2 Temmuz 1993'te Sivas Madımak Oteli'nde 33 canımızı yaktılar. Yakılanlardan en küçükleri Koray Kaya 12 yaşında, ablası Menekşe Kaya 14 yaşında idi. Yanmış cesetleri birbirlerine sarılı olarak bulundu.
Gazeteci Soner Yalçın'ın, 2008 yılında, anne Hüsne Kaya ile Hürriyet gazetesi adına yaptığı söyleşide anne, yakılarak öldürülen çocukları için; 'gecekondudaki evimizde, aynı odada, iki ayrı kanepede yatarlardı ama, Koray bazen üşüdüğünde ablası Menekşe onu yatağına alır, sarılarak uyurlardı, ölürken de birbirlerini yalnız bırakmadılar, sarılarak öldüler' demişti...
Almanya'nın Solingen kentinde, geçtiğimiz Mart ayının 24'nü yirmibeşine bağlayan gecede, bir apartmanın kundaklanması sonucunda, dört kişilik bir Türk ailesi yanarak can verdi. Baba 29, anne 28, çocukları üç yaşında ve beş aylık idiler...
31 yıl önce, 1993'te yine aynı kentte, kundaklama sonucu beş Türkiye kökenli vatandaşımız da yanarak hayatlarını kaybetmişlerdi...
Işid 2016 yılında iki Türk askerini yaktı.
İsrail, 26 Mayıs 2024'te Refah kampını bombaladı, içlerinde çocuk ve bebeklerin bulunduğu onlarca Filistinli yanarak can verdi.
Bir habere göre, İsrail Gazze'de, 7 ekim 2023'ten beri, Filistinlilere ait 3 binden fazla evi yaktı...
Ve dün gece! Kayseri'de, Suriyeli mülteci bir gencin, 6 yaşındaki bir kız çocuğunu taciz ettiği iddiası üzerine galeyana gelen mahalle halkının bir kısmının, o mahallede yaşayan Suriyelilere ait araba, işyeri ve evleri yaktığına dair videolar, X platformunda dolaşıma sokuldu...
Tüm bu insanlık dışı yakma trajedilerinin arkasında yatan saiklerin, haklılığını ya da haksızlığını tartışmayacağım.
Çünkü hiç bir gerekçe; birine ya da birilerine duyulan her türden öfkenin, masum başka birine ya da topluca başka bir gruba maledilmesini, evinin, işyerinin ya da aracının yakılmasını ve hiç bir zanlı ya da suçlunun, adil olarak yargılanmadan infaz edilmesini, ne vicdanlarda ne de demokratik bir hukuk devletinde haklı çıkaramaz/makul gösteremez!
Yazımı, her birimizin, insanlığın yolunu aydınlatmakta yanan birer mum/ışık olması dileği ile kısa bir şiirimle sonlandırmak istiyorum:
'Işıktan düştüm gelirim
Güneşin doğduğu yerdir evim
Hayret etmeyin, sevinin
Ölen tenler, bilinciniz benim
Yakmak için değil, yanmak için gelenim
***
Karanlığa kor olur gözlerim
Cahile yol buldurur izlerim
Yıldız tozuylan seyr-eylerim
Ölen bedenler, özünüz benim
Yakmak için değil, yanmak için gelenim'