Korkunç haberi, yüreklerimizi yakan gelişmeleri duymadan birkaç saat önce Tarihi Havagazı Fabrikası'nda 87. Kez toplanan İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu'nda idik…

Kurul Başkanı Sıtkı Şükürer, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in açış konuşmasından sonra İzmir Ekonomik Çalışmalar Komitesi Üyesi Muhittin Bilget'e söz verdi. Bilget, Dünya, Türkiye ve İzmir ekseninden sıkı bir değerlendirme yaptı, ekonomik göstergeler malum. Sorun CoronaVirüs'ü sonrası dünyanın ve bizim ekonomimizde olası değişikliklere hazır olup olmadığımız…

Bu yazıyı gündemin ikinci maddesi nedeniyle kaleme almaya karar verdim. Çünkü ikinci maddede İzmir Tanıtım Vakfı Genel Müdürü Güven Eken'in yaptığı, İzmir Turizm Stratejisi ve Eylem Planı başlıklı sunum vardı.

Enteresan bilgiler edindik, sonunda biz de düşünce ve önerilerimizi sunduk.

Aldığımız ilk not, 'İzmir'i en çok hangi ülkelerin vatandaşları tercih ediyor?' sorusunun cevabı idi. Sırasıyla en çok gelenler, Almanya, İngiltere, Hollanda, İran, Fransa, Belçika, Polonya, Yunanistan, Rusya ve Ukrayna yurttaşları. İran'ın dördüncü, Yunanistan'ın sekizinci sırada olması şaşırtıcı geldi bana… 'Geliş nedenleri?' sorusunun cevabı bilinmedik değildi: Eğlence, Tarih, Kültür ve Doğa

Türkiye'ye geçen yıl 51,7 milyon yabancı gelmiş ama bunların gerçek turist olanları 39 milyonlarda. Aradaki farkın nedeni çalışmak için Türkiye'ye gelenlerin sayısı oluşturuyor. İzmir'in 2019 verilerine baktığımızda ise turist sayısı: 1,9 milyon, turizm gelirinin, 1,2 milyar dolar, turist başına harcama: 649 dolar. Güven Eken dostumuz sunumunu yaparken İzmir'e gelen turistlerin kişi başına daha çok harcama yaptığında hem fikir olduk masada dinleyenler arasında. Sonra da dile getirdim zaten bu düşüncemi.

Hem Eken, hem de değerlendirmeler yapan Başkan Tunç Soyer, 2024 yılına kadar İzmir'e gelen turist sayısında4 milyon kişiye ulaşmayı hedeflediklerini söylediler. Kuşkusuz çok iddialı bir hedef. Ama tutarsa İzmir'de çok şeyin değişeceği de kesin.

***

Şimdi sizlerle Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı swot analizini paylaşmak istiyorum. Bu aynı konuda benim son 20 yılda izlediğim 8. Swot analizi. Bu türden bilgilerin sık sık güncellenmesinde büyük yarar var. 2020 Şubat ayı itibarıyla İzmir'in turizmdeki hali pür melali şöyle:

GÜÇLÜ YÖNLER: İnsanlık tarihine yön veren birçok yeniliğin İzmir'de doğmuş olması.8500 yıllık tarihiyle güçlü bir tarihsel mirasa sahip olması. Başta Efes ve Bergama olmak üzere birçok arkeolojik kazı alanı ve ören yerine sahip olması. Tarih boyunca farklı kültürlerin bir arada bulunması, çok renkli ve çok katmanlı tarihsel ve kültürel yapısı. Mevcut iki UNESCO alanı ve dünya mirası listesine girmeye hazırlanan özgün alanların bulunması. Başta gastronomi olmak üzere zengin kültürel miras öğelerinin varlığı ve bunların bilinirliğinin artması. Özellikle kuzey ülkelerinden gelen turistler için sıcak ve ılıman Akdeniz iklimine sahip olması. Başta Gediz Deltası ve Bozdağ olmak üzere önemli doğal alanlara sahip olması.629 km'lik bir kıyı şeridine sahip olması. Özellikle Kültür, tarih, arkeoloji, gastronomi eko-turizm türlerine ilgi duyan turistin yoğun olduğu Avrupa kıtasına yakınlığı. Dünyaya açık ve modern bir sosyal yapıya sahip olması. Yeni İzmir Büyükşehir Belediye Stratejisi'nin dünyayla bütünleşmek üzerine bir geniş görüşlülük içermesi. Turizm konusunda faaliyet gösteren köklü kurum ve kuruluşların var olması. Turizm konusunda faaliyet gösteren kurumların eşgüdüm içinde çalışma arzusu. Şehrin Türkiye'deki ilk enternasyonal fuara sahip olması ve fuar geçmişi ve deneyimine sahip olması. Ege bölgesinin tarihten gelen ve doğal bütünleştirici bir odak şehri olması.

ZAYIF YÖNLER: Şehir merkezinin düşük sayıda yatak kapasitesine sahip olması. İzmir genelinde kent estetiğinin istenen düzeyde olmaması. Şehrin destinasyon envanterinin yapılmamış olması ve destinasyonlarla ilgili erişilebilir bilginin yetersizliği. Direkt uçuşlar ve doğrudan ulaşım araçlarının yetersizliği. Önemli turizm alanları başta olmak üzere destinasyonların yönetiminde ilgili kurumlar arası iletişim ve koordinasyonun eksikliği destinasyonların bütüncül bir şekilde yönetilememesi. Dijital dünyada İzmir'in yeteri kadar görünür olmaması. Yurtiçi ve yurtdışında tanıtım faaliyetlerinin yetersiz olması ve İzmir'in yurtdışında bilinirliğinin az olması. Başta rehber ve tur operatörleri olmak üzere turizm sektöründe çalışanların kapasitesinin uluslararası standartları yeterince sağlamaması. Ulaşım ve altyapı sorunlarının yeterince çözülmemiş olması. Şehir merkezinin turizm sektörü ile entegrasyonunun tamamlanmamış olması. İzmir'in doğal ve kültürel zenginlikleri ile diğer turizm değerlerinin İzmirliler tarafından yeterince bilinmemesi.

FIRSATLAR: Yeni oluşturulan Türkiye Turizm ve Tanıtım Ofisi kapsamında turizm ve tanıtıma yüksek bir bütçe ayrılması. Yerel yönetim ve diğer kurumlar nezdinde yabancı ülkeler ve bu ülkelerin kurumlarıyla kurulan ilişkilerin gelişme eğiliminde olması. Dünya genelinde turizm eğilimlerinin İzmir'in güçlü yönleri lehine gelişmesi. İzmir'in yol ve kuşak projesinde özellikli bir konuma sahip olması. Turizm sektörünün Akdeniz ölçeğinde yeni destinasyonlar arayışında olması. Uluslararası ölçekte İzmir'e olan ilgi ve desteğin artması.

TEHDİTLER: Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan düşüş ve turizm sektörünün ekonomik dalgalanmalardan çabuk etkilenen bir yapıya sahip olması. Yerel yönetim ve merkezi hükümet turizm politikaları konusunda yeterince ortaklık bulunmaması. Şehirler nezdinde artan turizm stratejileri ve benzeri faaliyetler neticesinde seçeneklerin ve rekabetin artması. Yerel yönetim kaynaklarındaki düşüş.

İzmir Turizm Tanıtım Stratejisi'nin ana söylemi ise 'Dünya uygarlıklarına yön veren pek çok kavram, düşünce ve yaklaşımının İzmir'den dünyaya yayılmış olması' olarak açıklandı…

Şimdi bu bilgileri sizlerin de değerlendirmesine sunuyorum. Ana söylem ve fırsatlar ve tehditler üzerine o toplantıda yaptığım katkıyı sonraki yazılarımda burada geliştirerek tekrarlayacağım.