Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Gaziemir Belediyesi'nin 2025 yılı Ocak ayı olağan meclisinin ilk oturumu gerçekleştirildi. Belediye Meclis Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen oturuma Başkan Ünal Işık başkanlık yaptı.
Meclisin gündemine ise Belediye Başkanı Ünal Işık'ın yaptığı zimmet itirafı damga vurdu.
IŞIK: İŞÇİ ALIMI YAPACAĞIZ
Meclisin açılışında yeni yıl ile birlikte işçi alımı olup olunmayacağının sorulmasına yanıt veren Başkan Işık “Bugüne kadar başladığımız günden bu güne belediyede işe aldığımız 1 arkadaşımız vardı. Onun dışında mümkün olduğunca kendi içimizde paslaşarak süreci halletmeye çalıştık ancak Aralık ayındaki toplu emeklilik furyası nedeniyle alandaki hizmetlerimizde aksama olduğunu gözlemliyoruz. Bu aksamayı gidermek için işçi almamız gerekiyor. 56 kişi emeklilik dilekçesi verdi. 56 kişiyi belki alamayız ancak eksikliklerimizi hızlı şekilde tamamlamamız lazım” dedi.
DENETİM KOMİSYONU BELLİ OLDU
Gerçekleştirilen oturumda ayrıca 2025-2026 yılı arasında 1 yıl görev yapacak Denetim Komisyonu Üyelerinin belirlenmesi de gerçekleştirildi. Buna göre komisyona CHP’den Mustafa Tanju Tekgül (19 oy), Yusuf Ziya Peker (20 oy) ve Salih Ayan (19 oy) seçilirken, Cumhur İttifakı’ndan ise Didem Baysal (31 oy) ve Mehmet Sait Sert (31 oy) seçildi.
IŞIK: KÖTÜ BİR KARNE OLMUŞ
Denetim Komisyonu seçimleri sonrası söz alan Başkan Işık, “Önüme rapor geldi şaşkınlığımı gizleyemedim. Her türlü konuda uzlaşırken Denetim komisyonu üye seçiminde uzlaşamamak kötü bir karne olmuş” dedi.
ASLAN: ART NİYETLİ DÜŞÜNMEYİN
Işık’ın sözleri sonrası konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Hüseyin Aslan, “Bu oylamanın grupların belirlemiş olduğu kişiler tarafından yapılması lazımdı. Bu dönem ben anlayamadım. Biz grubumuzdan 2 kişiyi yazdık. Sizde kendi grubunuzdan 3 kişiyi yazardınız ve bu oy farkı gündeme gelmezdi. Bu konuyla ilgili düşüncemizi art niyetli olarak algılamayın. Biz sizde 3 kişi yazılır diye düşündük bizden de 2 kişiyi yazdık. Siz hepsi 31 oy olsun diye düşündünüz. Bizi art niyetli olarak düşünmeyin” diye konuştu
ATMACA: BİZ HALA AYNI NOKTADAYIZ
AK Parti Meclis Üyesi Uğur İnan Atmaca ise, “Geçen dönemde denetim komisyonu çokça gündemde kalmıştı. Biz tüm isimleri yazarak oy kullanmıştık. Bununla birlikte parti içi disiplin süreci olmuştu ve bizlerin oylarını göstermişlerdi. Biz hala aynı noktadayız. Kesinlikle burada art niyet aramamak lazım” ifadelerini kullandı.
ÇALIŞKAN: GRUP BAŞKANVEKİLLERİ OLARAK KONUŞTUK
CHP Grup Başkanvekili Cemal Çalışkan ise meclis öncesi konuşulduğunu belirtirken, “Biz meclise girmeden önce grup başkanvekilleri olarak konuştuk. Geçen dönem teknik hatalar olmuş olabilir bu dönem bunu giderelim hepimiz eşit oyla çıkalım dedik ancak burada bu değişti” dedi.
ASLAN: BAŞKA KİŞİLERİ YAZARDIK
Yeniden söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Hüseyin Aslan, “Burada art niyet arasaydık kalkar başka meclis üyesi isimleri yazardık. CHP’den aday olanları değil başka isimleri yazardık. Burada art niyet bakmayın” diye konuştu.
IŞIK: ÖNÜMÜZDEKİ YIL TELAFİ EDERİZ
Son olarak söz alan Başkan Ünal Işık, “Biz öyle yapsaydık sonucu değiştirirdik. Didem Hanım ve Mehmet Bey yerine başka bir arkadaşı yazsaydık onları çıkarabilirdik, siz yazsaydınız da sonuç değişmezdi. Ancak yapmadık. Sorun yok. Bunu önümüzdeki yıl telafi ederiz” dedi.
ÇALIŞKAN: AÇLIK SINIRI 20 BİN TL
CHP Grup Başkanvekili Cemal Çalışkan gündem dışı konuşmalarda söz alırken, “Çocuklar okullara aç gidiyor. Çocukların kıyafetlerini çözebiliyor musunuz? Bunları çözebilmek için önce annelerini babalarını düşünmeniz lazım. Yüzde 30 zamla zaten bu sorunları çözemezler. Gündem hep başka yerlerde geziyor. Açıklanan asgari ücret 22 bin 104 TL. Yıllık enflasyon yüzde 47. 12 aylık ortalama enflasyon yüzde 60. 4 kişilik ailenin açlık sınırı 20 bin TL. İlçemizde de bir çok asgari ücretli insan var. Devlet değerleme oranı belirliyor. Zammı, vergiyi, cezayı yüzde 43 ile değerlendiriyorum diyor ancak asgari ücrete yüzde 30 zam veriyor” ifadelerini kullandı.
ASLAN: BÜTÇESİ İYİ OLAN FAZLASINI VEREBİLİR
AK Parti Grup Başkanvekili Hüseyin Aslan, “Tabii ki bizim de gönlümüzden daha çok vermek geçiyor. Ama bu kararı devlet belirlemiyor. İşverenler sendikası var. Bugün ülkemizde yaklaşık 16-17 milyona yakın asgari ücretli çalışan kesim var. Dolayısıyla bir taraftan diyoruz ki bu şirketler niye kapanıyor? Niye konkordato ilanı yapıyor diyoruz. Bir taraftan asgari ücret az verildi diyoruz. Şimdi şirketlerimizde asgari ücretli çalışanlarımız yok mu? Tabii ki var. Ama şirketlerin çoğu zaten asgari ücretli eleman çalıştıramadığının farkında. Yüksek ücret ödeyenler var. Türkiye'deki genelin hepsini asgari ücretli olarak, asgari ücret alıyor olarak bakmayalım. Biz asgari ücret çok iyi açıklanmış demiyoruz. Ama işyerleri asgari ücret karşılığında personel bulamayacağını düşünerek bu rakamların üzerinde de çalıştırdıkları var. Bunu da devlet karşısına işveren sendikalarını alıyor. İşçi temsilcilerini alıyor. Ona göre kararını veriyor. O zaman şöyle yapalım; Daha önce tepki olarak bir bölümünde dediler ki bu kadar olması lazım, devlet az verdi…. Bütçesi iyi olan varsa da asgari ücretin üzerine çıkıp maaşını verebilir. Devlet ‘niye verdin’ demiyor. Ama devlet diyor ki ‘en az bu ücretle çalıştırabilirsin’ diyor.
IŞIK: 56 KİŞİ EMEKLİLİK MÜRACAATINDA BULUNDU
Son olarak söz alan Başkan Ünal Işık gelir konusunda yaşadığı sıkıntılara değinirken, “Gaziemir'i konuşalım. Aralık ayında 56 kişi emeklilik müracaatında bulundu. Bulunacağını Kasım ayının başlarından itibaren biz hissettik. Arkadaşlarımızın bir kısmı Aralık ayında dilekçelerini verdi. Birkaç kişi dilekçelerinin ertesi günü de hukuki yollara başvurmak için bir yol denediler. Haklarıdır, hukuku denemek herkesin hakkıdır. Kimseyle ilgili bir sorunumuz yoktur. Ama 40 küsur arkadaşımızın tamamını ben çağırdım. Geldiler ve ben onlara dedim ki ‘ben sizin kıdem tazminatlarınızı tek kalemde ödemek için elimden ne geliyorsa, kimin eli öpülmesi gerekiyorsa öperim’ dedim. İller Bankası'na gittim. İller Bankası'ndaki genel müdür yardımcısıyla görüştüm. ‘Başkanım sorun yok, rakam ufak hallederiz’ dediler. Sonra kendim değil ama başka bir kanaldan genel müdürle konuşuldu. Sorun olmadığı haberini aldık. Sonra son aşamaya geldiğinde 3 Aralık'ta İzmir İller Bankası şubesine kredi müracaatımız yapıldı. Para bize gelsin istemedik. Emekli olan arkadaşlarımızın kıdem ödenmesi gereken tutarları IBAN numaralarına varıncaya kadar hazırlayıp İller Bankası İzmir şubesine ilettik. 6 Aralık'ta Ankara'ya ulaştı. Ankara'yla tekrar görüştüğümde benden şu istendi; Bir hükümet yetkilisi ismini verdiler bana. ‘Şunun bizi araması lazım’ dediler. Saygıda kusur etmemek için ulaşmaya çalıştım. 9 Aralık günü saat 10:39’da telefon ettim ama telefonum açılmadı. Ertesi gün 10 Aralık'ta 12:37’de danışmanına ulaştım görüşmek istediğimi söyledim. Tamam dedi, kapattı. 11 Aralık'ta saat tam 12:00’da sayın yetkili beni aradı. Kendimi tanıttım ‘durum bu bu ben Gaziemir Belediye Başkanı'yım. İzmir'e yolunuz düşerse görmek isterim. Belediyemizde ağırlamak isterim’ davetinde bulundum. Teşekkür ettik ve derdimi anlattım. Dedi ki ‘kredi başvurunun tarih ve sayı numarasını bana bildirin.’ Aynı gün araya bir sohbet girdi. Panik halinde öğleden sonra 13:45’te kredi bilgilerini attım. 12’sinde İller Bankası'nı tekrar aradım. Bana kredi değil teminat mektubu vereceklerini söylediler. Neden dedim, paramız yok denildi. Ben 31 milyon gibi bir rakamın Önder Caddesi’ndeki birçok esnafımızdan bulunabileceği biliyorum. Ben mali müşavir olduğumu söyledim kredi alabileceğimizi teminat mektubu alarak komisyon parası ödemek istemediğimizi söyledim. Aynı gün Hüseyin Bey'e bilgi verdim. Büyükşehir meclisinde Nail Bey'le Uğur Bey'e de bilgiyi verdim. Yardımlarınızı bekliyorum dedim. Arkadaşlarımın hakkını yemek istemiyorum. Ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini ve samimiyetlerini ben düşünüyorum. 17’sinde bu cevabı alınca Cemal Bey, Hüseyin Bey, Selahattin Bey'i davet etmiştim, birlikte konuştuk, konuyu aktardım. Hüseyin Bey'in önerisi ‘bir daha arayalım’ oldu. Ertesi gün bir daha aradım. Telefonum açılmadı. Ayın 19’unda bir daha aradım… 20 Aralık'ta 312’li bir telefon aradı beni. Ben Ankara'dan arıyorum asistanım dedi. ‘İlgili beyefendiyle görüşmek istiyorum’ dedim. ‘Yok bana aktarmanız lazım. Ben aktaracağım’ dedi. Konuyu aktardım ve durumum bu dedim. ‘Ben bir daha görüşmek istiyorum’ dedim. ‘Yok ben aktaracağım’ dedi ve kapattık. Ertesi gün İller Bankası'ndan bir daha arandım. ‘Teminat mektubunu almamakta kararlı mısınız?’ denildi ‘Kararlıyım’ dedim. Konu bu noktada” dedi.
10 MİLYON FAZLADAN GİDECEK
Kendisinin fazladan para ödemek istemediğini belirten Işık sözlerini şu ifadelerle sürdürdü;
“30 milyon para. Yani samimi olarak söylüyorum; Gaziemir'e İller Bankası'ndan gelen bütün para 18 milyonu bu yaz boyunca bir kere geçti. 18 milyon para geliyor. Bizim ortalama maaşımız 36 milyon TL. Çalışıyoruz, didiniyoruz, buluyoruz. Şikayet edilen bazı konular var, eksik kaldığımız konular var. Bunları yapamıyoruz ama maaş ödüyoruz. Kıdem tazminatı ya bu! İnsanların 25-30 yıl çalıştıkları parayı evlerine tek kalemde götürebilmeleri için çaba sarf ediyorum. Ama alamıyorum. Benim 30 milyonu kredi kullanarak özel bir bankadan kullandığımda Gaziemir Belediyesi'nin kasasından yaklaşık 10 milyon lira faize gidecek fazladan.”
BUNLARLA MÜCADELE EDELİM
“İller Bankası’ndan kullanırsam 10 milyon TL kasamda kalacak. Bunu SDS olarak dağıtmayı ben de çok isterim. Ama var olan maaşı ödemekte zorluk çekiyorken bunları unutmayalım. Göreve geldiğimde kredi kartı tahsilatlarımız 21 günde yapılıyordu. Gittim bankayla görüştüm. Çağırdık arkadaşlarımızı. Bir de onlar geldiler. Sonra bizim arkadaşlar tekrar gitti. Ertesi güne düşürdük. Komisyonsuz, faizsiz, bugün kredi kartından tahsilat yarın hesapta. 20 gün önce hiç haberimiz yokken komisyonu ödeme vademiz tekrar 21 güne yükseltildi. ‘Niye bu’ diyorum. Kar edemiyoruz diyorlar. Bir devlet bankasının bir devlet kurumundan kar etmesi doğru değil. Doğru bulmadığımı anlattım. Ama tabii buradaki insanların yapabileceği, çözebileceği bir konu değil. Biz bunlarla mücadele edelim. Bunu değiştirelim.”
YAPISAL SORUNLARIMIZ VAR
“Asıl yapısal sorunlarımız var. Asgari ücrete zam, SDS'ye zam, çalışanlarımıza zam… Devletin bana gönderdiği paraya zam yapma hakkı yok mu? Artması gerekmiyor mu? Artmıyor. Gelen para gene aynı. Ve biz çalışma arkadaşlarımızın ikramiyelerini ödeyebilmek için 31 Aralık günü bu ikramiyeyi ödeyebilmek için bir suç işleyerek para bulmak zorunda kalıyoruz. Kredi kartını önceden bozuyoruz... Bu da bir zimmet suçu. İmza atacak arkadaşım, ‘başkanım burada zimmet var’ dedi. Dedim ki ‘bu benim zimmetim’. Burada da meclis huzurunda, toplum huzurunda da söz veriyorum. O zimmet çıktığında onu ben maaşımdan ödeyeceğim. Buradan ödemeliyim. Çünkü bir tek arkadaşımın ikramiyesi eksik kalsın istemedim.”
GAZİEMİR’İ SEVDİĞİMİZİ BİLİYORUM
“Ekonomi düzelmiş olsa, bu bugünkü yaşadığımız sorunların temelinde 22-23 yıldır iktidarda olan bir parti var diye bakıyoruz biz. Bugün dolar 35-36 liraysa mazot 45 TL ise, maliyet yükseliyorsa asgari ücretle geçinen insanların maaşları yetmiyorsa bu sorumluluk bu ülkeyi idare edenlere ait. Tabii ki bunu eleştireceğiz. Keşke gelirim olsa… Hayatım boyunca insan hakkı, insan emeğiyle ilgili mücadele vermiş bir insanım kendi çapımda. Ama dönüp baktığınızda taahhüt ettiğinizi ödeyememek çok daha kötü. Nasıl ödeyeceksiniz? Yani geçen yaz aylarında ilgili sendikayla oturduğumuzda müdürümüzü çağırdım dedim ki sizi 6 ay görevden alacağım. Sendikaya dedim ki ‘istediğiniz kişiyi maaşı parayı bulmak kaydıyla gelir müdürü olarak atıyorum.’ Yani gerçekten yok. Bir belediye başkanı imkanları olsa arkadaşlarının çok daha huzurlu çalışmasını istemek kadar keyifli bir isteği olabilir mi? Bir sokağın asfaltını, taşını sermek kadar keyifli bir şey olabilir mi? Zaten bunun için varız. Ama gerçekten yok arkadaşlar. Onun için birbirimizi anlayalım dinleyelim doğru hedefte mücadele edelim. Hepimizin amacının Gaziemir olduğunu biliyorum. Gaziemir'i sevdiğimizi biliyorum. Ortak amaçla birleşirsek ortak sorunda birleşirsek sorun çözülür.