İZMİR - Başbakan’ın “Eğer Büyükşehir hak ettiği payı almıyorsa, ben bu görevi bırakırım” sözlerine yanıt veren Yüksel, “Başbakan idare etsin. 10 gün için memleket başbakansız kalmasın. 10 gün sonra biz zaten bıraktıracağız” dedi. Başbakan’ın son günlerdeki saldırgan halini değerlendiren Yüksel, “Bu gidişin telaşıdır” diye de ekledi. Başbakan Erdoğan’ın son bir haftadır üslubunu iyiden iyiye bozduğunu vurgulayan Yüksel açıklamasına şöyle devam etti: “Başbakan’ın üslubunun giderek bozulduğunu görüyoruz. Son bir haftadır sarf ettiği sözler bir Başbakan’a yakışmamaktadır. İzmir’le ilgili olarak ne zaman konuşsa ağzından bir hakaret çıkıyor.
Gündoğdu'ya Erdoğan damgası haberi için tıklayın
Başbakan’ın ruh halinin giderek bozulduğunun kanıtı ise, Türkiye’nin en önemli sanayicilerinden İnan Kıraç hakkında sarf ettiği sözlerdir. Bir işadamına “Senin için risk var Türkiye’de” diyen bir başbakan olabilir mi? Başbakan sürekli birilerini tehdit etmektedir. Başbakan’ın bu yaklaşımı Türkiye için çok tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenle, 12 Haziran demokrasi seçimi haline dönüşmüştür.
Başbakan’ın ‘İzmir kör bir ideolojiye teslim oldu’ sözlerini ise, bir talihsizlik olarak nitelendiriyorum. İzmir’de insanlar gidip, özgürce seçim yapıyorlar. Kendisine oy vermeyen seçmeni ‘kör bir ideolojiye teslim olmuştur’ diye suçlayan yaklaşımı anlamak mümkün değildir.
Bu gidişin telaşıdır. Halkın sağduyusu vardır. Halk her şeyi değerlendirir. Kendisine hizmet edene ve çalışana oy verir.
Biz İzmir’e hiç kalemiz demedik. İzmir demokrat İzmirlilerin kalesidir. İzmir demokrasinin, barışın, özgürlüğün kalesidir. Demek ki İzmirliler yaptığımız hizmetlerden memnun. Sen sürekli, İzmir’e hakaret edersen, İzmir sana oy vermez. İzmir muhalif şehirdir, direnişin kentidir.
Başbakan “Eğer Büyükşehir hak ettiği payı almıyorsa, ben bu görevi bırakırım’ diyor. Başbakan idare etsin, 10 gün için memleket Başbakansız kalmasın. 10 gün sonra biz zaten bıraktıracağız.”
“Biz projelerimizi yaparız, yeter köstek olmayın”
Başbakan’ın, ‘İzmir’de kaçak yapılar var’ sözlerini de eleştiren Yüksel, “Bu durumda, Başbakan’ın önce devletin rakamlarına bakması gerekiyor. Kaçak yapıların oranı İzmir’de yüzde 50, Ankara’da yüzde 60, İstanbul’da yüzde 72’dir. Belediye başkanlığını yaptığı İstanbul’da yüzde 72 kaçak yapı bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel dönüşüm planlarını hazırlamıştır. İzmir’de kaçak yapı oranı yüzde 40’lara kadar gerilemiştir. Büyükşehir Belediyemiz, ilk adımını Kadifekale’de attığı Kentsel Dönüşüm Projesi ile kentin yüzde 42’sini yenileyecek. Kentsel Dönüşümü ile ilgili ilk adımın atıldığı Kadifekale’de 42 hektar alanda risk taşıyan 1968 konut yıkılarak, hak sahiplerine talebine göre; konut veya bedel olarak ödenmiştir. 3 proje ise üç aydan bu yana Bakanlar Kurulu’ndan onay beklemektedir. CHP olarak AKP’ye diyoruz ki; Bırakın bizi kendi halimize.. Biz projemizi hazırladık, buna maddi gücümüz de var. Bütün bu projeleri yaparız. Yeter ki köstek olmayın” dedi.
İzmir’in Türkiye’nin en temiz kenti olduğunun altını çizen Yüksel şöyle devam etti:
“Türkiye’de arıtma tesislerinin yüzde 38’i İzmir’dedir. Türkiye’de bu arıtma sistemine sahip bir başka kent yoktur. İzmir’i kendi yönettikleri kentler ile kıyaslayamazlar bile. Büyük Kanal Projesi başarıyla hayata geçmiştir. Körfezi yüzülebilir hale getirmek gibi somut bir iddiamız var.
Sayın Başbakan İzmir’e ‘suyu kim getirdi’ diyor. İzmir’e suyu Büyükşehir Belediyesi getirdi. İzmir susuz kaldığında, ‘arsenikli su’ dendiğinde yüzlerce kuyu çaktı kendi imkanlarıyla. Siz Ankara’ya Kızılırmak’tan su getirmeye kalktınız. İstanbul’da barajlara Karadeniz’den su bastınız. İzmir’de ise, Başkan Kocaoğlu barajdan suyu kendisi getirmek istediği zaman izin vermediniz. İzmirli’de dedi ki; ‘arsenikli su içeriz sana oy vermeyiz’. İzmir’in devlete verdiği 23 milyardır, geri aldığı 457 milyondur. Sayın Başbakan’ın İzmir’e verdiği hiçbir şey yoktur. Büyükşehir’in 3 katrilyon civarında yatırımı vardır. Büyükşehir Belediye Başkanımız, bu rakamları açıkladığımız zaman, başbakan gerçekten görevi bırakmak zorunda kalacak.”
“İzmir Aziz Başkanı’na sahip çıktı”
EXPO 2020’ye yönelik açıklamaya ise Yüksel’in yanıtı şöyle oldu:
“Başkan Kocaoğlu, EXPO çalışması için önümüzdeki günlerde Paris’e gidiyor. Bunu speküle etmenin bir anlamı yok. Başvuru mektubunu götürmemesi de operasyonla bağlantılıdır. Çok haksız bir operasyondur. Bütün İzmirliler tepki göstermiştir. İşçisiyle işvereniyle herkes Aziz Başkanı’na sahip çıktı. Başbakan kıskanmasın. İzmir yerel yönetimlerine güveniyor. Ne yapalım? EXPO 2015’i bize bunlar kaybettirdi. Başbakanın bizzat kendisi sorumludur. Bu sefer kaybettiremeyecek. Zira, CHP iktidarında, Başbakan Kılıçdaroğlu ile birlikte Paris’te gidip EXPO 2020’yi alıp geleceğiz.”