'Güç olmasın da geç olsun…' derler.
Derler ama bazen 'geç olması' 'güç olması'dan da kötü olabilir.
Bu satırları yazdığım sırada Akşener ile Kılıçdaroğlu görüşmesi devam ediyordu…
Ne görüşüp konuştukların elbette bilemem... Tahmin etmek zor değil şüphesiz. Altılı masadaki gerilimi ve nihayet çıkmaz sokağa giren 'aday' meselesini konuşuyorlardır.
'Ben söylemiştim veya yazmıştım' gibi sözleri sevmem.
Ancak..
Defalarca yazdığım gibi..
Bir gerçek var ki, 'çok çok geç' kalındı.
Ne için?
'Aday' tespitinde..
Uzadıkça, araya 'fitne fesat' erbabı girer dedik.
Dinleyen olmadı..
Yok güçlendirilmiş parlamenter sistemmiş, yok planmış, yok programmış.
Kimi ilgilendiriyor?
Hemen hemen hiç kimseyi...
Ama…
Aday kim olacak sorusunun cevabını, sadece muhalifler değil iktidardakiler bile merak ediyor.
Çünkü..
Seçimin kaderi de, seçim sonrasının tayin ve tespiti de adaya bağlı.
Tabir uygunsa, hayat memat meselesi..
Tekrarı yok, yedeği de yok.
Bu gerçeği anlamayanlarla yola çıkmak zor ama çok zor..
2 Mart'ta tekrar bir araya gelinecek.
Yine kem küm edilirse…
Uzatmayacağım.
Çünkü şurada iki gün kaldı.
Ak koyun kara koyun ortaya çıkacak.
Yalnız şu kadarını açık söyleyeyim..
Olmayacak duaya bize amin dedirtemezsiniz.
Bilesiniz…