EGEDESONSÖZ- Menderes Belediyesi'ndeki rüşvet iddiaları ile ilgili olarak yeni detaylar ortaya çıktı. Tarafların birbirini suçladığı süreçte savcılığın soruşturma dosyası açtığı, tarafların ifadelerini aldığı öğrenildi.

Menderes Cumhuriyet Savcısı Aziz Kuru'nun polis merkez amirliği vasıtasıyla yürüttüğü tahkikata yansıyan ifadelere göre; dönemin Menderes Belediye Başkan Vekili Erkan Özkan, geçtiğimiz aylarda ismi silahlı saldırıda yaralanması ile duyulan İmar ve Şehircilik Müdürü Sarper Dikmen, Ruhsat Denetim Müdürü Funda Gözen, Başkan Danışmanı Mehmet Zeki Fidandal 'rüşvet almak', Serbest Mimar Merve Boran 'rüşvete aracılık etmek', eylemi ile suçlanırken Menderes eski İlçe Emniyet Müdürü Mümin Tamer Yürükçe ve Belediye Avukatı Mehmet Emin Işık ise dosyada 'tanık' olarak bulunuyor.

Menderes Sancaklı Mahallesi'nde 'Apera Garden' isimli 5 dönümlük arsa üzerine kurulu tesisin imar ve ruhsat koşullarına uygun hale getirilmesi karşılığında kendisinden 250 bin dolar rüşvet istendiğini belirten mülk sahibi Yakup Toprak birçok isim hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Çeşitli ortamlarda ve kamuoyunda isimleri açıklayan Toprak'ın ifadelerinin ardından rüşvet olayında adları konuşulanlar da 'suç uydurma ve iftira' iddiasıyla karşı suç duyurusuyla gündeme gelmişti. İfade ve savcılık araştırmalarının ardından dosyayla ilgili çalışmaların sürdüğü öğrenildi.

YAKUP TOPRAK SAVCILIĞA SÜRECİ DETAYLI ANLATTI
İşadamı Yakup Toprak; imar barışından faydalanılarak kendisine verilen yapı ruhsatının iptali nedeniyle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İzmir İl Müdürlüğü'ne verdiği dilekçe ve ifadelerde olayı tekrar anlattı. Belediye Başkanvekili Erkan Özkan'ın kendisinden 250 bin dolar rüşvet istediğini belirtirken bunun 45 bin dolarlık ilk taksitini elden verdiğini daha sonra kendisinden belediyeye bağış olarak sepetli bom diye tabir edilen vinç bağışı istediklerini söyledi. Konuya ilişkin görüşmeleri ilk etapta kendi mali müşaviri Kenan Hepsevigen üzerinden yürüttüğünü, belediye ile Sevigen'in muhatap olduğunu, sonrasında ise kendisinin devreye girdiğini anlattı. Toprak, İmar ve Şehircilik Müdürü Sarper Dikmen ile Belediye Danışmanı (Kuşadası eski Belediye Başkan Yardımcısı) Mehmet Zeki Fidandal ile mali müşaviri arasında geçen watsap mesajlarını da dosyaya koydu. İmar Müdürü Dikmen'in ruhsat işini bizzat takip ettiği iddia edilirken inceleme ve onay sürecinde bizzat sahaya kendisinin gittiği, oteli dolaştığı ortaya çıktı.

Yine savcılık dosyasına da yansıyan ifadelere göre Toprak, İmar Müdürü Dikmen'in vasıtasıyla proje çizimi için onun yönlendirdiği Mimar Merve Boran'a gittiklerini, piyasada 150-200 bin TL'ye yapılabilecek iş için 600 bin TL para istendiğini, bunun 200'ünü verdiklerini geriye kalan 400'ünün ise elden teslim edildiğini iddia etti. Taraflar haklarındaki iddiaları kabul etmezken dosyaya banka dekontları ve ödeme evrakları da konuldu.

Toprak, avukatı Yusuf Şahin'in belediyeye giderek Başkanvekili Özkan ile görüştüğünü anlatırken Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından basımı bile yapılan ruhsat evrakının 'geriye kalan bakiyenin ödenmesi halinde imzalanacağı' şeklinde telkin aldığını dile getirdi. Toprak, ruhsatı basılan ve bilgisayarlardan çıktısı alınan evrakın rüşvet alınamadığı için kendisine teslim edilmediğini iddia ederken konuyu zorlaştırmak için hukuki görüş bahanesi uydurulduğunu ifade etti. Bilgisayarların LOG kayıtlarının incelenmesi talep edilirken ruhsatın baskı aşamasına gelmeden yapılması gereken kurum içi yazışmaların sonradan yapılmaya çalışılarak sürecin engellendiği vurgulandı.

RÜŞVET VERMEK SUÇ, BENİ DE CEZALANDIRIN!
Savcılık tarafından alınan ifadesinde rüşvet vermenin de suç olduğunu bildiğini anlatan Toprak, 'İlk başta belediye başkanıyla değil onun danışmanı olan Mehmet Zeki Fidandal ve İmar Müdürü olan Sarper isimli şahıslar bir takım proje değişikliği adı altında Merve Boran isimli mimarla çalışıp benden bu şahsa 600.000,00 TL ödeme yapmamı istediler. Ben Merve'ye 140.000,00 TL parayı havale yoluyla 460.000,00 TL parayı elden verdim. Aynı şekilde o dönemki belediye başkanı Erkan Özkan isimli şahıs benden 250.000 dolar para istedi, ben bunu kabul ettim. Kendisine 45.000,00 dolar parayı elden verdim. Bu parayı verdiğim sırada yanımda Halil, Kenan, Alparslan isimli arkadaşlarım vardı. Başkan beyin yanında Mehmet Zeki Fidandal vardı. Daha sonrasında başkan bey geriye kalan parayı istedi. Hatta aracılar vasıtasıyla benden belediyeye 2 tane bom aracı almamı söyledi ve geriye kalan bu parayı ödememi istedi. Ancak ben ruhsat işlemlerinin sürüncemede kalması ve ilerlememesi nedeniyle geriye kalan bu miktarı ödemeyi ve bom aracı almayı kabul etmedim. Emniyete giderek olay hakkında şikayetçi olmak istedim. Her ne kadar emniyette ilk baştaki ifademde beyan etmemiş olsam da; ben belediye başkanına 45.000,00 dolar parayı ödedikten sonra Mehmet Zeki Fidandal, mali müşavirim Kenan vasıtasıyla benden belediye başkana iki adet iphone marka cep telefonunu almam gerektiğini söylemesi üzerine ben de Kenan'a iki adet cep telefonunu şirket üzerine alıp bu şahıslara vermem gerektiğini söyledim. Bu iki adet telefonu aldım ve Kenan bu telefonları Mehmet Zeki Fidandal'a bizzat vermiştir. Cep telefonları alındıktan bir gün sonrasında bu şahıslara teslim edilmiştir. Telefonlar sıfırdır. Ben bu cep telefonu meselesini emniyette verdim diye hatırlıyorum ancak o günkü olayın heyecanı ve sıcaklığı ile bu kısmı atlamışım. Ben söz konusu olay nedeni ile rüşvet veren olarak suçluysam rüşvet alan olarak belediye başkanı ve onun çalışanları olan Sarper, Mehmet Zeki Fidandal isimli şahıslar da aynı derecede suçludur. Merve Boran da suçludur. Ben yaptığımın suç olduğunu biliyorum. Bunu bile bile beyanlarda bulundum. Toplu olarak beni ve bu kişileri cezalandırmanızı makamınızdan talep ediyorum' ifadelerini kullandı.

'RANDEVUSU YOKSA GÖRÜŞEMEM'
Savcılık soruşturmasında kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmeyen Erkan Özkan avukatı Ahmet Ozan Rüzgar'ın da katıldığı sorgulamada şunları söyledi:

'Yakup Toprak'ı bu olay olana kadar tanımazdım. Aramızda da hiçbir husumet yoktu. Bu şahıs 2023 yılının Haziran ya da Temmuz ayında Başdanışmanım Mehmet Zeki Fidan vasıtasıyla bana ulaştı. Sancaklı'da bulunan bir arazideki oteli ticari olarak işleteceklerini ona söylemişler. Mehmet de bu durumu bana anlattığında ben de ne yapılması gerekiyorsa 'usul ve hukuka ne uyuyorsa gerekli süreci başlatsınlar' dedim. Ancak ısrarla benimle görüşmek istediklerini söyledikleri için Yakup Toprak yanında ismini bilmediğim bir muhasebecisiyle benim makamıma gelerek yarım saat gibi oturdular. Buraya restoran yapacaklarını, yatırım yapacaklarını söylediler. Ben de tabii 'neden olmasın, prosedüre uygunsa yapabilirsiniz' dedim. Aramızda kesinlikle hiçbir para muhabbeti vs. geçmedi. Ben ayrıca bu şahıslara 'bu işlerden anlamam', diyerek bu yerin ticari olarak işletilmeye uygun olup olmadığını belediyenin teknik olarak bu işlerden sorumlu olan imar müdürü, plan proje müdürlerine soracağımı ve nihayetinde de hukuk işlerinden olumlu görüş almamız sonunda ruhsatı verebileceğimi söyledim. Sonrasında da yanımdan ayrıldılar ve bir daha da ben Yakup Toprak'ı ve onun yanına gelen muhasebecisini hiç görmedim. Kesinlikle iddia ettiği şekilde bu şahsa ruhsata karşılık 250.000 dolar para istemedim. Bu şahıstan 45.000 dolar para almadım. Sonra bu şahıs benimle görüşmek için sekreterimle konuşmuş. Sekreterim bana bir şahsın benimle görüşmek istediğini, isminin Yakup olduğunu söylemesine karşın 'randevusu yoksa görüşemem' dedim. Çünkü ben tanımıyordum. Bu şahsın benim yanıma geldiğini dahi unutmuştum. Benim bu şahsa karşı hiçbir özel kastım yoktur. İsmini dahi unutmuştum. Daha sonra ben bu şahısla görüşmeyi kabul etmeyince iki gün sonrasında şahıs avukatını benim yanıma gönderdi. Bu süre içerisinde Yakup Toprak belediye avukatlarından olan Mehmet Emin Işık'la bir pastanede görüşmüşler. Burada Yakup Toprak ruhsat işini benim bilerek yapmadığımı, kendisinden rüşvet aldığımı, 15.000 dolar para ile iki tane iphone marka telefon verdiğini iddia etmiş. Mehmet Emin oradan ayrıldıktan sonra beni aradı ve oldukça şaşırdım. Daha sonrasında ben Mehmet Emin'e bu şahsı tanımadığımı ancak şahsın bir an önce benim makam odama gelerek bu konuyu konuşmam gerektiğini söyledim. Ayrıca Mehmet Emin'le bu şahıs görüştüğünde 'kendisini makam odasında 4 saat beklettiğimi ve buna rağmen içeriye almadığımı, bu nedenle buna içerlediğini ve sinirlendiğini, başkan bey 3 gün içerisinde ruhsatı vermezse sonuçlarına katlanır' şekilde bir beyanı olduğunu da avukat Mehmet Emin bana söyledi. Ben de Mehmet Emin'e bu şahsı tanımadığımı, ancak muhakkak görüşmem gerektiğini söyledim. Ardından bu şahıs kendisi ve muhasebecisi gelmeyerek avukatı Yusuf Şahin ile akrabası olan bir şahısla beraber makam odama geldiler. Ancak ben özellikle Yakup Toprak ve muhasebecisinin gelmesini istemiştim. Çünkü güya ben bunlardan rüşvet almışım ve bu parayı ne şekilde aldığımı soracaktım, yüzleşecektim. Ancak avukatı Yusuf gelince bu şahsa benim hakkımda atılan bu iftiraların ne olduğunu sorduğumda avukat Yusuf bana başkan bey burası yeri değil, bizde kayıtlar var gibi sözler edince ben daha da sinirlendim ve 'ver o kaydı beraber savcılığa gidelim. Ben ya da personelim herhangi bir şekilde rüşvete kalkışmış ise delilleri ile birlikte bizzat savcılığa sunarız' dedim. Hatta bu esnada yanımızda eski Emniyet Müdürü Tamer, avukat Yusuf, Yusuf'un yanında gelen ismini bilmediğim bir şahıs ve avukat Mehmet Emin vardı. Yine bu konuşmada Yusuf'a ruhsata ilişkin Yakup'un bir miktar ödemesi olduğunu ve belediyeye bom aracı alması gerektiğini ve sonrasında ruhsatı vereceğimi söylemem iddiası da kesinlikle yalandır. Söz konusu ruhsat olayına ilişkin ise gerekli işlemler yapıldıktan sonra bu ruhsatı vereceğimi ben Yusuf'a söylemiştim. Ancak daha sonrasında söz konusu otelin bulunduğu alan tarım arazisi olduğu için hukuk işleri olumlu görüş vermemesi üzerine ben de zaten ruhsatı vermedim. Yine bu ruhsat sürecini hızlandırdığı iddia edilen Belediye Meclis Üyesi Bülent Taşkıran'a kızdığım da yalandır. Dediğim gibi benim Yakup Toprak'a özel bir kastım yoktur. Zaten tanımam. Ben bu şahıstan hiçbir maddi menfaat elde etmedim, istemedim, böyle bir konuşma geçmedi. Zaten buna ihtiyacım da yoktur'

Karşıyaka’nın simgeleri hediyelik eşya oldu Karşıyaka’nın simgeleri hediyelik eşya oldu

YERİNE GİDEREK İNCELEME YAPTIM
Yerel seçimlerin ardından silahlı saldırıya uğrayan ve sonrasında yaşanan tartışmalı süreç nedeniyle Menderes Belediye Başkanlığı'na seçilen yeni Başkan İlkay Çiçek tarafından görevinden alınan İmar ve Şehircilik Müdürü Sarper Dikmen de sürece ilişkin bilgi verdi. Dikmen, 'Benim görevim hem bitmiş olan binalara ruhsat vermektir. Hem de yapının yeni başlayan binalar için yapı ruhsatı vermektir. Verilen bu ruhsata göre binalar yapılmaktadır. Yakup Toprak isimli şahsı ben şahsen tanımam. Bu şahsın Sancaklı Mahallesinde bulunan bir binasına ilişkin bu binayı otele çevirdiğine ilişkin 2018 yılında almış olduğu yapı kayıt belgesine istinaden imar müdürlüğümüzden numaratajı dilekçeyle talepte bulunmuş olup bu talep benim önüme geldiğinde ilgili arkadaşa havalesi yapılarak numarataj verilmiştir. Daha sonrasında başka bir dilekçeyle söz konusu binanın yapı kayıt belgesiyle uyumlu olup olmadığı hususunda belediyemizce yerinde kontrol talebinde bulunulmuş olup benim de içerisinde olduğum belediye çalışanlarımızla birlikte söz konusu binanın bulunduğu Sancaklı Mahallesine gidip kontrol ettiğimizde bina ile yapı kayıt belgesindeki metrekarelerin uyumlu olduğunu tespit etmemiz üzerine ilgili evrakları tamamlayıp ben bu evraklarla birlikte binanın uyumlu olduğunu orada bu işlerle ilgilenen şahıslara imar müdürlüğümüzce tebliğ etmiş olduk. İlgili evrakları tamamlayarak bu otele ilişkin evrakı bitirmiş olduk. Bunun haricinde ben bu otelin açılışına ilişkin herhangi bir yapmam gereken görevim bulunmamaktadır. Daha sonrasında Yakup Toprak ve onun adına hareket eden ilgili şahıslar tarafından bu otelin çalıştırılması amacıyla çalıştırma ruhsatını alabilmek amacıyla belediyemizin başka bir birimi olan iş yeri açma ve çalıştırma ruhsat denetim müdürlüğüne bu belgelerle müracaat ederek ruhsat talebinde bulunulmuş olup benim bu aşamada konuya ilişkin hiç bir bilgim ve görevim bulunmamaktadır. İddia ettiği şekilde ben Yakup Toprak'a ya da onun müşaviri olan Kenan Hepsevigen isimli şahsa binaya ilişkin proje değişikliği olacağını, bunun için de Merve Boran isimli mimarla çalışması gerektiği hususunda herhangi bir şey söylemedim. Herhangi bir para konusu aramızda geçmemiştir' açıklamasını yaptı.

İYİ MİMARIM, FİYATIM YÜKSEK...
Belediyenin imar ve proje çizimlerini kendisine yönlendirdiği ve piyasanın üstünde yüksek rakamlara iş yaptığı iddia edilen Merve Boran ise, 'Ben kendime ait özel bir ofiste mimar olarak çalışırım. Yakup Toprak isimli şahsı bu iş olana kadar tanımazdım. Yakup Toprak'ın çalışanı olduğunu söyleyen Kenan isimli bir şahıs benim telefonumu arayarak imar barışından yararlandıkları bir arazi üzerinde bulunan binalarına ilişkin mimari bir proje yaptıracaklarını ve bu işi de benim yapıp yapmayacaklarımı sordu. Bir fiyat teklifinde bulunmamı talep ettiler. Ben de ilk başta 'mevcut binayı görüp buna göre teklif yapabilirim' dedim. Akabinde Sancaklı Mahallesi'nde bulunan söz konusu araziye gidip bir keşif yaptım ve buradaki mimari proje için 180.000,00 TL + Kdv teklifinde bulunduğumu ilettim. Yetkili Kenan Bey bu teklifi biraz yüksek bularak dışarıdaki mimarların genellikle 150.000.00 -160.000,00 TL aralığında işi yapabileceklerini ancak iyi bir mimar olduğum için ve Menderes'te bulunduğumdan dolayı bu işi benim yapmamı ve birazcık fiyatı indirmemi istediler. Ben de o zaman 140.000,00 TL Kdv dahil bu işi yapabileceğimi söyleyerek anlaştık. Sonrasında kez daha Sancaklı Mahallesine giderek buradaki binanın ne şekilde mimari bir çizim yapacağım hususunda keşifte bulundum. Toplam 2 kez bu Sancaklı Mahallesi'ndeki otelin bulunduğu yere gittim. Yakup Toprak'ı da zaten burada ben ilk keşfe gittiğim esnada bir kez burada gördüm. Şahısla herhangi bir konuşma yapmadım. Sadece bana 'ben buranın arsa sahibiyim, gerekli işlemleri yap' dedi. Kesinlikle iddia edildiği şekilde ben bu şahıslardan elden para almadım ve Kenan Bey benimle ilk kez görüştüğünde kendisini Belediyenin herhangi bir çalışanı ya da Sarper vasıtasıyla benimle görüştüğünü söylemedi. Sadece beni sağdan soldan iyi bir mimar olduğumu bildiği için aradığını söyledi. Ben Sarper'i tanırım. Çünkü kendisi de benim gibi Gümüldürlüdür. Eski Belediye Başkanı olan Erkan Özkan'ı sadece ismen tanırım. Belediyenin ben herhangi bir işini yapmadım. Söz konusu parayı da bu şahıslar bana havale ile gönderdiler. Hatta işe başlarken 70.000,00 TL'sini peşin diğer 70.000,00 TL'sini de iş bitiminde istemiştim. Kendileri de kabul etmiştir. Parayı da havale yoluyla aldım. Kesinlikle elden para almadım. Zaten ben çalışma prensibi olarak elden para almam. Asla benim iddia edilen rüşvet olayıyla hiçbir alakam yoktur' ifadelerini kullandı.

EMNİYET MÜDÜRÜ AYRINTISI
Savcılık, soruşturma dosyasında adı geçen ve İşadamı Toprak'ın belediye yönetiminin yanında durduğu, destek verdiğini iddia ettiği Menderes eski İlçe Emniyet Müdürü Mümin Tamer Yürükçe'nin de 'tanık' olarak ifadesini aldı. Savcı, başkanlık odası başta olmak üzere çeşitli görüşmelerde yer alan Yürükçe'yi davet etti. Bir dönem İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü bünyesinde de görev yapan Yörükçe savcının çağrısına yanıt vermeyince hakkında 'zorla getirme' emri çıkartıldı. Menderes İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne talimat yazan savcının işlemi sonrasında Yörükçe'nin ifadesi alındı. Yörükçe, 'Belediye başkanının makamında oturduğumuz sırada iki kişi geldi. Odada Avukat Mehmet Emin Işık da vardı. Gelenlere belediye başkanı Yakup Toprak'ı sordu. Niye gelmediğini merak ettiğini söyledi. Görüşmede rüşvet ya da araç konusu geçmedi. Orada öyle bir eylem de olmadı. Zaten ben emniyet mensubu olarak olaya müdahale ederdim' dedi.

Öte yandan soruşturma dosyasında Başkan Danışmanı Mehmet Zeki Fidandal, Ruhsat Denetim Müdürü Funda Gözen, Toprak'ın mali Müşaviri Kenan Hapsevigen, şoförü Halil Kıran, polis memuru arkadaşı Alparslan Kültür gibi isimlerin de ifadeleri yer aldı.