Anayasal Devlet ve Anayasası olan Devlet.

Çok farklı iki kavram.

Anayasal Devlet, en kısa tanımı ile Hukuk Devleti'dir. Dünyada pek azdır.

Anayasası olan Devlet ise, Anayasa adı altında yazılı bir metni olan Devlet'tir ki, düyada pek çok Devlet bu kavramın kapsamı içindedir.

Türkiye de, en çok tartışılan hukuksal metinlerin başında Anayasa gelir. Bu sebeple 1982 Anayasası'nın hemen hemen bir kaç maddesi dışında bütün maddeleri bir kaç kez değiştirilmiş ve fakat yine de tartışması devam edip gidiyor.

Oysa..

İngiltere'de yazılı bir Anayasa yoktur. 'Teamüli Anayasa' vardır ve fakat İngiltere, kurum ve kuruluşları ile bir Hukuk Devleti'dir ki; 1215 Magna Karta ile başlayan süreç içinde…

'Millet İttifakı', birkaç gün önce bir Anayasa taslağı açıkladı.Basından takip edebildiğim kadarı ile,söz konusu taslakla ilgili bazı görüşlerimi paylaşmak isterim..

Barajın %3 olarak tespitini doğru bulmuyorum. Bu siyasi tablonun daha da parçalanmasına yol açar ve adeta bir partiler enflasyonu doğurur. Zaten yüzden fazla parti varken,bu hal,onlarcasının kurulması sonucunu doğurur. Oysa esas olan yakın fikirleri aynı çatı altında toplanması ve istikrarın sağlanmasıdır..

Cumhurbaşkanının, bir dönem yedi yıl için seçilmesi yerine, beşer yıldan iki dönem seçilmesi daha isabetli olur diye düşünüyorum.

Yine, Cumhurbaşkanının Veto hakkının kaldırılması da isabetli değildir. Yapılan bir yasanın bir de Cumhurbaşkanı tarafından çeşitli açılardan bir kez incelenmesi ve gerekli görürse Meclis'e iadesinde, zarar değil fayda vardır.

Hem Parlamenter sistem deyip ve hem de Cumhurbaşkanını halka seçtirmek çelişkidir.

Sistem parlamenter ise, seçim de TBMM'de olmalıdır.

Belli günlerde Meclis gündeminin muhalefet tarafından belirlenmesi, teorik olarak doğrudur ancak uygulamanın nasıl olacağı hususu açıklık kazanmamıştır.

Gensoru kurumunun tekrar getirilmesi isabetlidir.

Milletlerarası sözleşmelerin yürürlüğü ve sözleşmeden çıkılması şüphesiz TBMM iradesi ile olmalıdır.

Yüzde bir oy alan partilerin hazine yardımı almasını da doğru bulmadığımı, belirtmek isterim. Böyle mali külfetleri hazineye yüklemenin izahı olamaz..

Hakimler ve Savcılar Kurulu ile ilgili düzenleme doğrudur, belki ben atlamış olabilirim, her iki kurulda da Adalet Bakanlığı'ndan kimse bulunmamalıdır..

Dokunulmazlığın kaldırılmasının zorlaştırılması doğru değildir.

Milletin temsilcilerini zırhlandırmak değil, istisnalar dışında,kürsü dokunulmazlığı gibi dokunulmazlık kaldırılmalıdır..

Devam edeceğim..