'İzmir modelini Türkiye'ye taşıma kararlılığımız var!' Egedesonsöz Genel Yayın Yönetmeni Fatih Yapar'a konuşan Alaattin Yüksel büyük hedefi bu sözlerle açıklıyor. Hadi bakalım, kolay gelsin!
'İzmir modelini Türkiye'ye taşımak!' Ne kadar heyecan verici ve etkileyici bir fikir, değil mi? Neresinden bakarsanız bakın, iyi bir fikir…
Heyecanlanmıştım. O heyecanla ben de koşa koşa gittim, İzmir modelinin bir ucundan tutup Türkiye'ye taşımak için… Hayal bu ya!..
Koşa koşa gitmesine gittim de, benden başka koşan olmadığını fark edince tuhaf oldum, yanlış yöne mi koşuyordum? Panik halinde, İzmir modelini oluşturan ekibe dahil olduğunu düşündüğüm eşe dosta sormaya başladım; Haydin, gün bu gün, İzmir modelinin bir ucundan tutmaya gitmiyor muyuz?
Kime sorsam suratıma tuhaf tuhaf bakıyordu… 'E, duymadınız mı, İzmir modelini Türkiye'ye taşıyacakmışız?' diye üsteliyordum… Yine kimsede tepki yoktu. Hani, İzmir'in bir başarı hikayesi vardı… Herkes boş gözlerle bana bakıyordu. Nihayet bir dost dile geldi ve; ' Yahu, sen saf mısın, siyasetçi bu, söyler… Senden zaten siyasetçi olmazmış, iyi ki istifa ettin!' dedi…
Böyle hayal ettim. Fakat gerçekten bu modelin bir ucundan tutmak için sokağa çıkacak olsaydım, karşılaşacağım manzara pek farklı olmayacaktı. Çünkü bu modelin o çevrelerde bir kere bile konuşulduğuna tanık olmadım.
Sadede gelelim. Evet, İzmir'in bir başarı hikayesi var; Nedense bunun bir model olduğunu pek bilen yok. Hatta hiç bilen yok. Ya da ben rastlamadım. Bu durumda iki ihtimal var; İzmir'in bir model geliştirdiğini bugüne kadar sır gibi sakladılar veya böyle bir şey yok. Fakat daha ilginç olan, koskoca şehirde bir model ortaya çıkıyor ve insanlar bunu hissetmiyor. Belki de Büyükşehir Belediyesi yaptığı işin içinde insan tasavvur etmekten hoşlanmadığından, fark edemedik. Bu yüzden değil mi, oraya buraya, 'içinde sen varsan güzel!' yazıp duruyorlar. Yalnız, Mezarlıklar Müdürlüğü'nün tam kapısının önüne 'İçinde sen varsan güzel' yazan o koca panoyu koymaları hoş olmamış.
Çevre ilçelerde tarımın desteklendiğini biliyoruz. Köy yolları yapıldı. Alt yapı hizmetleri sürüyor. Ulaşım sorunuyla mücadele kesintisiz sürüyor. AB İzmir'i model şehir olarak seçti. Akademi Akdeniz, iyi işler yapıyor mu, bilemem ama güzel toplantılar yapıyor. Yeni fuar alanı hizmete girdi. Kentsel dönüşüm çalışmaları başladı. Uzun bir ayrılıktan sonra teleferik yeniden hayatımıza girdi.
Ulaşımda çok sorun olduğunu ve altyapı hizmetlerinin yetersiz olduğunu biliyoruz. Bir de, şehir gerçekten çok pis.
Neyse, bütün bu işler olup biterken aynı zamanda bir model oluşturulmakta olduğundan haberimiz yoktu. Nasıl olsun, bu yapılanlar rutin hizmetler! Kimi iyi, kimi yetersiz, kimi kötü yapılan hizmetler… Buradan nasıl olacak da bir model çıkacak, hiç değilse topluma izah edilmeli. Yoksa İzmirliler bu modele dahil değil mi? Öyleyse bilelim de kendi kendimize gelin güvey olmayalım.
Ayrıca, gerçekten bir model üzerinde çalışılıyorsa, benim gördüğüm ciddi bir handikap da, bu çalışmaları sürdürenlerin Tunç Soyer'in yaptıklarından bihaber olmaları… Ya haberleri yok, ya da haberleri yokmuş gibi yapıyorlar. Oysa Seferihisar'da gerçekten bir model ortaya çıkarmak için onca imkansızlığa rağmen Tunç Soyer varını yoğunu ortaya koyuyor. Tunç Soyer'in ön saflarında yer almadığı bir modelin varlığına kuşkuyla bakmak gerekir.
Yok, modelden kastedilen, yerel yönetimlerin yaptıkları ettikleri değil de, İzmirlinin son 15 yıl zarfında ortaya koyduğu kararlı politik tutum ve bu tutumun bir başarı hikayesine dönüşmesi ise, kimse o direnişin üstüne oturmaya kalkışmasın. O direniş CHP'ye rağmen sürmüştür. CHP'nin bezdirdiği toplum, AKP'ye oy vermemek için gerçekten çok direnmiştir.
Sonuç itibarıyla, bu gizli kalmış modelin bir an önce toplumla paylaşılmasında yarar var. Bakarsınız, katılımcılık ilkesinin de önü açılır. Sonra, ne bileyim, belki çoğulculuk ilkesiyle de ilgili bir şeyler vardır bu modelde. Ya da kentsel özerklikle ilgili bir şeyler…
Gerçekten ortaya bir model çıkıyorsa, bu şehrin insanlarının o modeli bilmeye hakkı var. Kapalı kapıların ardında, 'sen, ben, bizim oğlan' yürümez bu işler.