Aldığım davet üzerine önceki gün 15, 16, 17 yaşlarında 200 gençle biraraya geldim.
Onlara iklim krizi diğer bir adıyla küresel ısınmanın nedenlerini ve dünyaya verdiği zararları anlattım
Çünkü onların yaşayacakları çok uzun yılları var
Çünkü havası, toprağı, suyu, denizleri, şehirleri temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı var.
Dünyada, ülkelerinde doğal kaynaklarının nasıl kirletildiğini, yok edildiğini bilmeleri gerekir.
Görseller eşliğinde 45 dakika, dünyada yaşanan sel felaketleri, günlerce söndürülemeyen orman yangınları,
kuraklık, su sıkıntısı gibi doğal afetlerin yüzde 98 insan kaynaklı olduğuna dikkat çektim.
Dünyada, yani tüm ülkelerde yaşanan iklim krizinin insan kaynaklı olduğunu
Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Örgütü'nde (IPCC) görev yapan
257 bilim insanın hazırladığı raporlarından örnekler verdim.
Bilim insanları fosil yakıtlar olan kömür ve petrolün acilen minimum seviyeye düşürülmesi gerektiğini söylüyorlar.
Dünyada hala elektrik üreten 1200 tane kömür santralı var.
Bu santrallerden atmosfere karışan karbon gazı oranı 36 milyar ton.
Ozon tabası bu nedenle delindi ve atmosferde oluşan sera gazları dünyanın aşırı derece ısınmasına sebep oldu.
Birleşmiş Milletler 2013 yılında üye ülkelerine gönderdiği raporda dünyanın yağış alan bölgelerinde
büyük can kayıplarına yol açan sel felaketlerinin yaşanacağını,
kurak bölgelerinde ise sıcaklığın daha da artarak yaban hayatı ve bitkilerin yok olacağını bildirilmişti.
O raporlardan sonra dünyanın her ülkesinde büyük sel felaketleri, can ve mal kayıpları yaşandı.
Yani rapordaki uyarılar hala bir bir yaşanıyor.
Yarınımız olan siz gençler iklim krizini bilmeniz ve büyüklerinizi bu konuda önlemler almaya zorlamanız gerekiyor" dedim.
Devletlerin yanı sıra dünyanın korunması için bireylerinde yapması gerekenler var.
Tatlı suyun, ormanların korunması, elektrik tüketimi konusunda tasarruflu olunması,
plastik, şişe, kağıt, teneke gibi çöplerin geri dönüştürülmesi, kısa mesafeli yerlere toplu ulaşımın kullanılması,
aşırı ve gereksiz tüketimden yapmamaları, karbon ayak izini azaltmalarını anlattım.
Yaşları henüz 15, 16, 17 olmasına rağmen çok dikkatlice dinlediler.
Konferans sonunda öyle sorular soranlar oldu ki şok geçirdim, umutlandım.
Öğretmenlerini kutladım, konferans vermemi sağlayan Metin Tire ile
Okul Müdürü Arzu Eygi Hanıma teşekkür ettim.
İzmir'in, hatta Türkiye'nin gururu olan 75 yıllık eğitim hayatında sanattan, iş dünyasına çok önemli isimler kazandıran
İzmir Özel Türk Koleji'nin kurucusu Bahattin Tatış'ı rahmetle andım.
Başarıyı bugünlere taşıyan Oğuz Tatış ve Yiğit Tatış da ayrıca kutluyorum.
Dilerim ülkemde böyle gençler milyonlarca olsun.