iş davaları arttı. Sonra onların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda atıkların geri kazanımıyla ilgili lisansa yoğunlaştık. Akabinde, Aliağa'ya git-gel'ler çoğaldı. O zaman trafik de çok yoğun, Çiğli'deki altgeçitler bile yoktu. Çoluk çocuk var, dedik bu iş nasıl olacak? İş nedeniyle sonuçta Aliağa'ya taşındık. 2008'de Aliağa'da ikamet aldım. 2010'da partim MHP'de aktif görev aldım, İlçe başkan yardımcısı oldum. 2014'te de Allah Aliağa Belediye Başkanlığını nasip etti.
- Siyasete nasıl başladınız? Üç hilal aşkı ne zaman başladı?
O aşk, aklım erdiğinden beri var da... Dayım Manisa'da uzunca bir dönem ilçe başkanlığı yapıyordu. Dayımızın sevdasının arkasından koştuk .O kültürle yetiştim. Annemin dayısı da CHP İzmir milletvekili adayıydı. Aktif olarak ne zaman görev aldım, 2010'da Aliağa MHP İlçe başkan yardımcılığıyla aldım. Bir süre sonra belediye başkanı olma fikri oluştu kafamda. Zaman zaman kurgularız ya, orada ben otursaydım, şöyle yapardım, böyle yapardım, diye. Bir şehri yönetmekten öte, ülkeyi yönetmek gibi hayallerimiz vardı. Üretmek, o şehirle ilgili hayal kurmak ve o hayalleri gerçekleştirmek için de en güzğl makam, herhalde belediye başkanlığıydı. 2014'te o hayalim gerçek oldu.
İZMİR'DE DOÐMUŞ BÜYÜMÜŞ BİRİ OLARAK İZMİR'İ DE HAYAL EDİYORUM
- Aliağa Belediye başkanlığında 7 yılınız geride kaldı. Üç yıl sonraki hedefiniz, yeniden Aliağa Belediye Başkanı olmak mı, yoksa başka hedefiniz var mı?
Aslına bakarsanız, 2014 seçimlerinde, direkt ben belediye başkanı olayım diye değil, tabii ki arzu edersiniz böyle bir şeyi ama böyle bir hedef noktasında ince bir çizgi vardır. O zaman, sadece hizmet için buraya aday oluyorum, demiştim. Seçimde kaybedeceğim bir şey yoktu. Aliağa'ya bir şey vermek istiyordum. 2024 seçimleri için de Aliağa için çok büyük hayallerimiz var. O hayalleri gerçekleştirmek için 7 yıldır çalışıyoruz. Hizmet etme noktasında önümüzdeki dönemde neler karşımıza çıkar, neler olur, bilemem. Ama İzmir'de doğmuş büyümüş biri olarak İzmir'i de hayal ediyorum. Tabii ki İzmir olsun da isteriz, İzmir'i yönetmek isteriz. Ama bu ne zaman, ne şekilde olur, o konuda bir şey söylemek de çok doğru değil. Aliağa ile ilgili hayallerimizi inşallah üç yılda gerçekleştiririz veya sekiz yılda ama mutlaka gerçekleştirmek istiyoruz.
- Kendinizi hazır hissediyor musunuz, İzmir'i yönetme konusunda?
İzmir'i yönetmeye hazır olmaktan ziyade, Aliağa'daki işleri önce bitirme noktasındayım. Belediyecilikte belli bir birikime sahibim. O noktada biz her göreve hazır hissediyoruz kendimizi. Kendimizi iyi yetiştirdik. O görevi kabul etmemizden çok daha önemlisi, bizim yeterliliğimiz olup olmadığını vatandaş kabul edecek. Ona göre destek verecek veya vermeyecek.
- Aliağa ile ilgili hayallerinizden söz ettiniz. Nedir o hayalleriniz?
Aliağa, önemli bir ilçe. 1964'te ağır sanayi bölgesi ilan edilmiş. Küçük bir balıkçı kasabasıydı. Liman yatırımlarıyla, hem sanayi hem liman şehri olarak büyümüş. Lakin, Aliağa liman ve sanayiyle şekillenmiş olsa da denizi, doğal güzelliği, verimli toprakları, beş antik şehre ev sahipliği yapması gibi özellikleri var. Bu özellikleriyle dünya şehri olma potansiyeline sahip aslında. Aliağa'yı dünya şehri yapma konusunda bir hayal kurduk, bir hedef koyduk. Her başkan, şehrini marka şehir yapmak ister. Aliağa, marka şehir olma kriterlerine sahip bir şehir. 7 yılın ilk 5 yılında, geçmişte geç kalınmış işleri toparlamakla geçti. Eksikleri kapattık. Aliağa, otel havasına bürünmüş bir şehirdi. Gündüz çalışılan, ay sonunda maaş alınınca başka şehirde harcanan bir yerdi Aliağa... Aliağa'daki bu algıyı yok etmeye çalıştık. İyi yol aldık. 2014 öncesine göre, Aliağalı, Aliağa'yı daha az terk eder oldu. Aliağa'da vakit geçirilir bir durum gerçekleştirdik. Aliağalıları Aliağa'da tutmanın ötesinde, İzmirlileri Aliağa'ya nasıl çekebiliriz, noktasına geldik. İkinci dönemin sonunda da amacım, İzmirlileri Aliağa'ya çekmeyi başarmak. Aliağa, bir tarım şehri de olsun istiyoruz. Çok verimli ovalarımız var. Tarımın arka plana atılmaması için uğraşıyorum. Turizmle, eğitimle, sporla Aliağa'yı her alanda öne çıkarma derdindeyiz. Aliağa'yı dünya şehri yapma planımız var. Kafamızda Aliağa ilgili bir fotoğraf var. 412 kilometrekarelik bir alana sahibiz. 2040 yılının Aliağa'sını hayal ettik. Planları, yıl yıl hazırladık. 2025'te neler yapacağız, gibi. Mümkün olduğunca, master planlar çerçevesinde gitmeye çalışıyoruz. Turizm master planımız bile hazır. 2040'ın Aliağası hayal edildi. 2040'a kadar süreçle ilgili tüm planlar hazır. Bizim derdimiz, 2040 yılı projelerini 2030'a nasıl çekeriz?
- İnsanlar Aliağa'ya neden gelsin? Aliağa'nın, insanları çekecek nesi var mesela? Nedir cazibesi?
Aliağa'da pek çok unsur var. Öncelikle huzurlu bir ortam var. Aliağa'da mavi bayraklı beach clup var. Pandemi öncesi orada bir hafta sonu 10 bin İzmirliyi misafir ediyorduk. Muhteşem bir şelalemiz var. Güzel köylerimiz var. Sosyal tesislerimizde, örneği görülmemiş bir yerde kahvaltı yapabilirsiniz. Şakran'ımız var, hakikaten müthiş bir sayfiye yeridir. Alaçatı'ya rakip olacak durumda. Aliağa'ya gelmek için çok sebebiniz var. Gemi sökümü var.
TÜRKİYE'NİN 4. MESLEK HASTALIKLARI HASTANESİ ALİAÐA'DA OLACAK
- Meslek Hastalıkları Hastanesi'ni, Çaltılıdere'deki yat limanı ile ilgili eleştirileri konuşalım mı?
Eleştiriler olacaktır elbette. Çaltılıdere bölgesi, önemli bir bölgemiz. Türkiye'nin 4. Meslek Hastalıkları Hastanesi'ni Aliağa'ya kazandıracağız. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Nükhet Hotar hanımla görüştük. Böyle bir hastane yapacaksanız, bunu hak eden yer, sanayi şehri olması nedeniyle Aliağa uygundur, dedik. Sıcak baktılar. Kendilerine arazi tahsisi yaptık. 2018 yılında imar plan çalışmalarını yaptık. İhale süreci başladı. İlk etapta zemin hazırlıkları yapıldı. Şimdi inşaat aşamasında. İnşaat ihalesi yapıldı. Aliağa Belediyesi kaba inşaatını yapacak, ALOSBİ bir kısmını karşılayacak. 52 bin metrekarelik kapalı alanı olacak. 250 milyon liralık bir yatırım. Cumhurbaşkanlığı da bunu yatırım programına aldı. Büyükşehir, burasıyla ilgili plana itiraz etti.
2005'te yat tersanesi imarı yapılmış. İmara işlemişsiniz. Burada benlik bir konu yok. O dönemde Büyükşehir de yok. Bakanlık burayı projelendiriyor. Bakanlık, burasını bir kooperatife veriyor, al yap, diyor. 16 yıllık süreç geçiyor, planlamayı yapanlar, bunu niye buraya yapıyorsunuz diyor bana. Belediye başkanı yetkileri kapsamında yapılacak bir şey kalmamış. Bir realite var, yat tersanesi buraya yapılacak. Nedir yat tersanesi diyorum, bilen yok. Yat tersanesine gidene var mı, yok. Yat tersanesinin Aliağa ve ülke ekonomisine katkı sağlayacağını düşünüyorum. Yeter ki layıkıyla bir tersane yapılsın. Doğal yaşama olumsuz etkileri, raporlara göre yok. Yapılan itirazlar gereksiz ve boş laf. Meslek hastalıkları hastanesinin temel kazısından 35 bin metreküp hafriyat çıkıyor. Yat tersanesinin dolgusu, 5 milyon metreküp. Bu rakamlara bakıp tartışmak doğru değil. 35 metreküp hafriyat nedir ki... O algı, bilinçli yapılan bir algı. Yat tersanesi projesi, Ulaştırma Bakanlığı'nın bir projesidir. Benim yetkilerim dahilinde, şehre, memlekete en faydalı olacak şekilde desteklemek dışında yapacağım bir şey yok.
Aliağa'da olan her kurumun derdi, Aliağa Belediyesinin, başkanının derdidir. Biz olaya böyle bakıyoruz. İmkanımız ne kadar yetiyorsa, destek veririz. Meslek Hastalıkları Hastanesi'nde elimizi taşın altına koyduk. Büyükşehir, Aliağa'ya nasıl bir hizmet getirmek istiyorsa, önünü açarız. Bırakın önünü açmayı, sırtımızda taşırız. Ama yapmadığında da biz, niye yapmıyor demeyiz, neden yapmıyor, demeyiz; o işi tamamlarız. Mesela bir ağaç dikmek için bile beş kere yazışmışım. Yol yapmalarından geçtim, hiç olmazsa yeşillendirelim, dedim. Bunun için beş yazı yazdım. Dedim ki, bırakın biz yapalım. Sonuçta biz yaptık. Sonra çıkıp geldiler, biz yapacağız, dediler. Biz çekildik. Çiçekleri bıraktılar, gittiler, bir daha gelmediler. 1.5 ay bekledik, sonunda biz yaptık. Yasa size bazı yetkiler verebilir. Şu caddeyi sen yaparsın, şu okulun bahçesini sen yaparsın, diyebilir. Ama asli sorumluluk, Aliağa Belediyesinindir. Sizin tali sorumluluğunuz, benim asli sorumluluğumu ortadan kaldırmaz. Aliağa'nın bir sokağındaki bozuklukta asli sorumlu benim.
ALİAÐA'NIN BÜYÜKŞEHİR'DEN ÜÇ BEKLENTİSİ VAR
- Aliağa'da hangi hizmetlerin beklentisi var, Büyükşehir'in yapması gereken?
Şakran'ın kanalizasyonu, 2014'ten beri bekliyor. Büyükşehir'in görev kapsamına giren bir iştir bu. Aliağa merkezde otopark ihtiyacı var. Bu hizmeti bekliyoruz Büyükşehir'den. Ayrıca köylerimizde butik arıtmalar konusunda ciddi sıkıntımız var. Atıklar ovaya akıyor. Ana sorunlar bunlar. Yağmur suyu kanalları, her yerde olduğu gibi bizim için de önemli. Otopark yapmıyorsa, gerekirse yaparım. Bütçe meselesine gelince... Hastane yapılması gerekiyorsa yaparız. Kendimize güveniyoruz. Borçluyuz, borcumuz var. Ama sürdürülebilirlik noktasında, Aliağa Belediyesi'nin nominal değeri 700 milyon lirayı geçti. Finansman açısından sorunlu bir belediye değiliz. Bankaların en çok talip olduğu, kredi verelim diye peşinden koştuğu bir belediyeyiz.
- Anketlerde size gösterilen teveccüh ne durumda?
Teveccüh konusunda araştırma yapmıyoruz. Memnuniyet analizi yaptırıyoruz. Memnuniyet oranı, yüzde 70'lere yakın durumda. Oradaki asıl hedef, vatandaşların sıkıntılarını tespit yönündedir. Şu anda seçim olsa, kaç oy alır, diye araştırma yapmanın mantığı yok diye düşünüyorum.
- Milletin ekibi.. Whatsapp grubu... Hilal Masa... Bunlar güzel işler.. Az Laf, çok iş, sloganı var. Bu slogan nasıl ortaya çıktı?
Biz biraz işimize fazla odaklandık. Reklamı da çok seven biri değilim. Mansur Yavaş, reklam vermem, fotoğrafımı vermem, para benim değil, halkın, dedi, alkışlandı. Başkan, böyle olmalı, dediler. Ben de vermiyorum ama eleştiriliyorum. Arkadaşlara hep şunu söylüyorum, lütfen Aliağa'yı, Aliağa Belediyesini öne çıkarın. Aliağa Belediyesi'ne ne katabilirim, bu makama nasıl bir değer katabilirim, ben onun derdindeyim. Makam bize değer katıyorsa, Allah nasip etmesin. Az laf, çok iş, sloganı nasıl ortaya çıktı? Geçmiş dönemde bize karşı iki muhalefet vardı. 8 Meclis üyemizle ortaya çıkmışız. O dönemde sabah biri açıklama yapıyor, öğlen biri açıklama yapıyor, yetmiyor akşama bir açıklama daha... Ertesi gün aynen devam ediyor. Dehşet bir saldırı dönemi yaşadı. O saldırılara cevap vermeye kalksam, iş yapacak zamanım kalmayacak. Açıklama yapmaya yetişemeyeceğimiz ortadaydı. En sonunda dedik ki, 'Az laf, çok iş' Bu slogan böyle çıktı.
ALTYAPI SORUNUNUN, TUNÇ BEY'İN İLGİSİNİ ÇEKTİÐİNİ DÜŞÜNMÜYORUM
- İzmir, sizce nasıl yönetiliyor. İzmir'in yönetimini nasıl değerlendiriyorsunuz? MHP'li başkan, İzmir'i nasıl görüyor?
İzmir'de doğmuş büyümüş bir vatandaş olarak bu soruya cevap vermek isterim. Eskiden üç büyük şehir sayılırdı, İstanbul, Ankara, İzmir... Bugün pek çok şehir, İzmir'i geçmiş durumda. Üçüncü büyük şehir dediğimiz İzmir, her geçen gün geriye gitmiş. Buradaki eleştirimiz, siyasi bir eleştiri değil. Biz iyi gitmiyoruz, sorunlarımız birikerek devam ediyor. Çözüm noktasında da belki doğru teşhislerde bulunamıyoruz. Her geçen gün İzmir'de hayat zorlaşıyor. Altyapı, trafik, her şey... İzmir'in vizyonuna uygun bir yapılanmaya da gidemedik. İzmir özel bir şehir. İzmir, iyi yönetiliyor mu? Hayır, yönetilmiyor! Aliağa'daki başarının İzmir'e taşınması değil esas olay. Serkan Acar da değil. Biz İzmir için doğrusunu bulmalıyız. Mevzu sırf siyaset de değil. İzmirli, İzmir'i sever. Ben İzmirliyim. Ben Tunç Soyer'in İzmir'i iyi yönetmediğini düşünüyorum. Aziz Bey'in iyi yönetemediğini düşünüyorum. CHP iyi yönetmedi demiyorum, çünkü belediyecilik bu. İzmir'e bir katkı koyamadıklarını düşünüyorum. Vatandaş görür, takip eder. İki yıl geçti, bugüne kadar Tunç Bey'den herhangi bir şey göremediler. İzmir'in gecekondulaşmış hallerine mi çözüm bulmuş? Altyapısı ile ilgili bir çözüm mü üretmiş? İzmir'in sorunları belli. Siz daha temeli oluşturmadan, dünyanın 1940'larda çözdüğü altyapı sorununu biz İzmir'de hala çözemediysek, burada bir sorun var demektir. Halk, Tunç Bey'in girişimini görmedi. İzmir'in altyapısı yok. Gerçek bir altyapıdan söz ediyorum, bir su borusundan söz etmiyorum. Altyapı sorununun, Tunç Bey'in ilgisini çektiğini de düşünmüyorum. İzmir'in asli sorunlarının ilgisini çektiğini düşünmüyorum. Enteresan gündemler görüyoruz, yok para birimi, farklı eylemler. İşin kötüsü, İzmir ile ilgili bir sorun konuşulmuyor. Altyapı, trafik, gecekondular, en büyük sorunlar. İki yıldır Tunç Bey'in gündeminde İzmir olmadı. Bu sorunlar dururken, ben İzmir'in, Türkiye'nin tarım politikasını değiştireceğim, derseniz, olmaz. Bunu da konuşalım, ama asli sorunları çözdükten sonra konuşalım. Bu benim siyasi bir yorumum da değildir. Türkiye'nin en güzel altyapısına İzmir sahip olsun. Oradan başlayalım. Mesela İzmir'in halihazırını çıkarsın. Master plan yapılsın. Ben Aliağa'da yaptım. Ulaşım Master planımızı Tunç Bey'e sundum; dedi ki, ben de böyle hayal ediyorum, çok güzel bir çalışma, dedi. Ulaşım Master planımıza göre, çöp konteyneri, yaya geçidi, durak nerede olacak, bellidir, hem de koordinatlarıyla...
İZMİR'İN MHP'Lİ TEK BAŞKANI OLMAK, BENİM İÇİN BÜYÜK ONUR
- MHP'nin İzmir'deki tek belediye başkanısınız. Bu sorumluluk, sizi zorluyor mu? Aliağa'daki iktidarınız, MHP'ne ne kadar güç kazandırdığını düşünüyorsunuz?
Milliyetçi Hareket Partisi'nin İzmir'deki tek belediye başkanı olmak, tabii ki büyük bir onur. Sorumluluk olarak da ağır bir sorumluluğu var. Partimizin üretken bir belediyecilik anlayışı var ve bunu kamuoyunda sergileyebilecek durumda tek belediyesiniz. Üretken belediyecilik anlayışını İzmir'de sergileme zaruretimiz var, en iyisiyle, en hatasızıyla... Bu açıdan üstlendiğimiz sorumluluk çok ağır. Ama bu sorumluluk duygusu, bizi biraz da kamçılıyor. Günde 18 saat çalışıyorum.
- Bu koltukta geçen 7 yıla baktığımızda, MHP Genel Merkezi'ndeki karşılığınız nedir?
Dışarıdan aday gösterilmiş bir adam değilim. Ben partinin içinden geliyorum. Bu büyük aileden biriyim. Biz evladız, onlar babamız, ağabeyimiz. Biz belediye başkanı, onlar genel başkan, genel başkan yardımcısı gibi unvanlar bakılmak. Ağabey kardeşiz. Hatamızla sevabımızla evlat olarak karşılık görüyorum genel merkezimizden. Liderim, her zaman bir derdin, bir isteğin var mı, diye arayıp sorar. Zaman zaman hatalarımız olabilir ama büyükler uyarır. Zaman zaman mutlulukları paylaşırız. Şu ana kadar partimden, genel başkanımdan çok büyük destek gördüm.