İZMİR - 12 Haziran genel seçimlerinden iki gün önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile yaşadığı tartışma ile günlerce konuşulan, geçtiğimiz günlerde, "CHP İzmir İl Yönetimi görevden alınmalı" çıkışıyla dikkatleri üzerine çeken CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, Yeni Asır'a konuştu. Küçükyalı'daki evinde görüştüğümüz Susam, CHP İzmir örgütünün daha iyi yönetilmesi gerektiğini vurguladı.
HİPERMARKET YASASI
Hipermarket Yasası'nın çıkması için 2007'den bu yana mücadele ediyorsunuz. Bu konuda gelinen nokta nedir?
Hipermarket Yasası ile ilgi çalışmalarım çok eskiye dayanıyor. Esnaf teşkilatında gördüğüm çok büyük bir eksikliktir. 1990'lı yılların başından itibaren bu konuda çaba sarf ettim. AKP hükümetleri öncesinde bu yasa değişik zorluklarla karşılaşmıştır. Bu hükümet döneminde maalesef bu konu komisyonlara bile gelmemiştir. Konuyla ilgili yasa tasarısı hazırladım. Ancak, verilen sözlere rağmen teklif komisyonlara bile gelmedi. Yeni dönemde belirli düzenlemeler yapılarak yasa teklifini yeniden sunacağım. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile konuyu özel olarak görüştüm. İktidar partisi ile işbirliği noktasında hükümet desteğini de aradım. "İzmir Ticaret Odası Başkanı size, 'Bu yasayı çıkarın heykelinizi dikeceğim' dedi. Bu yasanın ne kadar acil bir ihtiyaç olduğu ortada" dedim. Bu yasanın çıkması gerektiğini ilk söylediğimde ticaret odaları ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) gerçekten bu konuda gerekli adımları atmıyordu. Esnaf Birliği Başkanı iken söylediğimde sanki büyük alışveriş merkezlerinin kurulmasına karşıymışız gibi bir algıyla karşı çıkanlar bugün gelinen noktada artık heykel dikme durumuna geldiler. Problem hükümetin buna inanmasında ve karar vermesinde. Eğer fırsat bulursam bu konuyu Başbakan'la da görüşeceğim. Adım atmaları için her türlü çabayı sarf edeceğim. Bu düzenlemenin çıkmasında her türlü desteği vermeye hazırım.
EKSİK YATIRIM
İzmir'i nasıl görüyorsunuz? Hükümetin İzmir'e yaptığı yatırımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümet İzmir'e yatırım yapmak istiyorsa, bizim muhalefet partisi olarak bunu teşvik edip, sonuna kadar takip etmemiz gerek. Ancak, 9 yıllık iktidarları sürecinde İzmir'e eksik yatırım yapmanın da hesabını sormak lazım. Bu yatırımların İzmir'in gerçek ihtiyaçları olup olmadığının, vizyonuna uygun olup olmadığının doğru sorgulanması lazım. İzmir'de şöyle bir çekince var, "Acaba bunları eleştirirsek iktidar hizmet yapmaz mı" diye. Bu iktidarın görevi. Doğruyu söylemek bizim görevimiz. İzmir'de yatırımlar konusunda bir korku ve baskının olduğunu düşünüyorum. İzmir'de ikili bir yapı var.
Önümüzde yerel seçimler var. CHP olarak ne yapmamalısınız? Mesela genel seçim öncesi belediye hizmetleri tartışıldı...
İktidarda olduğunuz her alanda size oy vermiş veya vermemiş kesimlerin eleştirmesi normal. Sadece yerel yönetimler eleştirilmiyor. İktidar da eleştiriliyor. Sonunda vatandaş oturur, önüne alternatifler geldiğinde bakar ve bir karar verir. Tayyip Bey bu seçime giderken eleştirilmedi mi? Ama sonuç alarak tüm eleştilere rağmen, seçmen AKP'yi seçti. Eleştirilerden korkup içe kapanmanın bir gereği yok. Bu eleştirilerden sıkılmanın da gereği yok. Eleştirileri önemseyerek ders çıkarmalıyız. Eleştireler bizi kamçılamalı. Kendimize çeki düzen vermemiz için fırsat sunmalı. Toplum sizi eleştirmiyorsa, siz çok iyi yaptığınız için değil sizden beklentileri kalmadığı içindir. Eleştiriyorsa sizden beklentisi var demektir. CHP'nin yerel yönetim modeli çerçevesinde daha vizyonlu politikalar için Genel Merkez'in, yerel yönetime katkılarını sağlamalıyız. Eleştirilerden korkmamalıyız. Telaşa kapılmamalıyız. Ders çıkarmak için çok önemli bir fırsat olmalı.
TEPKİ VE DESTEK
CHP İzmir İl Yönetimi'ne yönelik eleştiriler getirerek yönetimin değişmesi gerektiğini savundunuz. Bu çıkışınızdan sonda tepki ya da destek aldınız mı?
Tepki de aldım destek de. Orada söylediğim şudur. İzmir'in daha güçlü bir şekilde CHP adına siyasal yapılanmasının temsiline ihtiyaç olduğunun altını çizdim. Benim kimseyle problemim yok. Şu ya da bu, il başkanı olmuş benim için önemli değil. Mevcut yönetimimle bir problemim olduğu için söylemiş değilim. Ben doğru bildiğimi, inandıklarımı sizin sorduğunuz bir soru üzerine samimiyetle söyledim. Tespitimi yetkili organlarda söylemenin yürekliliğini yapmış bir insanım. Bunu bir polemik yapılsın diye söylemedim. Yaptığım açıklama genel bir basın toplantısında söylenmiş sözlerdi. Ancak, maalesef kamuoyuna bunun üzerine bir basın toplantısı düzenlenmiş gibi yansıması doğru değildi. CHP İzmir İl Örgütü'nün bu kadar güçlü olduğu bir kentte daha iyi yönetilmesi konusuna Genel Merkez'in hassasiyetle eğilmesi gerektiğinin altını çizen bir tespitte bulundum. İzmir'in daha iyi yönetilmesini hak ettiğine inanıyorum. Düşüncelerimi uygun platformlarda söylemeye devam ediyorum. Gereğini yapıyorum.
CEVAP GEREKSİZ
Neden bu konuyu basınla paylaştınız. Parti Meclisi'nde dile getirmediniz?
İl Başkanlığı ile ilgili konuları basınla konuşmadım. Bir soru soruldu, "İmza toplanıyor. Nedir durum" diye. İmza toplayanların durumunu anlatabilmek için bir tespit yaptım. Diyelim ki topladılar, oluşacak yönetim İzmir'i kucaklamaya yetmeyecektir. Şu anki durumun da tespitini yaptım. Bu mücadele haklı, doğru bir zemin değildir. Bunun için başka bir şey yapılmalı. "Genel Merkez bu konuyu bu çerçevede çözmelidir" dedim. Soru üzerine söyledim. İmza verecek insanlara da yaptıkları çabanın doğru bir çaba olmadığını, bu çabanın sonucunda bir şey değişmeyeceğinin mesajını vermdim. İl yönetimine de çalışmalarının yeterli olmadığı mesajını verdim. Bu anlamda bu partiyi daha ileriye götürecek kısır çekişmelerin üzerine çıkarabilecek yeni bir vizyondu. Herkes bundan ders çıkarmalıydı. Ben bir vizyon çizdim ama insanlar buradan başka şeyler çıkarmaya çalıştılar. Ben de cevap vermeyi gereği duymadım.
DOĞRU İŞLER OLSUN
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için hep isminiz geçiyor. Böyle bir şeyi düşünür müsünüz?
Ben siyaset hiçbir zaman bir hedef koyarak yapmadım. Siyaset benim için bir yaşam tarzı. 17 yaşında siyasete başladım. Topluma siyaset yoluyla hizmet etme anlayışını hayata geçirmeye çalışıyorum. Bazen bu meslek örgütünde, bazen dernekte, bazen de siyasi partide oluyor. Önüme hedefler koymuş bir insan değilim. Ben hiç hedef koymadan doğru işler yapmak istiyorum. Bana verilen görevleri doğru bir şekilde başarmak istiyorum. Bunun ötesinde bir beklenti içerisinde değilim.
"ANLAYIŞIM BU"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İl Başkanı Tacettin Bayır'la aranız açık. Bu durum sizi rahatsız etmiyor mu?
Ben vicdanen yanlış yaptığım her şeyde özür dileme erdemini gösterecek kadar özgüveni olan bir insanım. Şu ana kadar siyasette kimseyi kırmamaya özen gösterdim. Hiç kimsenin arkasından iş yapmamaya özen gösterdim. Bundan sonra da böyle yapacağım. Benim siyaset yapma ve yaşam anlayışım, insanlık anlayışım bunu gerektiriyor. Kimseyi kırma niyetiyle bir şey yapmam. Hiçkimse için kötü düşünmedim. Hiçkimse için de bir tezgah içinde olmadım. Her zaman doğru düzgün, dürüst şeyleri yapmak için elimden gelen gayreti gösterdim. Başkaları üzerinden siyaset yapmadım. Ben hep iş yaptım. Siyaseti konuşmadan çok üretme üzerine yaptım. Böyle üretken olduğum süre içerisinde o alanda olurum. Üretken olmadığımda o alanlardan çekilmesini bilirim.
"TARIM ESAS İŞİM"
Çiftlik eviniz var. Orada toprakla uğraşıyor musunuz?
Köylü çocuğuyum. Tarım ve ticaretle uğraşan bir ailenin bireyiyim. Bizim ailemiz hem ticaret yapıyordu hem de zeytin tarımı. Zeytini, onun bakımını, yetiştirilmesini severim. Buca'da bir yer aldık. Uzun yıllar emek verdim. Tarım benim hamurumda var. Toprağı seven bir insanım. Orada tavuklarımı, keçimiz, koyunlarımız var. Bu bizim için bir hobi. Zeytincilik para kazandığımız bir iş. Babamdan önemli sayıda zeytin ağacım var. Zeytini, zeytinciliği, zeytinyağını seviyorum.
"Şarkı söylemek beni dinlendirir"
Nasıl dinleniyorsunuz, neler yapmak size huzur veriyor?
Dostlarımla birlikte olmak, seyahat etmek. Toprakla uğraşmak, onları takip etmek benim için önemli keyif oluyor. Siyaset yapınca çok bol vaktiniz olmuyor. Ama boş zamanlarda eşimle, çocuklarımla birlikte olmaya çalışıyorum. Kitap okumayı, şarkı söylemeyi çok severim. Sesim güzeldir. Aileden gelen bir şey. Şarkı söylemek beni çok rahatlatan bir şey. Repertuvarım çok geniştir. Her şarkıyı söylerim. Pop müzik söyleyecek kadar geniş bir repertuvarım var. Radyoyla büyümüş bir kuşağız. Müziği seven bir aileyiz. Fırsat buldum mu hiç kaçırmam söylerim. (Onur Çakır-Yeniasır)