FATİH YAPAR/Egedesonsöz - Kocaoğlu’nun zübük siyaset anlayışı ile hareket ettiğini belirten Şengül, “Hükümet neye el attıysa ‘ben yapacağım’ diyor. Onun klasik bir mantığı var. Tavşana kaç tazıya tut mantığı. Bu işler böyle yürümez. İzmirli onun ne olduğunu artık gördü” dedi.
AK Parti ile CHP arasında yaşanan kentsel dönüşüm tartışmaları devam ederken bayramlaşma töreninde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nu bu konuda eleştiren AK Parti Milletvekili Aydın Şengül, Kocaoğlu’nu yine topa tuttu. CHP ve Kocaoğlu’nu kentsel dönüşüm konusunda iş bilmezlikle suçlayan Şengül, “Aziz Kocaoğlu şimdiye kadar neyi çözmüş. Kendisi İzmir’de 7-8 yıldır iktidarda. Bu zamana kadar ne sorunu çözdü? Metroyu mu yaptı, ne yaptı? İnsanların artık ona güveni kalmadı. Kocaoğlu’nun şöyle bir anlayışı var. Hükümet neye el attıysa ‘ben çözeceğim’ diyor. Oraya el atıyor işi yapamıyor. Buraya el atıyor, kilitliyor ve kalıyor. Her konuda onu yapan bir mantığı var. Karşıyaka’ya stat yapacaktı. Yıllardır söylediği halde bu işi yapmadı. Dondurucuya koydu. Ne zaman bir proje ortaya çıktı. O zaman bakanlık gündeme gelince ‘ben yapacağım’ dedi. Çözdün de elinden tutan mı var? Yap kardeşim yap. Niye yapmadın. Niye çözmedin? İşleri hep siyasi boyuta getiriyor. Tipik olarak onun siyasi bir anlayışı var. O da tavşana kaç tazıya tut mantığı. İzmirli de artık onun bilincinde. Artık yapamayacağını biliyor. Bu işi siyasi rant olarak görmemek lazım. Kamuoyu yararına olan konulara el atmalıdır. Biz belediyelerle işbirliği için bütün her türlü altyapı çalışmalarına destek vereceğiz. Yaparlarsa eyvallah ama yapmazlarsa da hükümet belirler ve yoluna devam eder. Onunla ilgili gerekli yasal altyapı çalışmaları da zaten hazır. Birinci önceliğimiz belediyeler ve sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışmaktır” diye konuştu.
SEN DAHA ‘A’ HARFİNDESİN
Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerin kentsel dönüşüm alanlarını daha önceki yıllardan itibaren kağıt üzerinde belirlediklerini ve öylece bıraktıklarını anlatan Şengül, “Sınırı belirlemek bir günlük iş. Oturur orada teknik elemanlar bir günde kentsel dönüşüm sınırlarını belirlerler. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu nasıl yapacak, ne yapacak, bu işin finansal boyutu ne, nereden finans edecek, yoğunluğu ne kadar arttırıyor, oradaki insanlarla görüşmeleri araştırmaları yaptı mı, bunların cevabını vermesi gerekiyor. O daha alfabenin en başında yer alan a harfinde duruyor. Siz daha birinci adımdasınız. Bunun geride 10-15 adımı daha var. Onları yapmanızı gerekiyor. Bu işlerde ‘biz oturduk belirledik. Bakanlık da yetki versin’ mantığı olmaz. Aziz Kocaoğlu’nun şunu söylemesi lazım. ‘Bizim böyle sıkıntılarımız var. Bakanlıkla birlikte yapmak istiyoruz. El ele verelim. Birlikte çözelim’. Kocaoğlu’nun bize bunu söylemesi lazım. Kocaoğlu bunun parasını kendi cebinden mi veriyor?. Ayrı birisi mi? Sonuçta belediyenin yaptığı da hükümetin yaptığı da bu devletin cebinden çıkıyor. Artık bu zübük siyaset devrinin bitmesi lazım. Bu işte sen ben kavgası olmaz. Bunlar artık çok banel ve geri kalmış anlayışlar. Bizim derdimiz ortadaki sorunu çözmek. Sen çözdün ben çözdüm değil. Gel beraber çözelim. Olay budur” dedi.
NİYET OKUYORLAR
Hükümetin karşısında yer alan odakların ve CHP’li belediye başkanlarının vatandaşları ve kentsel dönüşüm yapılacak alanlarda yaşayanları korkuttuğunu söyleyen Şengül, yüksek binaların yapılıp, gecekondu bölgelerinin boşaltılacağı yönünde fikirler yayıldığını belirtti. Şengül, “Bunların en iyi yaptığı şey zaten niyet okumak. Kendileri, kentsel dönüşüm alanlarını ve yapacaklarını açıklasınlar bakalım. Yaptıkları her şey kağıt üzerinde ve sadece söylemlerden ibaret. Bunlarla en büyük farkımız söylediklerimizin hayata geçirilmesi ve uygulamasının yapılmasıdır. Belediyelerin yaptığı stratejik planları açın bakın bir dönem önce ne yazıldıysa sonra da aynısını yazıyorlar. Bu yazı ve mevcut durum beş sene daha aynı kalır. Bu zihniyet ve anlayış ile yürümez.” diye konuştu.
SOSYAL DÖNÜŞÜM VURGUSU
Kentsel dönüşümde sadece binaların yıkılmasının dönüşümü tamamlamadığını anlatan Şengül, çalışmaların sosyal yönünün de kesinlikle kenara konulmaması gerektiğini belirtti. Şengül, “Kentsel dönüşüm işi öyle kelimelerle söylenecek, basite ve kolaya alınacak bir iş değildir. Bu iş çok ciddi bir iştir. Kentsel dönüşüm çalışmaları Büyükşehir Belediyesi’nin ya da ilçe belediyelerin tek başına yapacağı bir iş değildir.. Hükümetin, ilgili bakanlıkların, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının, TOKİ’nin yapacağı bir organizasyonda bu işler yapılır. Kentsel dönüşüm denildiğinde sadece akla fiziksel dönüşüm getiriliyor. Sanki gecekondular yıkılacak onların yerine çok katlı apartmanlar yapılacak. Bu durum böyle değil. Kentsel dönüşüm ve iyileştirmede sosyal dönüşümde var. İzmir, birinci derece deprem bölgesinde kalıyor. Ne zaman deprem olacağı belli değil. İzmir’de ciddi bir deprem olduğunda felaketle karşı karşıya gelebiliriz. Bizim bunun önlemini almamız gerekiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda çalışma yaparken üç büyük şehri ön plana çıkarttı. Neden? Yapılaşmanın ve kaçak gecekondunun yoğunlaştığı şehirler buralar da o yüzden” dedi.
KENT BİLİNCİ AŞILANMALI
Sadece kentte yaşamakla insanların kentli olamayacağını ifade eden Şengül, “Kent bilincini almak için eğitim ve zaman gerekiyor. Hızlı bir kentleşme yaşandığı için geçmiş yıllarda insanlar köylerden gelirken o yaşamlarını da kentlere getirdiler. Fiziksel olarak kentte olan insan yaşamsal olarak geldiği yerde bulunuyor. Çünkü aynen o bölgenin gelenek ve göreneklerini yansıtıyor. O halde kent bilincinin insanlara aşılanması lazım. İnsanlar kentte geldiğinde yoksulluk ve cahillikle mücadele ediyor. Siz bir anneyi düşünün. Eşi inşaatta çalışıyor ve evinde 5 çocuğuna bakıyor. Alım gücü olmadığı için her gün aynı yemeği yiyor ve geçim sıkıntısı yaşıyor. Çocuklar da akşama kadar kavga ile büyüyor. Böyle bir anne ve çocuklar sosyal anlamda da sıkıntı çeker. Gelişimini tamamlayamayan çocuklar tinere, yabancı maddelere yönelir. O yüzden bizim bunları önlemek için de aynı zamanda çalışma yapmamız gerekiyor. Kentsel dönüşüm ile birlikte sosyal dönüşüm derken bundan bahsediyoruz. Ülkenin geleceğini sadece fiziksel altyapıyı sağlayarak temin edemezsiniz. Aynı zamanda sosyolojik olarak da dönüşümün gerçekleşmesi gerekiyor. Kültür merkezlerini ve çocukların oynayabileceği alanların üretilmesi gerekiyor” diye konuştu.
BELEDİYELER BU İŞİN ALTINDAN KALKAMAZ
Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm çalışmaları ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunduğu çalışmaların özenle ve büyük bir titizlikle incelendiğini anlatan Şengül, “Bakanlık da İzmir ile ilgili de çalışmalar yapılıyor. Öncelikli olarak bir etüt ve analiz yapılacak. Heyelan bölgeleri, doğal afetlerde etkilenecek alanlar tespit edilecek. Önce sınırlar belirlenecek. Alanların sosyolojik taramaları yapılacak. Burada oturanlar kimler, ne zaman gelmişler, neler yapıyorlar, nasıl geçiniyorlar. Tüm bu soruların cevaplarını bulacağız. Arsa sahibinin durumu, kira mülkiyeti nelerdir bunlara bakılacak. Oradaki insanları mağdur etmeden çalışacağız. Barınma insanın en doğal ihtiyacıdır. Her şey barınma ile başlar. Geçmişte insanlar ekonomik durumları el vermediği için kaçak yapılaşmaya yöneldi. Ama şimdi öyle değil. İnsanların gelir seviyeleri ve alım güçleri arttı. Zenginleşen ülkede sosyal devletin görevi bu zenginleşmeyi alt gelir seviyesine yansıtmaktır. İnsanların barınma ihtiyacını gidermemiz lazım. Devlet gerekirse kentsel dönüşüme ciddi bir pay ayıracak. Bunun bir finansal yapısı olacak. O yüzden belediyelerin bu işin altından kalkması çok zor bir durum” diye konuştu.
SİSTEM NASIL İŞLEYECEK?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılacak kentsel dönüşüm çalışmalarında sistemin nasıl işleyeceği hakkında bilgiler veren Şengül, bu konuda da önemli açıklamalar yaptı. Şengül, “Ya insanlar rıza ile başka yere taşınacak ya da yerinde dönüşüm yapılacak. Bizim bununla ilgili çalışmalarımız başladı. İzmir’de Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve Bakanlık ile örnek bir çalışma yapmayı düşünüyoruz. İnsanlar da bunu gözleriyle görecekler. Arkasından zaten insanlar kendiliğinden gelecekler. Buralar, Büyükşehir Belediyesi’nin önerdiği yer de olabilir başka yerler de olabilir. Kentsel dönüşüm ortaya çıkınca herkes bir tarafından çekiştiriyor. Sen yapacaksın ben yapacağım mantığı olmaz. Kimse bu işten pay kapmaya çalışmasın. Burada acil şekilde işbirliği ile bu işe sarılması gerekiyor. Belediyenin belirlediği alanlar zaten dönüşüm yapılacak alanlar. İki kere iki dört eder. Belediye başka bakanlık başka alan belirleyemez. Önemli olan öncelik sırasıdır. Sonuçta kaçak yapılaşma her yerde aynı. Bizim amacımız kaçak yapıları sağlıklı yapılara dönüştürmektir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve bağıl birimlerdeki ekipler sürekli İzmir’e geliyorlar. Belediyelerden bilgi ve belge istiyorlar. Burada bu işleri yürüten bakanlığın birimleri var. İzmir’in belli kaçak yapılaşan yerlerinde inşaat yoğunluğu var. Yenileme yaparken insanların haklarını da vermek zorundasınız. Altyapıyı hazırlarken belli maliyeti karşılamak için yoğunluk verdiğinizde de ciddi bloklar ve binalar çıkacaktır. O yüzden yoğunluğu arttırmadan, mevcut yoğunluğu koruyarak hazineye ait arazilere yeni binalar yapılmalıdır. Nüfusun bir bölümü de dönüşüm alanlarına yakın olan alanlara taşınmalıdır. Böylece merkezdeki yoğunluğun da azaltılması gerekiyor. Karşıyaka’da oturan vatandaşı Bornova’ya değil ama ya kendi yerine yakın yere ya da yakın ilçeye götürebiliriz. Bununla ilgili çok ciddi anlamda çalışmalarımız var. Kesinlikle zorlama olmayacak. Gitmek isteyen gider, kalmak isteyen de yerinde kalır” dedi.
ALT GELİRE EV
İzmir’de alt gelir grupta olan insanların TOKİ’den ciddi oranda ödeme planı uygun olan konutlar beklediğini anlatan Şengül, bununla ilgili de çalışmaların sürdüğünü söyledi. Şengül, “Asgari ücrette çalışan, evlenip yuvasını kurmak isteyen ve aynı zamanda konut sahibi olmak isteyen yüz binlerce insan var. Biz de bunların beklentilerine cevap verecek çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. İzmir’e önümüzdeki süreç içinde alt gelir seviyesine uygun acilen 50 bin konutun yapılması gerekiyor. Kentsel dönüşüm alanlarında da alt gelir gruplarına ciddi oranda ucuz konutlar çıkacaktır. Sayı böylece daha da üst seviyelere çıkabilir” ifadelerini kullandı.
Öte yandan uzmanlık alanının şehir yapılanması ve şehir düzeni olduğu için çalışmaları yakından izlediğini ve katkı koyduğunu anlatan Şehir Plancısı Milletvekili Şengül, İzmir’in sorunlarını, sıkıntılarını bilen birisi olarak işin içinde faal olarak çalıştığını sözlerine ekledi.