24 Ocak Kararları ile başlayan ve gün be gün içine çekildiği bunalımla derinleşen tükeniş, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkılışın eşiğine getirdi.
Ülkede yıllardır yüzler gülmüyor, umutlar yitip gitmiş, kamusal yaşam yerle bir…
Ve 44 yıldır Türkiye’yi kuşatan liberal keşmekeşte nihayet anlamlı bir tepki oluştu; anketlerde, “Hangi Parti?” sorusuna verilen yanıtta “Hiçbiri” diyenlerin oranı %33 ile %40 arasında değişiyor.
Ekonomide “kötü para iyi parayı kovalar” prensibi, Gresham kanunu olarak da bilinir, sosyolojide ifadesini şöyle buluyor; “kötü insan iyi insanı kovalar.”
Evet, seksenli yıllardan itibaren ortaya çıkan tükeniş, başat insanlık sorunu olarak kamusal yaşamı etkisi altına aldı. Vasat ve niteliksiz insan, vasat üstü kaliteli insanı gerek siyasal yaşamda gerek kamu yönetiminde tasfiye etti.
Kritik vasatlaşma artık hayatın her alanında. Ve vasatın “aptal” olarak tanımlandığı koşullarda elbet de vasatlık çok düşündürücüdür.
Hal böyle iken, siyasal partilerle gidilecek yol kalmadığına dair kanaat nasıl oluştu? Sokaktaki insanın verdiği “hiçbir parti” tepkisi, önemli hayat belirtisidir.
Halkın yoksulluğu ve yönetenlerin yoksunluğu gün be gün derinleşiyor. Açlığımız büyüyor. Güvenliğimiz azalıyor. Sağlığımız Allah’a kaldı. Geleceğimiz tükendiği için gelecek kaygımız kalmadı. Kaygısızlığımızı gören siyasetçi hiç boş durur mu, bize hemen bir sürü kaygı buldu; AKP-CHP-MHP triosu, “Kürt sorununa bak!”,“Suriye’ye bak!”, “Pahalılığa bak!” makamında nameler, kaygılar…
Böylece, yoksulluk bitecek, karnımız doyacak, güvenliğimiz sağlanacak, sağlıklı olacağız… Hunilerimiz başımızı sıkmadığı sürece sorun yok.
Sadede gelelim; Gündelik hayatın cehenneme döndüğü ve çözümsüzlüğün kronikleştiği koşullarda, siyasetten ve siyasetçiden umudunu kesen toplumda oluşan kanaate göre, iktidar ve muhalefet partilerinin siyaset niyetine dayattıklarıyla alınacak yol kalmadı. Modernitenin veya din normlarının getirdikleriyle gidilecek yol yok.
Kadınlar, çocuklar, bebekler gibi en korumasız insanlar öldürülüyor. Cinayet haberleri gündelik hayatın rutini oldu. Öfkesi kabaran, canı sıkılan saldırıp birilerini öldürüyor veya gelişi güzel ateş ediyor. Yolda yürürken kimse güvende değil. Toplum psikolojisi çöktü.
Suç artık sıradan eylemlerimizden oldu. Suç işlemek çıkışsızlığın çaresi gibi... Kamusal alan çöktü. Kamusal yaşam normları çalışmıyor.
Bu ahval ve şerait içinde, “Hiçbiri Partisi” nicedir yönetilemeyen ülkenin aklı başında yurttaşlarının partisidir. Ve Türkiye’nin gerçek birinci partisidir.
“Hiçbiri” yanıtı, bu akıl dışı gidişe yurttaşın gerçek itirazının dile gelişidir.