CHP İzmir Milletvekili Balbay parti ve ülke gündemine ilişkin pek çok konuda Egedesonsöz’e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay gerek parti içi gerekse ülke gündemine ilişkin pek çok konuda Egedesonsöz'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Genel Başkan adaylığı süreci…
'Sakın Balbay'a imza vermeyin' şeklinde delegelere telefonla verilen talimatlar…
Dokunulmazlık tartışması…
Bekaroğlu'nun raporu…
Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na şehit cenazelerinde gerçekleşen saldırılar…
Aynı hücrede kaldığı Tuncay Özkan'ın zehirlenmesi iddiaları ve kendi durumu…
Hükümetin İzmir'e bakışı… İzmirli Başbakan polemiği…
AK Parti'nin İzmirli vekillerine gönderme…
Geniş bir yelpazede gerçekleşen sohbette iddialı bir çıkış; Balbay'a göre Çandarlı Limanı'nın 2017'de bitmesi zor!
AKP'LİLERİN BUNU ANLAMASI ZOR
Genel Başkan adaylığı sürecinizle ilgili neler söylemek istersiniz?
CHP ne olursa olsun parti içi demokrasinin Türkiye koşullarında en iyi işletilmeye çalışıldığı partidir. Mesela AKP'liler bunu bana sorduğunda, 'Bunu sizin anlamanız zor. Sizin biriniz parti içinde bir yere aday olmayı deneyin bakalım' diyorum. Genel merkezin iradesi dışında hareket etmeyi bir denesinler bakalım ne olacak? 1 Kasım seçimlerimin hemen ardından parti içinde hiçbir şey tartışmayalım hemen kurultayımızı yapalım, yolumuza devam edelim, 2019 sürecine de hep beraber gidelim gibi bir hava oluştu. Bir ayda il ve ilçe kongreleri yapıldı. Ben çok ölçüp biçtim 'Ne yapmalı?' diye. 7 Haziran ve 1 Kasım arasında AKP'yi tekrar iktidara taşıyan süreç beni kahretti. Bizim bu giden süreçte 'bir şey yapmamız lazım' dedim. Olağan takvimde partinin kongresini gereksiz yere meşgul etmeden 'arkadaşlar daha iyisini yapabiliriz' dedim. Benim önerim; yeni bir yön, yöntem ve yönetim oluşturmaktı. 'İl başkanlarımızın diyaloğu yok, bunu güçlendirelim' dedim. İzmir il başkanımız, Kars il başkanını tanısın, 2 ayda bir görüşsünler, iller meclisi oluşsun diye istedim. İçi boş 'ben de varım' demedim. 30 sayfalık bir manifestoyla çıktım. Manifestoda pek çok konuda 'ben bunu öneriyorum' dedim. Mustafa Balbay çıktı değil, Mustafa Balbay çıktı ve şunları önerdi ama kabul görmedi.
Delegelere telefon açılarak, 'Sakın Balbay'a imza vermeyin' şeklindeki talimat hakkında yorumunuz nedir?
Perdesiz söylüyorum; bir kurultay sürecinde olağanüstü rencide edici olmadığı sürece bunlar olabilecek şeylerdir. CHP delegesinin iradesi vardır. Eğer gerçekten değişikliğe güçlü bir şekilde inansaydı onları dinlemezdi. Bunu yürekten söylüyorum. Ama onlar etkili oldu mu? Oldu. 7 Haziran ve 1 Kasım'ın hiç konuşulmadığı bir kongre yapalım havası oldu ve öyle de yapıldı. Ondan sonra en küçük bir kahra, üzüntüye girmeden koşmaya devam ettim. Anadolu illerine gittiğimde, 'partici muhalefetin bir odağı mı geliyor?' diye bir yaklaşım oldu. Hayır. Ben AKP'yi eleştirdim, 'yapmamız gereken bunlardır' dedim. Şaşırdılar. 'Sayın Balbay biz sizin küseceğinizi düşünmüştük, bizi şaşırttınız' dediler. Hiçbirimiz CHP'den büyük değiliz. Benim temel vefam partime, mücadeleme ve Türkiye'nin aydınlığa çıkması yönündedir. Atatürk ne diyor; söz konusu vatansa gerisi teferruattır. İzmir Milletvekiliyiz ama Türkiye için elimizden ne geliyorsa yapacağız.
DAÐLAR, KAYALAR, SÜREKLİ, KALKAN OLUYORSUNUZ
Parti içinde bir liderlik problemi olduğunu düşünüyor musunuz?
Biz olağan kongremizi yaptık. Benim dileğim genel merkezimizin olağan kongreyi uzatmadan zamanında yapmasıdır. Bu da 2018'in başına gelir. Yani seçimlerden önce… Yeniden ne yaptığımızı tartarsak, genel merkezimiz yaptıklarını kantara koyarsa çok şık olur. İçinden geçtiğimiz süreçte ülkenin içinde bulunduğu durum çok önemli. Burada bize düşen sorumluluklar var. Bunları yerine getirip getiremediğimizi tabi ki konuşacağız. Ben önceliği bir; AKP iktidarına karşı toplumu uyarmak… İki; CHP'nin ona karşı en etkili muhalefeti yapması için rol almak olarak değerlendiriyorum. Adaylığımı koyduğum zaman da 'seçimler bitti, yenildik, kongreyi toplayalım' demedim. Olağan kongremizi önerdim. Bu CHP'de alışılmış bir dil değil. Kendinin güçlü olduğunu düşünen arkadaşlar hemen gereğini yapalım düşüncesine kapılıyorlar. Ben buna da saygı duyuyorum ama ben olağan süreçleri zorlamak amacında değilim. Taban coşkulu, olağanüstü bir yenilenme istemeden tabanı kaşımanın yararlı olmayacağını düşünüyorum. Genel merkeze destek muhaliflere köstek olarak düşünülmesin. Ben CHP güçlensin diye varım. Partide nerede ihtiyaç olursa orada görev yapacağım. Genel başkan olsaydım yapacaklarım vardı ki şu an benim önerilerimin bazılarının hayata geçtiğini görüyorum ve çok mutlu oluyorum. İl başkanları toplantısı benim önerimdi, 3 defa yaptılar. İzmir il başkanı Diyarbakır il başkanını tanısın. Ne düşünüyorlar, görsün, bilsin. Urfa'da sordum; 'Aydın il başkanını tanıyor musunuz? 'Tanımıyorum' dediler. İzmir'de sordum 'Diyarbakır'la görüştün mü? Hayır' dediler. Bunları hissediyordum. 'Milletvekili çıkaramadığımız yerlere gitmek bir gecelemek şart' demiştim. Genel başkanımız Doğu'ya Karadeniz'e gitti. Onların da algılandığını hissediyorum ve bu beni mutlu ediyor. 30 sayfalık manifesto yazdım ama topluma da onun 200 sayfalık daha büyük şeklini bilgilendirmek için kitap yazdım. Cumhuriyetin 2'inci Yüzyılı Türkiye'ye önerdim. Üretmeye devam ediyorum. Herhangi bir kızgınlık, kırgınlık, küskünlük yok. Sonra İzmir'in sorunlarını meclis gündemine en çok taşıyan milletvekillerinden birisiyim. İzmir'in hakkı İzmir'e kampanyası başlattım ben. AKP'liler büyük rahatsızlık duydular. Atilla Kaya, Hamza Dağ, Kerem Ali Sürekli ve Necip Kalkan var. Ben onlara 'Dağlar Kayalar Sürekli Kalkan' oluyorsunuz diyorum. İzmir'in hakkın verin diyorum. Hiçbir şey diyemiyorlar.
SÖYLEDİKLERİ GİBİ AÇSINLAR O TÖRENE BEN DE KATILACAÐIM!
CHP seçim döneminde 'İzmirli Başbakan' sloganı kullanmıştı. Yaşanan süreçte AK Parti'nin Olağanüstü Kongresi sonrasında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım Başbakan oldu. Bu durumun kente etkisi nasıl olur?
Biz 'İzmirli Başbakan' dedik ama İzmir'e hizmet eden başbakan kast etmiştik. Rakam çok basit İzmir'den 5 alıp 1 veriyorlar. 5'e 5'ten vazgeçtim. 5'e 3 yapın… İzmir'in ülke bütçesine katkısı yüzde 10… Kamu bütçesinden İzmir'e yapılan yatırım ise yüzde 2… Bunun değişmesi için tüm imkanları zorlayacağız. Adım adım izliyoruz ve arttıracağız. Benim ana sorumluluklarımdan biri İzmir'e bu hak ettiği payı verecekler mi? 2015 için İzmir limanına 600 milyon ayırdık dediler, 200 milyon geldi. Tek tek takip ediyorum. 'Çandarlı Limanı 2017'de bitecek' diyorlar. Sonra 'en geç 2019'da bitecek' diyorlar. Şunu söylüyorum; Çandarlı Limanı'nı açıkladıkları gibi Doğu Akdeniz'in en büyük limanı olarak açılışa hazır hale getirsinler o törene ben de katılacağım. İddiayla söylüyorum. Ama ucundan şöyle yaptık, limanın tümü olmadı değil. Böyle olmaz. Açıkladıkları gibi yapsınlar 2017'de ben de o törene katılacağım.
Dokunulmazlık konusunda CHP'nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İngiltere'de bir referandum yapıldı. Doğruydu yanlıştı referandum sonuçları ayrı konu. Muhafazakar parti başkanı 'birlikte kalalım' dedi, partinin en güçlü üçüncü adamı 'ayrılalım' dedi. Partinin eski belediye başkanı ayrılıktan yana oy kullanacağını ilan etti. Bir parti içinde 4 ayrı görüş oluştu. Kimse bu partide karmaşa var dedi mi? 'Halka gidiyoruz halk bu kararı verdi' dedi. Kimsede kafa karışıklığı olmadı. Kaos olmadıktan sonra farklı görüşlere saygı duymak lazım. AKP kural dışı bir şey yapıyor CHP bunun neresinde duracak? Tam Aziz Nesin'lik fıkra gibi. AKP anayasayı, hukukun tüm ilkelerini delmiş, bakalım CHP nerede duracak? Eleştirilebilir mi? Evet eleştirilebilir ama Nasreddin Hoca'nın dediği gibi 'hırsızın hiç mi kabahati yok?' Burada ana unsur dokunulmazlıkları siyasi malzeme haline getiren AKP'dir. Dokunulmazlık üzerinden parti içi siyaset yapılmasını da ben onaylamıyorum
DAHA PARTİNİN BEKARI…
Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun Danışmanı Mehmet Bekaroğlu'nun özeleştirilerden oluşan 'Tarihi dönüm noktasında CHP' başlıklı raporu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bekara CHP'yi eleştirmek kolaydır. Daha partinin bekarı... Gördüğüm kadarıyla partiyle daha evlenmediği ve flört aşamasında. Biz Bekaroğlu'nun CHP'li olmasını bekliyoruz, o da 'CHP benim gibi olsun' diyor. Ortada bir yerde buluşacağız herhalde.
Ergenekon Davası kapsamında hapiste olduğunuz dönemde CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan'la aynı hücreyi paylaştınız. O dönemde Özkan'ın ayranına zehir enjekte edildiği yönündeki iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz de böyle bir durum var mı?
Biz Tuncay'la 5 yılın 2 yılını aynı 3 yılını ayrı yerde yaşadık. Haksız yere hapse konmuş bir kişinin kendisine yönelik her türlü saldırıyı açıkça, cesurca ortaya atma hakkı vardır. Burada sorun sorumlulardadır. Yahu biriniz bir şey söyleyin. Biz bir açıklama bekliyoruz. Ben sağlık kontrolünden de geçtim, Tuncay'la da konuştum. 'Bize düşen bir şey var mı?' dedim. 'Herkes duvar, kimse bir şey yapmıyor' dedi. Tuncay'ın iddialarını ve elinde raporları var biliyorum, bunları bir devlet yetkilisi 'bir getir, görelim' desin. Bir insan feryat ediyor. 'Bana yıllarca zehir enjekte edilmiş' diyor. Yeri gelince iki kişinin kendi arasında konuştuğu telefondan suç üretmeni etmesini biliyorlar da kamuoyuna ilan edilmiş bir rapordan sonuç üretmesini bilmiyorlar mı?
Son dönemde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun şehit cenazelerinde uğradığı saldırıları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Terör olayları artmaya başladığında kamuoyu 'bu terörü kim başımıza bela etmeye başladı?' diye sordu ve AKP'yi eleştirdi. Sonra öyle bir algı yaratıldı ki bu kez CHP sorumlu denmeye başlandı. Allah Allah… İktidarda mıyız? Terörle beraber şarkı mı söyledik. Şivan Perver'i çağırıp düet mi yaptık? Oslo'ya gidip görüşme mi yaptık? Tam bir kamuoyu algısı… AKP'ye çağrımız şu; terör böyle önlenmez. AKP terör üzerinden siyaset, politika üretmeye çalışıyor. Bu en basit anlamda ahlaksız bir şey… Siz buradan muhalefete değil aslında mutabakata zarar veriyorsunuz. Toplumda teröre karşı bir mutabakat olmasaydı iç savaş çıkmıştı. İzmir'de HDP'nin iki bölgeden milletvekili çıkardığı bir Türkiye'de genel bir teröre karşı mutabakat olmasaydı yaşayabilir miydik? İzmir'de bu barışçıl ortam olabilir miydi? AKP terörle mücadeleyle terörle mukaveleyi birbirine karıştırmış durumda. AKP şu anda IŞİD belasının gerçeğinin tamamen açığa çıkmaması için her şeyi yapıyor. Mecliste dedik 'bu konuyu araştıralım'… Hayır araştırmıyorlar. Yahu kardeşim ne çıkar araştırsak? 'Kim başımıza bela etti bir araştıralım' dedik. 'Hayır' dediler. Niye? Katsana muhalefeti içine... Teröre karşı böyle mücadele ettik desene... Batı'nın gözüyle İstanbul Havaalanı'nın diğer adı şu; IŞİD otobanı… Bu noktaya nasıl geldiğimizi sormayacak mıyız?