Erkan İyigüngör/Egedesonsöz - Tariş Üzüm Pazarlama Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Tar-Paz) Genel Müdürü Ruhkan Alkan, profesyonel bir anlayışla kurulan şirketin amacının müşteriye sağlıklı ve kaliteli ürün temin etmek olduğunu söyledi. Tariş Ayma’nın eski genel müdürü olan Alkan, “Yaklaşık 53 bin metrekarelik bir alanda dış hava koşullarından etkilenmeyen modern bir tesis kurduk. Sadece üzüm değil, sirke çeşitleri, Antep fıstığı gibi ürünler de portföyümüzde yer alıyor” diye konuştu.
Üzüm Birliği ürünlerinin daha önce Ayma bünyesinde satıldığını fakat istenilen verimin alınamadığını dile getiren Alkan, “Tar-Paz ile birliğimizin ürünleri bünyemizdeki pazarlama birimimizle daha iyi bir bütçelendirme yapısıyla yola çıktık. 3 ay gibi kısa bir sürede Türkiye genelindeki pazarlarda, tüm satış kanallarında ve noktalarda ürünlerin bulundurulması yönünde önemli adımlar attık. Hedefimiz Türkiye’de lider olmak” şeklinde konuştu.
Türkiye’de merdiven altı üretimin önlenmesi gerektiğini ifade eden Alkan, “Biz ve bizim gibi ilkesi önce insan sağlığı olan kuruluşların en büyük problemi denetim sistemindeki eksikliklerle beslenen ve insan sağlığını önemli ölçüde tehdit edecek boyutlara ulaşan haksız rekabettir. Tar-Paz olarak hedefimiz tüketicileri bilinçlendirmek de hedeflerimiz arasında” dedi.
ÜZÜMDEKİ KÜKÜRTE DİKKAT
Üzümün daha iyi, daha sarı görünmesi için bağlara kükürt atıldığını söyleyen Alkan, Atılan kükürdün oranı çok önemli. TSE bu oranlara dikkat etmeden ürünleri onaylıyor. Biz TSE’nin koyduğu sınırın altında kükürtleme işlemi yapıyoruz. Tüketicilerimiz ürünü alırken ucuzluğuna değil kalitesine baksınlar. Yoksa sağlıkları tehlikeye girebilir” ifadesini kullandı.
ÜRETİCİYE DESTEK
Tariş’in üreticiden tüketiciye en kısa yol ilkesiyle yola çıktığının altını çizen Alkan, hükümetin uyguladığı tarım politikalarını da eleştirdi. Alkan sözlerini şöyle tamamladı: “Üzüm altın kadar değerli deniyor. Ama bu fiyat yüksekliği üreticiye yansımıyor, emeğinin karşılığını alamıyor. İnsanlarımız tarımdan koparılıyor. Tarımsal deneyimi olan çiftçilerimiz büyük şehirlerde başka işler yapmak zorunda kalıyor. Gerekli planlamaların yapılması, çiftçimizin emeğinin karşılığını alması gerekiyor. Aksi takdirde ithalata mahkum bir ülke olacağız”