'Bey amca, sen hiç merak etme. Allah'ın izni ile yarın Bismillah deyip işe başlayacağız. Bundan sonra işimiz Yunan ile uğraşmak olmalıdır. Milleti hep eşraf aldattı. Yoksa biz şimdiye kadar hiç durmazdık. Bize yalnız silah, cephane ve zabit ver. Nasıl emredersen senin sözünü tutacağız'
Yıllarca ev, köy basan ve fidye için adam kaçıran eşkıyalar ve zeybekler, Yunan işgalinin ardından bir dönüşüm içerisine girerler.
Ordusu darmadağın edilmiş bir milletin topraklarına yabancı ülkelerin askerleri elin kolunu sallayarak girmişlerdi bile. Ne olursan ol, kim olursan ol. İnsanın kanına dokunur. Zeybekleri işgalcilere karşı birer savaş makinesine döndüren şey de bu olur.
Yunanlılar ise elini kolunu sallayarak ilerliyordu. 'Turistik gezi' dedikleri işgal serüveninde ilk şok etkisini Aydın ellerinde zeybeklerden alacaklardı.
RAMAZAN TOPUNU YUNAN ASKERİNE ATTILAR
Aydın bölgesinde direniş yanlısı, silah bırakmayan yurtsever askerler ile zeybekler arasında işgale karşı ortak direnme noktasında bir karar alınır. Karar Sultanhisar bölgesinde hemen icra edilir.
Yunan işgaline karşı ilk sivil sivil direnişin örgütlendiği Malgaç baskınında onlarca Yunan askeri öldürüldü. Karakol ele geçirilerek içindeki cephaneler ve erzaklara el konuldu. Yunan askerleri işgal edilen Aydın'a geri dönmek zorunda kaldı.
''Bir akşamüzeri orucumuzu bozabileceğimizi haber veren ramazan topu atılırken, iki Yunan askeri yaralanmış. Olay, büyük bir heyecanla duyuldu. Herkes Yunan subayının bu duruma kızıp, birilerinden bunun acısını çıkartacağını, intikam alacağını düşünüyordu. Askerlerin yaraları kısa zamanda iyileşmiş. Yaraları hafif olduğu için olacak Yunan subayı bu olayın üstünde durmamış… Yine bir sabaha karşı sahurun bittiğini bildiren top atıldı. Biz öğle sandık. Top sesiyle birlikte çat, pat güm diye silah sesleri duyuldu. Sesler Atça tarafından geliyordu. Bu sahur topu değildi, bir çatışma olmuştu. Fakat silah sesleri, yaz yağmuru gibi çok kısa sürmüştü. Biz kulak kabarttık ama tek tük silah sesinden başka bir ses duymadık… Ertesi günlerde öğrendiğimize göre, o gün sabaha karşı Yörük Ali 60 kızanıyla Sultanhisar'ın doğusundaki Malgaç Köprüsünde bulunan Yunan karakolunu basmış'
Yörük Ali Efe, 1945 yılında verdiği röportajdan:
'57. Tümen bozulmuştu. Çine'de gelen cavura karşı bir mukabele hareketinin tasarlandığını duymuştum. Haberleştik, bu arada Tümen Komutanı Şefik Bey'le de konuştum, bu mukavemete katılacağımı söyledim. Henüz Osmanlı kuvvetleri takatten düşmüş değildi. Onlardan da istifade edecektik. Bu sırada Aydın işgal edildi. Göçler başladı, tedhiş arttı. Bir kahpeliğe kurban gitmeyelim diye az çok çekiniyorduk. Köylüler istisnasız mukavemet taraftarı idiler. Fakat bunlara rağmen bir kancıklık mümkündü. Hareketlerimiz hükümeti kuşkulandırmasın, düşman süratle üstümüze gelmesin diye çok ihtiyatlı hareket ediyorduk. Sonra sular duruldu. Kararı verdik, kızanları topladık, istilaya karşı Aydın Dağları'nda zeybek bayrağı açtık. Başlangıçta 5-6 kişi vardı. Sonradan çoğaldık. Bunların içinde sütüne, namusuna güvendiğim kızanlara vazifeler vermeye başladım… Baltaköy kadınları o günlerde bize çok yardımlarda bulundular. Hele İmamköy'lü Çete Ayşe, bir zeybek kadar çalıştı'
Hacı Şükrü Bey'in anlatımları:
Nazilli Jandarma Tabur Komutanı Yüzbaşı Nuri, Mülazım Mustafa Beyler bilfiil benimle çalıştılar. O zaman Tümen komutanı olan Şefik Beyin müzaharetine nail oluyordum. Bilvasıta evvela namdar ve seci Yürük Ali Efe ve Kıllı Hüseyin Efe ile tanıştık. Ve her iki Efe'nin 38 kişilik maiyyeti ile Sultanhisar Baskınını yaparak Yunanlıların 60 kişilik bir müfrezesini kamilen imha eyledik. Sonra Mestan Efe ve Kara Durmuş Efelerle Umurlu köprüsünü dinamitle attık. 21/22 Haziran gecesi Çerkesköy ve Yeniköy baskınlarını yapmıştık. Kara Durmuş Efe, şehit Mülazım Mehmet bu baskında büyük yararlılıklar gösterdiler. 23 gecesi Erbeyli baskınını yaptık.
BASKINDA HERKES ZEYBEK KIYAFETİ GİYDİ
Malgaç Baskınında efeler, askerler ve köylüler bir olmuşlar ve hepsi de zeybek kıyafeti giymişlerdir. Baskına, Yörük Ali Efe, Gurbetin Ali Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe, Habibin Ali Efe, İsabeylili Ese Efe, Kınalı Dokuz Efe, Atçalı Arap Şükrü, Kozalaklı Mehmet Efe, Parmaksız Hasan, Yüzbaşı Çerkes Ahmet Bey, Teğman Zekai (Kaur), Mendireli Kör Ali, Çilingirin Mustafa, Soğancılarlı Kara Memet, Pekmezcinin Ahmet, Direcekli Tevfik, Dallıcalı Mehmet, Çine'nin İbrahim Kavağı Köyü'nden Tahtacı Memiş,Asteğmen Necmettin (Aydınalay), Giritli Memduh Bey, Güvendikli Mehmet Ali, Aşık Mehmet, Gülbayram, Hasan Bey, Akbaş Memet, Sinan'ın Ahmet, Hacı Mehmet'in Hafız, Mesutlulu Durmuş Ali, Ovacıklı Çolak Süleyman, Kuruköy'den Yiriğin Ali, Sarıoğlu Köy'ünden Arap Ali, Çine Jandarma Bölüğü'nden terhis edilen Ramazan Onbaşı, Evciler'den Şeytan Ahmet, Mollaların Hidayet, Sağırın Mehmet Ali, Tevfik Bey, Hüseyin Bey, Horzumoğlu Mustafa Onbaşı, Koç Alilerin Halil, Esenlerin Durmuş, Halil Çavuş, Sarı Hüseyin, Kasap Mehmet, İbrahim Çavuş, Çine Yağcular Köyü'nden Yağcıların Kör Ahmet, İğ Kuruk Mustafa, Aksekili Hacı Abdurrahman Oğlu Deli Mehmet, Deirecikten Taşçı Alisi, Kütahyalı Recep Çavuş, Tombalağın Memet, Bacakoğlu Hasan, Koca Ali Ahmet Çavuş, Asaf Gökbel, Kıllıoğlu kızanı Kuruköylü Ahmet, Çine'nin Evciler Köyü'nden Sağırın İbrahim, Kazancılı Çolak Koca Ahmet, Koca Ali Oğlu Ahmet Çavuş, Arif, Osman, Şakir, Dayı katıldı.