İZMİR - CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel tarafından hazırlanan ve 21 milletvekilinin imzalarıyla destek verdiği önergede, Anayasa’da tüketici haklarının korunmasının devleti görevi olmasına karşın, özellikle bankacılık alanında Hükümetin yaşananlara seyirci kaldığını belirtti.
“Türkiye’de bankaların hukuka aykırı uygulamaları nedeniyle halkımız büyük bir mağduriyet yaşamakta, çeşitli adlar altında alınan haksız ücretler nedeniyle açık şekilde sömürüye uğramaktadır” diyen Yüksel, başta kredi kartı olmak üzere, bankacılık işlemlerinden alınan ve ücretlerin bankalar için temel gelir düzeyine geldiğine dikkat çekti. Kredi kartı aidatlarından bankaların sağladığı gelirin 4.5 milyar TL düzeyine ulaştığını kaydeden Yüksel, “Birçok mahkeme kararı ve Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin verdiği binlerce kararla hukuka aykırılığı tespit edilmiş olan bu ücretlerden sağlanan gelir, bankacılık sektörünün yıllık karının yüzde 25’i düzeyindedir. Türk Bankacılık sektörü temel faaliyetleriyle değil, vatandaştan aldığı haksız ücret ve komisyonlarla ayakta durmaktadır” dedi.
Mevduat hesapları üzerinden de haksız bir şekilde “hesap işletim ücreti” alındığını, öğrencilerin burs hesabından bile kesinti yapıldığına dikkat çeken Yüksel, “Bankalar, öğrencilere burs vermek amacıyla açılan hesaplardan bile bu ücreti tahsil etme yoluna gidebilmektedir. Birçok ücret ve komisyonun yanı sıra otomatik para çekme makinelerinde yapılan basit bir bakiye görüntüleme işleminden de ücret alınmaya başlamıştır. İşin vahim tarafı benzer hukuksuz uygulamaların devlet bankaları tarafından da yapılıyor olmasıdır” Nitekim son günlerde Bankaların kredi kartlarını hiç kullanmayanlardan bile ücret talep etmeye başladığı; bazı bankaların kredi kartı borçlarını bildiren, sesli ya da mesajla bildirim sistemini kullananlardan arama başına 5 lira ücret aldığı gibi haberler kamuoyuna yansımaktadır” dedi.
HÜKÜMET VE BDDK SEYREDİYOR
“Nitekim son günlerde Bankaların kredi kartlarını hiç kullanmayanlardan bile ücret talep etmeye başladığı; bazı bankaların kredi kartı borçlarını bildiren, sesli ya da mesajla bildirim sistemini kullananlardan arama başına 5 lira ücret aldığı gibi haberler kamuoyuna” yansıdığını ifade eden Yüksel Bankaların haksız şekilde tahsil ettikleri bu ücretlerin dayanağı olarak müşterileriyle imzaladıkları sözleşmeleri gösterdiğini kaydeden Yüksel, “Bu sözleşmeler Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununa da Banka ve Kredi Kartları Kanununa da aykırıdır. Bu durum üst mahkemeler de dâhil olmak üzere mahkemelerin ve Tüketici Sorunları Hakem Heylerinin verdikleri karlarla sabittir. Nitekim bu haksız ücretlere karşı Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine ve yargı makamlarına başvuran mağdurlar ödemek zorunda kaldıkları paraları geri alabilmektedir. Fakat Türkiye’de yaklaşık 21 milyon kişide, 51 milyon civarında kredi kartı olmasına rağmen Tüketici Hakları Hakem Heyetlerine başvuran kişi sayısı, 2011 yılı verilerine göre 55 Bini dahi bulmamaktadır. Bankaların vurdumduymaz bir şekilde hukuksuzluğa devam etmesini sağlayan da bu durumdur” dedi.
MECLİS SAHİP ÇIKMALI
Yüksel şöyle devam etti: “Sektörde tüketiciler aleyhine büyük bir başıboşluk ve hukuksuzluk hâkimdir. Mevcut kanunlar bankalar tarafından hiçe sayılırken, bu kanunların getirdiği koruma mekanizmaları ise vatandaşlarımız tarafından etkin şekilde kullanılamamaktadır. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu sanki devletin değil bankaların temsilcisi gibi davranmakta, bu düzensizlik ve hukuksuzluk karşısında hiçbir tedbir almamaktadır. Anayasa’ya göre asıl iş hükümete düşmektedir. Fakat Hükümet de BDDK gibi bu hukuksuzluğun devam etmesine ve yoksul halkımızın sömürülmesine göz yummaktadır. Halkın yüce meclisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu konuda üzerine düşeni yapması, kuruluş amaçlarının ve varlık sebebinin doğal gereğidir. Halka ve halkın çıkarlarına, halkın meclisi de sahip çıkmazsa ülkemizin demokrasiyle yönetildiğinden söz etmek mümkün olmayacaktır. Bu gerekçelerle bankaların hukuka aykırı uygulamalarının araştırılarak, tüketici haklarının etkin şekilde korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir meclis araştırması açılmalıdır.”