Müzik önerisi : Natives – Victor Wooten

Karantina günlerinde bize iyi gelen ve ailecek yaptığımız aktivitelerden biri de Rahmetli Kemal Sunal'ın filmlerini izlemek. Bu filmlerin kendine has büyüsü defalarca izlemene rağmen aynı repliklere, aynı sahnelere kahkahalarla hala gülebilmek hem de maaile yediden yetmişe...Yine o filmlerden birisi. Kemal Sunal oğluna 'abonman bileti' uzatıyor ve benim oğlum o ne diye bir soru yöneltiyor.

Abonman bileti!

'Kent kart, çevrimiçi bilet, mobil cüzdan olmadığı dönemlerdi. Şoförün hemen yanında seçim sandığı gibi kutular vardı. Duraklarda bilet gişelerinde 5lik, 10luk, 20lik abonman yani toplu taşıma için bilet satılırdı. Bindiğin zaman bileti bu kutulara atardın. Troleybüslerde kontrolör olurdu, bileti ona uzatırdın tam ortadan bileti delerdi. Öğrenci pembe, tam sarı renkteydi ya da tersi miydi benim öğrencilik yıllarımda, öyle hatırlıyorum.'

Troleybüs ne peki?...!

İnternetin olmadığı dönemleri gel de anlat bu kuşağa! Başlıyor gülmeye…Uçağa bile elinde biletle binmedi ki hayatında benim oğlum belediye otobüsünün, vapurun biletini hayal edebilsin. Metro ve tramvay varsa niye elektrikli otobüs olsun…

Dünyaya geldikleri anda teknoloji, internet ve dijital dünya ile tanışan, bilgisayarların, tabletlerin, akıllı telefonların dilini ana dilleri gibi bilen ve bu araçların getirdiği tüm avantajları kullanarak hayatlarını basitleştiren, dijital çağımızın göbeğine doğmuş bir nesil onlar…

Literatüre Amerikalı yazar ve eğitim konuşmacısı Marc Prensky tarafından 2001 yılında kazandırıldı 'Dijital Yerliler' kavramı. Dijital öğrenmenin ve 21. yüzyıl öğrenim sistemlerinin Dijital Yerlilere göre adapte edilmesi için önemli yayınları, söylemleri ve çalışmaları var.

Dijital Yerlilere farklı isim yakıştıranlar da var. Bunlardan bazıları:

Millenials…Bin Yılın öğrencileri

N-Generation…İnternet Nesli

Gamers…Oyun Nesli

Cyber kids…Siber Çocuklar

Grasshopper Minds…Çekirge zihinler…

Benim en çok hoşuma giden ise Homo Zappiens

'Zaplayan İnsanlık'

Kuşak çatışması diyoruz ya o bizim kendi ebeveynlerimizle yaşadıklarımızdı.

Bizim bu yerlilerle yaşadıklarımız başka türlü. Çünkü aynı dili konuşmuyoruz, aynı atmosferi solumuyoruz, aynı yerçekimi ortamında değiliz. Çocuklarımızla bugünlerde çok daha fazla teşriki mesai yapınca farkları daha net görüp bize yanaştırmaya bizim gibi olmaya zorluyoruz. Tavsiyem vazgeçin!

Gelin onlarla yeni baştan tanışalım. Çocuklarımıza yani evimizdeki yabancı 'Dijital Yerlilere' farklı gözlerle tekrar bi bakalım.

İşte ortak özelliklerinden bazıları:

Dijital yerlilerin düşünce sistemleri bizlerden çok farklı ve bilgiyi tamamen farklı işliyorlar.

Bizlerden çok daha hızlı düşünüyorlar.

Hipermetin zihinlere sahipler. Zihinleri her şeyi kodluyor. Metin değil grafiği tercih ediyorlar.

Bir işten başka işe kolaylıkla geçiş yapabiliyorlar, aynı anda birden fazla işin üstesinden gelebiliyorlar. İnanması zor gelebilir ama ilgi alanlarıysa kesinlikle evet!

Aynı anda birçok şeyle uğraştıklarında biz odaklanamıyorlar sanıyoruz(!)

Tüm bilgiye anında ulaşabiliyorlar. Bilgiye erişimin en önemli unsurları HIZ, görsellik ve eğlence onlar için…

Daha önce hiç karşılaşmadıkları kişilerle çevrimiçi iletişim rahatlıkla kurabiliyorlar.

Uzun yazıları sevmiyorlar. Görsel istiyorlar. Başını sonunu okumak onlara yeterli geliyor.

Oyunla keşfederek öğrenmeyi seviyorlar.

Biz 'Dijital Göçmenler' in işi zor. Ama bu karantina günlerinde dijital dünyanın müthiş fırsatlarını araştırmak, Çocuklarımızdan bu dünyayı öğrenmek, uzaktan eğitime ayak uydurmaya çalışmak, gözlemleyerek bu fırsatlardan kendimizi yararlandırmak büyük ayrıcalıklar getirecek bu günleri geçirdiğimizde. Çocuklarımıza yakınlaşacağız.

Biz Dijital Göçmenlere tavsiyeler…

İnternet tabanlı seminerleri (webinar) araştırın. Dünyanın en iyi üniversiteleri rüyanızda anca göreceğiniz ünlü profesyonelleri, profesörleri, guruları evinize taşıyor ve müthiş deneyimlerini kendi ağızlarından dinleme şansı veriyor. Bin kişi ile aynı sohbet odasında bu birikimleri dinleme şansı başka ne zaman yakalanırdı?

Çevrimiçi yoga, pilates, spor dersleri ile ekrana baka baka birebir koç eşliğinde günlük egzersizler…PT modası out. Sanal canlı antrenör in…

Yüksek bedeller ödediğiniz kişisel veya mesleki gelişim alanındaki eğitmenler sanal ortamda neler öğretiyorlar bir göz atın…

Psikologlar, astrologlar, stand-upçılar, popçular, aşçılar sürekli sosyal medyada canlı yayında mesleklerini icra ediyorlar. Gitar öğreten, fal bakan, beste yapan, espri yapan…

Hayat dizi, kitap, yemek, çamaşır, bulaşık ve haber değil sadece karantinada…

Sanat gösterileri de tam gaz. Kapalı gişe oynayan tiyatrolar, konserler, gösteriler hatta sirkler bile canlı canlı sanalda bizlerin bir 'tıkını' bekliyor.

Öğrenmek isteyene, çevrimiçi öğrenme teknolojilerine ilgi duyanlara, kendi öğrenme sürecini bağımsız idare edebilene sınırsız imkanlar, sayısız kapılar açıldı.

Dijital Yerliler biliyor ve tadını çıkarıyor o sebepten odasından çıkmıyor yasağa uyuyor…

Peki siz Dijital Göçmenler?

Her şey, tüm evren bir tık uzağınızda ve siz sıkılmaya hala vakit bulabiliyorsunuz…