Darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY ile yoğun mücadele döneminde bir süre gündemden düşen kamuoyuna göre 'başkanlık' düzenlemeye göre de yeni 'cumhurbaşkanlığı sistemi' önümüzdeki günlerde meclise gelecek. AK Parti ile MHP'nin üzerinde büyük oranda anlaştığı metnin TBMM gündeminden önce komisyonlarda tartışılması bekleniyor. Mevcut durumda Anayasa değişikliğinin nasıl yapılacağı, kaç milletvekiline ihtiyaç olduğu açık ve net. Yani, değişiklik için 330 milletvekiline ihtiyaç var. Rakamlara göre TBMM'de AK Parti'nin 317, MHP'nin 39 sandalyesi bulunuyor. Meclis başkanı oy kullanamadığından 330'a ulaşmak için 14 milletvekilinin oyuna ihtiyaç var. Gizli yapılacak oylama öncesinde MHP'nin şimdiden 5 milletvekili 'hayır' kararını açıkladı. Genel kanaat, AK Parti'nin bu süreçte MHP'de fireler olsa da amacına ulaşacak desteği kesin olarak alacağı noktasında duruyor.

Bu süreçte önemli olan, meclisteki oylama sonrası iki siyasi partinin metni TBMM'den geçirdikten sonra Cumhurbaşkanının da onayıyla referanduma götürmesi. Nisan ya da Mayıs aylarında yapılması düşünülen referandumda 'evet' diyenler ile 'hayır' diyenler süreci yeni bir boyuta götürecek. Sürecin başında 'mecliste ne dersek, sahada da onu deriz' diyerek referandumda 'evet' mesajı veren Bahçeli ve A takımının en önemli argümanı alandaki hakimiyeti. Şimdiden hazırladıkları taslak metin üzerinden çalışmalara başlayan MHP kendi yönetim kademelerine ve seçmen kitlesine mesaj vermeye hazırlanıyor. Hafta sonu MHP'nin üç genel başkan yardımcısı İzmir'e gelerek tura çıktı. Bunlardan birisi olan akademisyen kökenli Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya ile durumu Egedesonsöz ziyaretinde de konuştuk. Karakaya işlerinin gerçekten kolay olmadığını söylüyor. Cumhurbaşkanlığı ve parlamenter sistemi değiştirmeye karar veren Erdoğan'ın yanında neden durduklarını izah etmek zorunda olduklarını da biliyor. MHP'nin buradaki en büyük silahı Anayasa'nın değiştirilmeyecek ilk maddeleri. Burada AK Parti'ye destek vererek 'metin üzerinde daha fazla oynanmasına engel olduklarını' dile getiriyor. Ayrıca Cumhurbaşkanının Anayasa'dan gelen 'sorumsuzluk' ve 'yargılanması' konularında da müdahale ettiklerini söylüyor. AK Parti ve Erdoğan sıkıştığında da yardıma koşan bir MHP algısından da rahatsızlık duyduklarını ifade ediyor. Yani geçmişte CHP ile birlikte referandumda koydukları tavır ile de eleştirildikleri için 'ne İsa'ya yarandık nede Musa'ya' durumunu anlatıyor. MHP'nin bir diğer argümanı da tıptı geçmişteki 367 sürecinde olduğu AK Parti'ye destek vererek olası bir erken genel seçim kararında devre dışında kalmamaları. Anayasa değişikliğinin önünde CHP gibi karşı durmaları halinde ülkenin seçime gideceğini, bunun da kendilerini parlamento dışına itebileceğini meselesi var. Bu arada MHP içinde geniş kitlelere hitap eden genel başkan adaylarının FETÖ ile dibe gömüldüğü kanaati de var. MHP bu süreçte AK Parti'nin yanında durarak 'uyarı-emniyet sibobu' görevini üstlenecek. Bunu da hem kendi partisine hem de seçmen kitlesine uzun uzun anlatacak.

Gelelim bu süreçte en fazla sesi çıkan parti olan CHP'nin durumuna… Parti son yapılan milletvekilleri ve PM toplantısında Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan'ın sunumuyla resmen saha çalışmalarına başladı. Bu kapsamda parti örgütlerine broşürler ve duyuruların gönderilmesi için hazırlıklar tamamlandı. CHP referandum sürecinde mitingler ve geniş toplantılar da yapmayı planlıyor. Bu konuda en büyük argüman ülkenin bölünme tehlikesine vurgu yapılması. CHP, sahada hem MHP'nin seçmen tabanına hitap edecek hem de kendi doğrularını ortaya koyan bir sistem çalışması yapacak. Çünkü MHP tabanının olağanüstü kongre süreciyle dağılan kafası çok karışık. Bu da CHP için referandumda bir avantaj olacak. Vatan, millet, bayrak ve devlet gibi kavramların CHP kampanyasında da kendisini belirgin bir şekilde göstermesi bekleniyor. Bu arada CHP kendi açısından önemli bir hamle yaptı. Parti içi muhalefetin de etkisini kıracak bir şekilde eski Genel Başkan Deniz Baykal'ı bu süreçte öne sürdü. Baykal'ın daha önce 1 Mart tezkeresindeki duruşu, birikimi ve hitabeti gibi nedenlerle tercih ettiği belirtiliyor. HDP ise aynı şekilde parti yöneticileri ve milletvekilleri cezaevinde olsa da aynı noktada duruyor. Doğu ve Güneydoğu dışında büyük illerde Haziran seçimlerindeki yükselen grafiği düşen HDP'nin belediye destekli kampanyalarına da 'kayyumların' tamamen darbe vurması bekleniyor.

Kısacası MHP'nin desteğini alan AK Parti meclisten Anayasa değişikliğini rahatlıkla geçirse de referandumda işi zor. Terör kıskacı ve savaş tehdidi gibi nedenlerle hem içeride hem dışarıda mücadele eden Türkiye'nin bir de sistem değiştirme çalışması halkta nasıl karşılık bulacak baharda göreceğiz.