İZMİR ’– Habertürk Gazetesi’’nin güçlü kalemlerinden Pakize Suda bugünkü köşesine ’‘memleketini’’ taşıdı. Suda, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’’in ’‘sümüğü akan çocuk’’ benzetmesiyle gündeme taşınan kentin ’‘parıldayaman’’ parıltısını objektif bir dille ’‘bizde biri’’ olarak yazdı.
İZMİR
Benim İzmir’’im...
Çocukluğumun ve ilk gençliğimin şahidi...
Adıyla bile burnumun direğini sızlatan...
Hep dönmek istediğim memleketim...
Ama ’“kör kütük aşık’” durumu değil benimkisi. Ayaklarım yere basıyor.
Şehirlerin ’“fanatik futbol takımı taraftarı’” gibi sevilmesi tuhafıma gidiyor.
Öyle ’“laf söyleyenin canına okurum’” halleri falan...
Bakarım o lafa... Yanlışsa itiraz ederim, doğruysa yapacak bir şey yok. Ha, var; elim kalem tutuyor madem, ’“düzelmesi için’” onu kullanırım.
Maksat ne? Lafa karşı laf oturtmak mı?
O zaman daha iyi İzmirli mi olacağım?
Benim ne olduğum önemli değil ki, maksat İzmir iyi olsun.
Ama ’“İzmir iyi değil’” maalesef.
’“Nur topu gibi çocuk var ama eli yüzü kir pas içinde’” diyenler pek de haksız sayılmaz; eğri oturalım doğru konuşalım şimdi...
Belki de ’“nur topu gibi’” oluşuna güvenildi yıllar yılı... ’“Çaba’”ya gerek duyulmadı. Eskişehir’’i örnek verirsem meramımı daha iyi anlatabilirim: Yılmaz Büyükerşen, tarih, doğa, konum, hiçbir yönden İzmir kadar şanslı olmayan bir şehirden bir ’“şaheser’” yarattı. İzmir’’de ’“malzeme’” vardı ama o malzeme işlenmedi.
*
Herkes suçlu.
İstanbul’’a kaçan ve İzmir için ’“parmağını oynatmayan’” işadamları, sanatçılar, gazeteciler...
Ağzımızı oynattık sadece... ’“İzmir’’in denizi kız, kızı deniz kokar’” dedik...
Arada gidip Deniz Restoran’’da anılara ve İzmir’’in güzel kızlarına kadeh kaldırdık...
O kadar.
Yerel yöneticiler... Onlar Kordon’’daki her biri ’“sanat eseri’” değerinde, Rumlardan kalma evlerin yıkılıp yerine ucube apartmanların dikilmesine izin verdiler önce, sonra yetmedi, denizi doldurup Kordon’’u yok ettiler. İzmir’’in en önemli simgesini’…
Biz İzmirliler, şehrimizi bu ’“cinayetlerden’” koruyamadık. Sokaklara dökülüp isyan edebilirdik oysa. İsteyince yapıyoruz pekala. Ama sessizce seyrettik.
Hükümetler... Evet siyasi nedenlerle İzmir cezalandırılıyor olabilir. Ama 2002’’de başlamadı ki gerileme...
Ondan önceki hükümetlerin ne alıp veremediği vardı İzmir’’le, bilmiyorum.
*
Uzun lafın kısası... İzmirliler söylenenlere alınmak yerine İzmir’’e tarafsız gözle bakmalılar. Sonra herkes elinden ne geliyorsa yapmalı.
Hükümet de tabii. Oy cezalandırarak değil, hizmet edilerek alınır.
Ha, ’“CHP’’li belediyeler beceriksiz’” diyenlere de yine Yılmaz Büyükerşen’‘i örnek göstermek isterim.
Son olarak...
Duygusallık insanın gerçekleri görmesine engel olur sevgili İzmirliler, duygusallığı bir yana bırakın.
İzmir’’le ilişkisi Çeşme’’ye geçerken bir öğle yemeğiyle sınırlı olanlar, siz hiç konuşmayın! Bir şehrin eksiğini gediğini görmeye yetmez o ’“ateş alma’”lar.
Gelmiş geçmiş bütün yerel yöneticiler... Mutlaka çok sevdiniz İzmir’’i. ’“Elinizden geleni’” de yaptınız. Sağ olun, var olun. Ama galiba bir şeyi gözden kaçırdınız; İzmir’’in özel bir şehir olduğunu. Hani üstün zekalı çocuklara özel eğitim gerekir ya... Yoksa heder olur gider o zeka hani...
*
Ben gördüğümü yazdım. Buna karşılık benim gibi düşünenlere ’“büyük büyük laflarla’” itiraz edenler var. Kim bilir belki de ’“bilmediğimiz, görmediğimiz bir yerden büyüyüp gelişiyordur İzmir’”; o kadarına aklım ermez ama İzmirli olarak gurur duyarım. İzmir