Bilir misiniz?
Milattan önce 500’lü yıllarda yaşamış...
Çinli filozof Konfüçyüs...
Taaa, o zaman diliminde...
“Bilge İnsan”ın tanımını şöyle özetlemiş:
“Bilge, üç bakımdan diğer insanlardan ayrılır...
Uzaktan görüldüğünde ciddi ve ağırbaşlı...
Yanına yaklaşıldığında nazik ve cana yakın...
Konuştuğunda ise görüşlerinde kararlı...”
Üstelik kaç yaşında olursa olsun!
***
Bilir misinizdir ki...
İzmir’de “bilim ve bilgelik” adına...
Yepyeni...
Bir “heyecan kasırgası” yaşanıyor...
Daha doğrusu…
“Hayat Boyu Öğrenme”nin yeni adresi...
Bu güzel kentin gözbebeği...
“İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü”nde hayat buluyor...
Hikayesi ise…
Bu kadim kente…
İzmir’e öyle yakışıyor ki…
***
“Bilgelik Akademisi”…
(*) Hasbelkader bir “yakıştırma” unvan değil!
Çizmeyi aşmazsak eğer…
Şunu demek istiyoruz…
İnsanoğlu hayat boyu “öğrenmenin” peşinde koşar…
(Tabii, tembel değilse…)
Ve…
Türkiye’nin ufku hep açık olmuştur…
An itibarıyla…
Bu güzel ülke…
131’i Devlet…
78’i özel ve vakıf olmak üzere…
Toplam “209 üniversitesi” ile gurur duyuyor…
Yenilerine ise yol hep açık…
En önemli ayrıntı şu:
“Üniversite’den mezun olunca öğrenme bitmiyor!”
Daima… Sürekli… Tükenmez bir enerjiyle…
Öğrenmenin peşinde koşmak zorundayız…
İşte, o yeni adresin şimdi kapısını tıklatıyoruz…
***
Yüksek eğitim söz konusu olunca…
İzmir’in “gurur adresleri”nden biri de…
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü…
Bu üniversiteyi anlatmak yerine…
“İzmir ve Ege ne kadar şanslı…” demek bile yeterli…
Neden böyle diyoruz?
Çünkü…
Bir üniversitenin en temel misyonu…
Bireylerin hayatlarına dokunarak…
Onlara bilgi ve beceri kazandırmaktır…
Ne var ki…
Artık dünya değişiyor…
Bu misyon, sadece lisans, lisansüstü…
Ya da…
Doktora düzeyindeki öğrencilerle sınırlı olamaz…
Eğer…
“Bilgi transferi…”
Toplumun her kesimine yayılırsa…
Kalplerde bayram havası eser…
“Öğrenmenin Yaşı Olmaz…” özlü sözüne inanan…
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü…
Şimdi…
“Bilgelik Akademisi”ni yaratmanın mutluluğunu yaşıyor…
***
Harika projenin yaratıcısı…
Yüksek Teknoloji’nin Enstitüsü’nün Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran…
Rektör Hoca’ya sorarsanız…
Türkiye’nin gözbebeği “Yüksek Teknoloji” gibi bir üniversite…
Sadece…
Lisans, lisansüstü ve doktora eğitimleri sunmakla yetinebilir miydi?
Nitekim…
O bilim kenti…
Lise öğrencilerine konferanslar ve seminerler vermeye başladı…
“Yetmez…” dediler…
Çocuk Bilim Şenlikleri yarattılar…
Ardından…
“Lise Bilgilendirme Kampları” doğdu…
İYTE Çocuk Üniversitesi ile…
Bu yolculuk derinleşti…
Artık…
“Yüksek Teknoloji”…
Bu kentin çocuklarını…
Küçük yaşta bilim ve teknolojiyle tanıştırmaya başladı…
Koca üniversite “Yetmez” dedi…
“Bilim Tohumları Projesi” ile…
Özellikle kırsalda yaşayan çocukların…
Teknolojiye ve bilime erişimlerini artırmaya başladı…
Ve…
“Öğrenme Aşkı”nda son nokta…
Türkiye’nin gözbebeği İYTE…
Bir kez daha…
Şaşırtan bir proje karşımızda:
“İYTE Bilgelik Akademisi” hayata geçirildi…
Bir benzeri bile yok…
Özellikle 50 yaş ve üzeri İzmirlilerin…
Bilimle buluşmasına imkan tanıyan çağdaş bir model…
Hem de…
“Yüksek Teknoloji”nin…
Uzman öğretim üyeleri tarafından…
Bilim adına ve büyük bir aşk ile…
İYTE’nin…
Rektör danışmanımız Doç. Dr. Dikmen Yakalı’nın katkılarıyla…
Programda neler yok ki?
Bilginin gücü… Yapay zekâ… Robotik… İklim değişikliği ve değişen dünyada çevre… Kritik hammaddeleri yeşil yöntemlerle geri kazanma… Işık bilimi… Teknolojide gelişmeler…
***
İzmir’i gururlandıran 32 yaşındaki İYTE’nin yarattığı…
“Bilgelik Akademisi”…
Yaşı ne olursa olsun…
Öğrenme aşkıyla dolu İzmirliler için…
Eşsiz bir buluşma noktası…
Öyle ki…
İlk mezuniyet töreninde…
İleri yaş öğrencilerinin sevinci ve gururu…
Söz konusu projenin ne kadar “doğru”…
Bir o kadar da “alkışa layık” olduğunu kanıtlıyordu…
“Bilgelik Akademisi”…
Belki bugün için heyecan veren bir adımdı ama…
Aynı zamanda…
Topluma “ilham” veren birer “örnek” oluşturdular…
***
Bitiriyoruz…
Neyle?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün…
“Millete Efendilik Yoktur, Hizmet Etmek Vardır” sözüyle…
Çünkü…
İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi…
Özel bir projeyi hayata geçirirken…
Aslında “devrim” niteliğinde adımla…
Türkiye’nin yarınlarına imza atıyor…
Rektör Prof. Dr. Yusuf Baran’a gelince…
O’nun şu söz demeti…
Bu ülkede herkesin kalbine dokunacak kadar eğitim aşkıyla dolu:
“Bu milletin ve devletin geleceğini inşa edecek bireyleri yetiştirme yolunda yürüttüğümüz tüm projeler, bilgi temelli bir topluma katkı sağlamak içindir... Bilgelik Akademisi, bu misyonun başarılı bir örneğidir ve gelecekte çok daha fazla bireye dokunmaya devam edecektir…”
“Hayat Boyu Öğrenmenin Türkiye’deki yeni adresi kutlu olsun…”
Nokta…
(*) Hasbelkader: “Rastlantı sonucu olarak, rastlantıyla…”
Hamiş 1: Merak etmişsinizdir; Bilgelik Akademisi’nde eğitim süresi ne kadar diye… İki ay sürüyor; haftada bir gün sınıftasınız…
Hamiş 2: İYTE Bilgelik Akademisi’ndeki eğitimleri işte bu öğretim üyeleri veriyor… Onları alkışlar mısınız? “Prof. Dr. Canan Varlıklı, Prof. Dr. Alper Baba, Prof. Dr. Cem Çelebi, Prof. Dr. Şeniz Çıkış, Prof. Dr. Tolga Ayav, Prof. Dr. Can Dede, Prof. Dr. Mustafa Demir, Prof. Dr. Orhan Gündüz, Doç. Dr. Dikmen Yakalı, Doç. Dr. Şükrü Güleç, Doç. Dr. Haktan Karadeniz, Dr. Öğr. Üyesi Şerife Ayaz Güneri ve Dr. Yasemin Özcan Gönülal… Onları alkışlıyoruz…”
Sonsöz: “Bilginin sonu olmadığı gibi öğrenmenin de bir yaşı yoktur… (Ben yaşlandım, artık hafızam almıyor, öğrenemiyorum!) gibi sözler doğru değildir… Yeter ki, ehline gidip ondan ilim alma ve öğrenme isteği olsun... Talep edip bir şeyler öğrenen kimselerin ufkunun genişleyeceğini, öğrendiklerinden hayatının sonuna kadar yararlanacağını unutmayın…”