Sevgili arkadaşım Dr. Figen Gürsoy, Yaşar Kemal'in yazdığı bütün kitapları minyatür resimleri çalışarak; 57 kitabı 57 minyatür olarak yorumladı ve Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde açılan sergi büyük ilgi gördü. Yunanistan ve İspanya'da da açılacak bu yaz…

Başkan Soyer'in açılışta okuduğu Yaşar Kemal Şiiri unutulur mu: 'Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin. Yenileceksin! Yenilmenin tadına varacaksın, doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki… Yüz bin yıl su altında, yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi.'

***

Sergi kapsamında 28 Şubat'ta Yaşar Kemal ölümünün 9. yıldönümünde 'Sen, ben, o varız diye güzel bu bahçe!' adlı söyleşi ile anmıştık.

Panel konuşmacılarımızdan Prof. Dr. Kenan Mortan, Yaşar Kemal'in 'İzmir'in onursal hemşehrisi' olması önerisini getirdiğinde İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, '11 Mart'taki belediye meclis toplantısında bu kararın geçirilmesini hedefliyoruz. İkinci olarak ise Yaşar Kemal Muhipleri Derneği kurmaya karar verdik, ben biliyorum, daha nice İzmirli de bu derneğe katılacak ve biz Yaşar Kemal'i sonsuza kadar yaşatmak için üstümüze düşen her şeyi yapacağız' demişti.

Başkan sözünü tuttu ve Yaşar Kemal Onursal Hemşehrimiz oldu…

Şimdi tüm Yaşar Kemal dostlarına bir kilim hikayesi anlatma zamanıdır…

***

Figen dostumuz 57 minyatür içinde 'Zulmün Artsın' kitabının minyatürünü 'Yaşar Kemal Kilimi' olarak tasarlamış. Dr. Figen Gürsoy şöyle anlatıyor hikayeyi:

Kitabın içinde 'Ali'nin gidişine' ithaf edilen Seferberlik Kilimi tariflenirken ; seferberliğe giden sevdiceğinin ardından kilim dokuyan kızlarının motiflerinde; yolculananların hüznünden dolayı, dalların çiçeklerin boyunlarını bükmüş olması beni etkiledi.

Seferberlik Kilimi'nden ilham alarak , Yaşar Kemal için bir kilim tasarlamayı düşündüm.

Yaşar Kemal'in Kilimi'nin desenini oluştururken; tam ortasına Yaşar Kemal'in adının baş harflerinden bir logo tasarladım. Yaşar Kemal'in kitaplarında sık betimlediği figürleri stilize ederek yerleştirdim. Nar ağacı, geyik, kuş, çiçekleri sembolize eden figürleri.

Deseni çizerken içimden bu kilimin dokunması düşledim bir yandan.

Yaşar Kemal Vakfı Başkanı ve yazarın eşi Ayşe Semiha Baban Gökçeli ile eskizlerin tümünü tamamladığımda yaptığımız görüşmede; kendisi de bu kilimin dokunmasını düşledi. Ve nerede dokunabileceğini düşünürken bize bir bilen Van'da dokunabileceğini söyledi. Van, Yaşar Kemal'in ailesinin hikayesinin de başladığı il olduğundan bu güzel anlam buluşması hepimiz heyecanlandırdı.

Kilimin deseni Van'daki yöre kadınlarına siyah beyaz olarak gönderildi. Kadınlar yörenin keçi kılından ipleri yörenin bitkilerinden elde ettikleri kök boyalar ile boyayarak ; renk seçimlerinin de kendileri yaparak kilimleri dokudular.

Ben de kilim desenimi kağıda kendi renk tercihlerim ile boyadım.'

***

Sevgili Figen Gürsoy, Van'da dokuttuğu Yaşar Kemal Kiliminden birini Ayşe Semiha Hanıma, birini Tunç Soyer Başkan'a, birini de bana armağan etmişti. Sağolsun.

Pertev Naili Boratav'ın 'Yaşar Kemal'in Yörük Kilimi' adlı yazısında dile getirdiği gerçek de budur aslında: 'Yaşar Kemal bir kilim ustası gibi, yüzyıllardan beri kuşaktan kuşağa aktarılan motiflere kendi özgün dokusunu eklemeyi başarmıştır. Bu bölgedeki Ağrı Dağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Üç Anadolu Efsanesi önemli yapıtlarındandır. Üç Anadolu Efsanesi İçindeki Alageyik, Karacaoğlan ve Köroğlu Efsanelerine de kendi yazarlık damgasını ve kişisel temizliği katmıştır Yaşar Kemal…'

Teşekkürler bir kez daha sevgili Başkan Tunç Soyer ve değerli sanatçı arkadaşım Figen Gürsoy…