Suriye'de 5 terörist etkisiz hale getirildi Suriye'de 5 terörist etkisiz hale getirildi

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan 6,9 büyüklüğündeki deprem sonrası, depremde mağdur olan vatandaşların yeniden evlerine kavuşabilmesi için gündeme gelen emsal artışı kentte gerek siyasi partiler arasında gerekse odalar ile yerel yönetim arasında tartışmalara neden olmuştu.

Bayraklı için parsel bazlı yüzde 20, ada bazlı ise yüzde 30 emsal artışı kararı alınan süreçte İzmir genelinde yer alan K planlı alanlar için de parsel bazlı yüzde 20 emsal artışı kararı alınmıştı.

TMMOB’ye bağlı odalar tarafından mahkemeye taşınan karar geçtiğimiz aylarda iptal edilmişti.  

İptal üzerine İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi yeniden emsal artışı ile ilgili karar alırken TMMOB tarafından açılan ikinci dava da İzmir 2. İdare Mahkemesi emsal kararını iptal ettiğini açıkladı

Mahkemenin emsal kararı sonrası İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği kurucu Başkanı Haydar Özkan’dan açıklama geldi.

DAHA BÜYÜK BİR DEPREMLE ENKAZ ALTINDAYIZ
Egedesonsöz’e konuşan Özkan alınan karardan dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirirken, “Sözün bittiği yerdeyiz. Belki bu sözü çok kullandık ama maalesef ki bu seferki tüm depremzedeler için çok acı verici… Biz 30 Ekim 2020 depreminde enkaz altında kalan, canlarımızı veren, yurtlarımızı terk etmek zorunda kalan İzmir depremzedeleri olarak 21 Kasım 2024 tarihinde bu kez daha büyük bir depremle enkaz altındayız. 30 Ekim’in sembol sözlerinden olan ‘sesimi duyan var mı?’ sorusu hepimizin içini acıtmıştı. Zaman zaman mutlu haberler aldığımız bu sorunun cevabını 20 Aralık 2024’te cevaplıyoruz… Hayır! Sesimizi duyan yok. İzmir depremzedeleri duyulmuyor, duymamazlıktan geliniyor, yok sayılıyor ve ölüme terk ediliyor. Ne siyasetin gündeminde ne meslek odalarının gündeminde ne de İzmir'in gündeminde İzmir depremzedeleri yer almıyor.  Her 30 Ekim’de kaybettiğimiz canlarımız için göstermelik olarak yapılan anmalar maalesef ki depremzede sorunlarında kayboluyor. Biz İzmir depremzedeleri olarak 4 yıldır verdiğimiz ve vermeye çalıştığımız hayatta kalma mücadelesinden yorulduk. Dünyadaki en temel hakkımız olan barınma hakkımızı almak için neden bu kadar mücadele ediyoruz anlamış değiliz. Artık yeter diyoruz. Bizler görmezden gelindiğimiz için, yoksulluk içinde kaldığımız için, açlığa, evsizliğe mahkum  olduğumuz için sizlerden özür dileriz” dedi.

HER TÜRLÜ MÜCADELEYİ VERECEĞİZ
Yargısal olarak mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Özkan, “Tabii ki bizi görmeyenlere duymayanlara anlamak istemeyenlere inat biz her türlü yargısal mücadeleyi vereceğiz. Sonuna kadar hukuk devletine olan inancımız ile, hukukun önce can güvenliği diyerek biz depremzedeleri görmezden gelmeyeceğine inanıyoruz. Bu süreç içinde gerekiyorsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olmak üzere uluslararası platformlarda bile hakkımızı savunacağımızı tüm depremzedelerimizin bilmesini isterim” diye konuştu.

UMARIM MUTLU OLURLAR
Halk Konut ve dönüşüm ile ilgili süreç hakkında da bilgi veren Özkan, “Maalesef alınan karar ile  bir çok işlemimiz ya aksayacak ya da bitecek. Örneğin mahkemenin kararı sonrası pazartesi itibari ile belki de inşaatların durdurulmasına karar verilecek. Halk Konut projemizde bir akşama yaşanıp yaşanmayacağına süreç içinde yapacağımız görüşmelerle öğreneceğiz ancak Dünya Bankası’ndan aldığımız kredimiz bile artık anlamsız kalma noktasına geldi.  Çünkü bizler zaten maddiyat açısından zordayken bunları nasıl ödeyeceğiz diye düşünürken emsal kararı ile birlikte üzerimizdeki maddi yük 2 kat artmış durumda. Yani artık üzerimizde 2 kat fazla enkaz var. Bu karara vesile olanlar umarım mutludur… Yok pahasına arsa paylarını satacak olan insanları gördüklerinde, evlerini yaptıramadığı için kirada zar zor yaşananları gördüklerinde, çocuğunu okutamayan, evini geçindiremeyen kişileri gördüklerinde umarım mutlu olurlar. Çünkü biz mutluluğu 30 Ekim 2020’den bu yana unutmuş durumdayız” dedi.