Devleti yönetenlerin hem hukuki ve hem de siyasi sorumlulukları vardır. Eylem ve işlemleri hukuken suç teşkil etmese dahi siyasi sorumluluk yönetenlere bazı mükellefiyetler yükler. Mesela istifa etmek gibi.
Türkiye de kanayan bir yara var. Bu güne dek o yaraya kimse merhem olamadı. Reformları (!) ile övünen bu hükümet de merhem olamadı. Üniversite giriş sınavlarından söz ediyorum elbette. Hatta bu hükümet işi iyice çıkmaza soktu. Çünkü evvelce hiç olmazsa doğru dürüst yapılan bu sınavlar şimdilerde şaibelerden dolayı yerlerde sürünüyor.
Şu şifre meselesi.
Önce inkar edildi.
Sonra şifre var ama kopya yok dendi.
Savcılık suç bulamadık deyip takipsizlik kararı verdi.
Ama ÖSYM Başkanı için soruşturma izni istedi.
Başbakan da kopya yok ama süreç iyi yönetilmedi dedi.
Cumhurbaşkanı süreçten rahatsızım ama dere geçerken at değiştirilmez dedi.
İdare Mahkemesin de açılan iptal davası devam ediyor.
Skandallara da her gün bir yenisi ekleniyor.
Peki, bu arada bir milyon yedi yüzbin genç ne yapıyor? Zaman zaman meydanlara çıkıyor ama sesine kulak veren yok..
Sadece binlerce genç mi? Onların ailelerini de düşünürsek milyonlar söz konusu.
İnsanların geleceği söz konusu.
Memur alımı sınavlarında skandal
.Üniversite giriş sınavların da skandal.
Sınavları bile yüzüne gözüne bulaştıranların devasa sorunlarımızı çözeceklerini söylemesi inandırıcı olabilir mi?
Şimdi velev ki hukuken bir suç olmasa dahi işin içinde siyasi sorumluluk yok mu? Böylesine bir skandalı yaratanlardan siyaseten hesap sorulmayacak mı ?
Bizim gibi sözüm ona 'ileri demokrasileri' bilmem ama çağdaş demokrasiler de böylesine bir skandalın sonunda bir değil üç hükümet istifa eder. Hatta siyasi hayata veda ederler.
Batı da bunun pek çok örnekleri var.
İşlerine gelince AB kriterlerinden dem vuranlar, AB kapısın da beklemekten bıkmayanlar işte şimdi tam zamanı. Sorsunlar bakalım AB Ülkelerine, böylesine bir rezalet yaşansa siyasi iktidarın bir dakika bile yerinde durması mümkün mü?
Alacakları cevabı şimdiden söyleyeyim, kocaman bir HAYIRDIR.
Ya bizde ? Hani 'ileri demokrasi'? Hani 'hukukta,ekonomi de ve siyasette reform yapılmıştı'?
Bu nasıl nalıncı keseri ki hep kendilerine yontuyor. Ama şunu unutmasınlar :
Siyasette ana kuraldır.
Sap döner keser döner,gün gelir hesap döner.