Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki son kabine değişikliğinin ardından 'bakan' sıfatıyla İzmir'i ilk kez ziyaret etti. Bundan önceki ziyaretini AK Parti'nin 'yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı' olarak gerçekleştiren Özhaseki'nin o ziyaretinde önceliği kendi partisi ve partili belediye başkanlarının dertleriydi. İzmir'e Başbakan Binali Yıldırım'ın talimatı ile geldiğini belirten bakan selamlarını da iletirken kendi tabiri ile 'heybesinin' dolu olduğunun da altını çizdi. Hepimizin bildiği gibi İzmir'deki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile alakalı işler yıllarca yürümedi. Kentsel dönüşüm projeleri yıllarca bekletilirken, Körfez için gereken ÇED dosyası yıllar sonra ancak sonuca ulaşabildi. Büyükşehir Belediyesi kimi zaman bakanlıkla kimi zaman da bakanlığın kentteki temsilcileri ile karşı karşıya geldi. Bu duruma bazen çöp-katı atık tesisi sorunu, bazen de stadyum projeleri eklendi. Bakanlığın eski temsilcileri Erdoğan Bayraktar'ın kenti hep teğet geçtiğini, İdris Güllüce'nin odaklanamadığını, Fatma Gül Demet Sarı'nın ise kendisine yazılı verilen notları bile okuyamayacak kadar bihaber olduğunu da söylemek gerekiyor.
Tabi ki Özhaseki'nin Melikgazi'de başlayan, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile taçlanan çok ciddi bir yerel yönetim deneyimi bulunuyor. İzmir'i yakından takip eden ve öncelikleriyle ilgili sık sık parti yönetimi ve bakanlık bürokratlarından bilgi alan Özhaseki adeta başbakan gibi karşılandı. Neden mi? Çünkü ilk kez CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu bir bakan için tüm belediye başkanlarına 'havalimanında olun' demişti. Ve karşılamada AK Partili belediye başkanlarından fazla CHP'li başkanlar vardı. Makam araçları havalimanının kapısına dizilmiş, birbirini tanıyan iki ismin karşılıklı jestleri dikkat çekmişti. Çünkü Kocaoğlu, bakanlıkta bekleyen, yıllarca ötelenen konuların çözümü için söz almış, atılan adımları görmüştü. Tabi ki bu durum karşısında başta AK Partililer olmak üzere herkes şaşkındı. Başbakanı karşılamaya gitmeyen CHP'li belediye başkanları havalimanında yerlerini almış, gelemeyenler de belediye ziyaretinde Kocaoğlu'nun makamında hazır bulunmuştu. Hep birlikte hatıra fotoğrafı çekilirken bu an ölümsüzleştirilmiş, uzlaşının-barışın ve birlikte ortak çalışmanın adımları Başbakan Binali Yıldırım'dan sonra ilk kez 'bakan düzeyinde yayılarak devam etsin' mesajı verilmişti. Kocaoğlu bu diyalog ortamında Özhaseki ile iletişimini soranlara 'bende ayrı bir yeri var' derken Özhaseki de 'yıllardır birbirimizi tanıyoruz' yanıtını verdi. Karşılıklı İzmir için atılan bu adımlar siyasi çıkarlara kurban gider mi bilinmez ama kentin önünde çözülmesi gereken meseleleri ortadan kaldıracağı da kesin gibi görünüyor.
Bu arada Bakan Özhaseki'nin gelişinden sadece Kocaoğlu memnun kalmadı. AK Partili belediye başkanları ile Çeşme'de sabahın erken saatlerinde kahvaltıda bir araya gelen bakan kapalı toplantıda önemli mesajlar vermiş. Yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı iken 'büyükşehirden yeterli hizmet alamıyoruz' diye yakınan İzmir'deki AK Partili 7 belediyeyi Türkiye'nin farklı illerinden güçlü, mali yapısı iyi belediyeler ile kardeş yapan Özhaseki konuyu unutmamış. Önce başkanları dinleyen Özhaseki telefonu kaldırarak karşısındaki başkana 'İzmir'deki kardeşinize sahip çıkıyor musunuz' sorusunu yöneltmiş. Tabi ki verdikleri sözlerin unutulduğunu, araya karıştığını sanan başkanlar temiz bir fırça yemişler. İzmir'deki belediyelere derhal destek olması talimatını veren Özhaseki hepsine birer proje sözü almış. Ayrıca kendi bakanlığının yetkisinde olan çöp konteynırı, süpürge, çöp ve hafriyat araçları ve iş makinesi taleplerini ise anında çözüme kavuşturmuş. Son olarak Özhaseki'nin başkanlara Kayserili önerisi ise; 'mali yapınızın dengesini koruyarak borçlanmadan korkmayın. Borç yiğidin kamçısıdır. Yeter ki vatandaşa hizmet gelsin' olmuş.
NOT 1: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Karabağlar'da başlattığı ve bizzat Özhaseki'nin alanda inceleme yaptığı 102 hektarlık ilk etapta arazilerin sahipleri konuşulmaya başlandı. Dönüşüm alanında oldukça fazla mülkü bulunan AK Partili İşadamı Selim Gökdemir'in olası 'şaibeli' duruma karşı süreçle ilgili bir açıklama yapması gerekiyor.
NOT 2: Bakan Özhaseki'nin programın ikinci gününde Gazeteci Erol Yaraş'a ait yelkenli tekne ile açıldığı denizde ortaya çıkan 'Ildır Körfezi özel çevre koruma bölgesi' projesinin de iyi anlatılması gerekiyor. Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak'ın sponsorluğunda resif ve koruma alanlarının oluşturulacağını öğrendiğim çalışma 'zengin işadamlarının zıpkınla balık avlama' projesi olarak kamuoyuna yansıyor.