Bence Türkiye'nin en büyük sorunu inkar sorunudur.
30 Mart yerel seçimlerinden sonra gerek sosyal medyada gerekse siyasette yapılan yorumlara şöyle bir göz attıktan sonra bu kanaata vardım.
Maalesef ülkenin büyük çoğunluğu genel bir inkar ruh hali yaşıyor…
30 Mart yerel seçimlerinin sonucu objektif olarak yorumlanmaya çalışılırsa ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.
Yerel seçimlerde ortada kabak gibi duran iki başarı ya da zafer varken bu, belli kesimler tarafından inatla görmezden gelinmek isteniyor.
Birinci ve en büyük zafer BDP'nin zaferidir. Buna Kürt milliyetçilerinin ya da PKK'nın zaferi de diyebiliriz.
BDP ya da PKK kendilerinin Kuzey Kürdistan dedikleri Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde, Mardin hariç tulum çıkardı…
Efendim, 'aslında bir çok Kürt tehdit altında oy verdi de, Kürtlerin başka alternatifi yoktu da, aşiretlere oy verildi de, falan fişmekan da!'… Geçiniz.
BDP ya da PKK Güneydoğu'yu haritada kendi rengine boyadı mı boyamadı mı ona bakınız…
Ama bu başarı nedense görülmek istenmez, yok sayılır. Aslında bilinir de şapka çıkartılmaz. Çünkü inkar içinde yaşamak en rahatlatıcı olanıdır. Ama sonuçları bakımından da psikolojide en acı verici olandır. Nitekim inkar ettiğiniz bir durumla geç de olsa eninde sonunda yüzleşmeden gerçekleri kavrayamazsınız. Ancak gerçekleri geç kavramak zaman kaybının telafisi imkansız neticeler vermesi bakımından mutlaka canınızı yakar.
İkinci büyük zafer elbette AKP'nin zaferidir. Türkiye genelinde yüzde 46 oy almak nereden bakarsanız bakın büyük bir başarıdır. 'Ama efendim onlar oyları çaldılar ya da satın aldılar, hile yaptılar, rüşvet verdiler, iktidarın olanaklarını kullandılar, falan da filan!'… Geçiniz.
Adama, 'siz de yolsuzluk, hırsızlık ve anti demokratik diktotoryal uygulamaları yapan, üstelik rezillikleri kasetlerle ayan beyan ortaya saçılan böyle bir iktidarın yönetttiği ülkede, muhalafet olmanın avantajlarını kullansaydınız, daha örgütlü ve sıkı çalışsaydınız' demezler mi?
Ama dediğim gibi 'inkar' etmenin dayanılmaz hafifliliği varken başka bir liman aramaya ne gerek var değil mi!
Bu inkar hali toplumsal histeriye dönüşmeden yapılması gereken en doğru şey gerçeklerle bir an önce yüzleşecek cesareti bulmaktır.
Yoksa bir bakacağız önümüzdeki yerel seçimlerde 'aaaa Güneydoğu'da Kürdistan'ın bağımsızlığı ilan edilmek üzere… Ya da aaaa kadınların başı açık bazı mekanlara girmesi yasaklanmış vs'…
Maalesef gerçekler bazen acı olabilir ama inkar gerçeklerden hem daha acı sonuçlara yol açabilir hem de telafisi daha zordur.
Şimdi yeni lider bulma, kurultaylarda zaman kaybetme, ona buna cevap yetiştirme zamanı değil.
Şimdi gerçeklere göre strateji belirleme zamanı.
Gerçekler ise başta söylediğim gibi kabak gibi ortada:
AKP ülke genelinde yüzde 46.
BDP Güneydoğu'da Kuzey Kürdistan'ı kurma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Bunun dışındaki muhalefet cephesinin iki büyük partisi CHP ve MHP aynı ideallerde asla birleşecek görünmüyor.