Özdere'de

Gün yakamozu vurmuş uzun bir deniz.

Hüzün pişiriyor dalgalar

Sisam'ın Dağları bulut kıvamında bulanık.

Gecenin iki ucunda ve denizin iki yanında yaşam tenhalığı

Mevsim soğuk sabahları muştuluyor.

Dalgaları seyrediyorum.

Göçmen cenazesi yıkayan damlacıklar sıkılıyor utancından

En çok kara gözlü çocuklar takılıyor yakamoz yığınına

Şehrin trafik lambaları diziliyor sahil boyuna.

Her kırmızı ışıkta dilenen genç kadınlar ve soğuğa direnen çocuklar.

En çok çocuklar uzatıyor masum ellerini.

Ve en çok onlar maruz kalıyor camdan yansıyan asık suratlara.

Suriye'de neler oluyordu, neler oldu dan önce.

Hangi vicdan yaraladı kara gözlü çocukları.

Hangi vicdan asfaltladı mermi yolunu.

İşte şimdi tamda empati zamanı

Paris'te, Sofya'da. Budapeşte'de.

Türk çocukları takılmış kırmızı ışıkların peşine

Gözlerinde korku tarlalarında yetişen acı parlaklık

Beynimizi yoran O acı aylaklık.

İtiraz edememiş yüreklerin acısı

Ve isyan çığlıkları kurumuş gözlerinde

'sen hiç savaş gördün mü?'

Sen hiç savaş gördün mü ey ahmaklar ahmağı

Kimle kimin için

Bir namuslu kavgamı var ortada gözü kapalı dalınan

Hak edilmiş bir ekmek mi alınan

Hep böyle kalacak sanırsınız

Aldanırsınız.

Ülkende bir derin sessizlik

Be adam be kadın be insan

Her yanın sarılmış bağlısın

Hak etmediğin özgürlüğün son kırıntılarını yemektesin

Fark et artık fark et.

Çark et ataletinden

Daha nasıl söyleyeyim bilmem ki

Uyan uyan uyan……

Savaş kapıda

Bizim olmayan savaş kapıda

Bizim için yapılmayan savaş kapıda

Memleketi..

Memleketleri..

İradesizler batırır..

Özgürlük yoksa dinde yoktur namusta

Savaşlar özgürlüğün boğazlanmış halidir.

Savaşlar, bir insan vebalidir….

Eski bir şiir güne uygun


SATIR ARALIKLARI

Bütün satır aralıklarında seni buluyorum

Gözlerimin rengindesin çoğu kez

Göz kapaklarıma yaslanıyorsun

Sabahlıyorum

Mavi bir denizsin penceremde

Bir şehri terk ediyorsun yalnız

Hüzünlü çocuksun parksız bir köyde

Çikolatayı tanımamışım daha

Savaşların oyun olmadığını öğreniyorsun

Geceyi korkularında tanıyorsun

Geceyi cebine koymuşsun

Büyüyünce kullanmak üzere

Bütün satır aralıklarında seni buluyorum

Başında orta çağ aylaklığı

Sırtından hançerliyorsun kapkara

Sığınmaların yaşamak için

Bir tek kendine sığmıyorsun

Satır aralıklarında

Ağlıyorsun